3. Hukuk Dairesi 2017/10768 E. , 2017/16148 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile ortak emlak işi yaptığını, davalıya 30 bilezik ve 25.000.00.- TL nakit borç verdiğini, davalının altı tane bono verdiğini, icra takibi yaptığını, İcra Hukuk Mahkemesinin zamanaşımı nedeni ile icra takibinin geri bırakılmasına karar verdiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 51.360.00.- TL vade tarihlerinden reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, tarafların tacir olmadığını, dava konusunun ticari işletme olmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davanın esastan da reddinin gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, 51.360,00 TL"nin temerrüt tarihi olan icra takip tarihi 02/10/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-TTK"nun 4. maddesinde ise, ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1. fıkrasında her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 12. maddesinde "Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir" hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, "6102 sayılı Kanun"un 5.maddesinin başlığı" 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler" şeklinde, 1. fıkrasında yer alan "davalara" ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki "çekişmesiz yargı işlerine" şeklinde 3. ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır şeklinde düzenlenmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olaya bakıldığında ise; 6102 sayılı TTK"nun yukarıda ifade edilen yasa hükümleri de incelendiğinde, tarafların tacir sıfatını taşımadığı, ticari işletmeleri olmadığı ve yine taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığı açıktır. Bu nedenle, somut olayda; 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı kuşkusuzdur. Bu durumda davaya bakmaya Genel Mahkemeler görevlidir. Bu nedenle, mahkemece; yukarıda belirtilen yasa hükümleri ve açıklamalar uyarınca davada genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunun gözetilmesi ve görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davaya bakılıp neticelendirilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.