10. Hukuk Dairesi 2016/7523 E. , 2016/8927 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, tevkifata dayalı olarak 01.10.1994 tarihinden itibaren 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile 6111 sayılı Kanunun prim borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin hükümlerinden yararlanma hakkının saklı tutulması istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, teslimatlarla sınırlı biçimde 01.10.1994-31.12.2005 arası dönemde sigortalılığın tespiti ile 6111 sayılı Yasadan yaralanması gerektiğinin tespitine hükmedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın kısmen kabulüne dair önceki hüküm, Dairemizin 09.12.2014 tarih 2014/22723 Esas 2014/26024 karar sayılı ilamıyla;
“Eldeki davaya konu somut olayda; Mahkemece, yapılan araştırma, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde, 01.10.1994 tarihinden itibaren davacının 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırılarak, yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir. Diğer taraftan, öncelikle, davacının 2926 sayılı kanun kapsamında herhangi bir tescilinin bulunup bulunmadığı araştırılıp varsa ilgili sicil dosyası celp edilmeli, ayrıca 07.12.2011 tarihli Kurum yazısında belirtilen 0515801725 Bağ-Kur numarasının davacıya ait olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalı, şayet prim tevkifatının bulunmadığı ancak davacının 2926 sayılı yasa kapsamında tescilin mevcut olduğunun anlaşılması halinde ise; gerek ... tarafından düzenlenen 06.10.2011 tarihli yazı içeriğinde belirtilen ürün teslimat yılları, gerekse dosyada mevcut kuruluş kayıtları ve İlçe Tarım Müdürlüğü yazı içeriği, yukarıda belirtilen ilke ve esaslar çerçevesinde birlikte değerlendirilerek davaya konu talep hakkında bir karar verilmelidir.
Bozma öncesi ve sonrası toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, tevkifat araştırmasının bulunmadığı, Ziraat Odası kaydının 2005 başlangıç, Tarım Kredi Kooperatifi kaydının 2006 başlangıç, Fisko Birlik kaydının 1980 başlangıç tarihli olup her üç kaydın da devam ettiği, 1970 ve 2002 edinme tarihli 8 dönüm taşınmaz kaydının bulunduğu, 2002-2009 döneminde ilçe tarım müdürlüğü nezdinde kayıtlı olduğunun bildirildiği, Fındık Tarım Satış Kooperatifi tarafından 1994-1996-1998-1999-2003-2004-2005 yılında ürün teslimatı yapıldığının belirtildiği, 2926 sayılı yasa kapsamında bir tescilin bulunmayıp mevcut tescilin 1989-1990 arası döneme ait Esnaf-Bağkur sigortalılığına ilişkin olduğu, tanıklarca iddia edilen tarımsal faaliyetin teyit edildiği anlaşılmaktadır.
Davacının, 2926 sayılı yasa kapsamında bir tescili bulunmadığına ve tevkifat durumu da açıklığa kavuşturulmadığına göre teslimatlarla sınırlı biçimde tescil ve tespite karar verilemez. Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamında öngörüldüğü biçimde, davacının, 2926 Sayılı Yasaya tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, tescili, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı hususları ayrıntılı olarak ve ilgili merciiler nezdinde ayrı ayrı araştırılmak suretiyle belirlenip sonucuna göre bir karar verilmelidir” şeklindeki gerekçeye yerverilerek bozulmuştur.
Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamında öngörüldüğü biçimde araştırma yapılmış, davacının, 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, tescili, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunmadığı belirlenmiş olmakla, davacının, 2926 sayılı Yasa kapsamında bir tescili ve tevkifatı bulunmadığına göre teslimatlarla sınırlı biçimde tescil ve tespite karar verilemez.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31.05.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.