Esas No: 2021/12173
Karar No: 2022/6006
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12173 Esas 2022/6006 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/12173 E. , 2022/6006 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 08/07/2017 tarihinde davalının trafik sigortacısı olduğu araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin dava dışı araç ile karıştığı trafik kazası neticesinde %15 oranında sürekli maluliyetinin olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.846,90 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 180 gün geçici iş göremezlik için 100,00 TL ,yol gideri için 500,00 TL, rapor ücreti için 1.553,10 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş,sürekli iş göremezlik talebini 40.925,66 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; başvurunun kısmen kabulü ile 40.425,66 TL sürekli iş göremezlik ve 500,00 TL ulaşım gideri olmak üzere toplam 40.925,66 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazın reddine dair karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, hakem heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin kaza sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında; dava dışı araç sürücüsü “kavşaklarda geçiş önceliğine uyma” kuralı ihlalinden %100 kusurlu olduğu,davalı sigortalı araç sürücüsüne ise kusur verilmemiştir.
Davacı tarafından dosyaya sunulan 10/08/2019 tarihli makine mühendisi bilirkişisi tarafından düzenlenen kusur raporunda, davalı sigortalı araç sürücüsü %25, dava dışı araç sürücüsü ise %75 kusurlu bulunmuş olup kusur nedenleri belirtilmeden sadece oransal olarak belirleme yapılmış, Uyuşmazlık Hakem Heyetince hükme esas alınarak zarar belirlenmiştir. Meydana gelen kazaya ilişkin Kaza tespit tutanağı ile hükme esas alınan 10/08/2019 tarihli rapor arasında çelişki mevcut olup bu çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı yolcu olup kusursuz olmamasına karşın, davacı vekili ıslah dilekçesinde davalı ... şirketinin %25 kusurlu olduğu ve kusur oranına göre belirlenen tazminata göre karar verilmesi talep edildiği anlaşılmaktadır.
O halde İtiraz Hakem Heyetince, kaza tespit tutanağı ,hükme esas alınan kusur raporu irdelenerek,tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre tarafların olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin
giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması için İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek bilirkişi heyetinden kusur raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken çelişkiler giderilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı vekili, meydana gelen kazada davacının yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp tazminat talebinde bulunmuştur.
Davacı tarafından dosyaya sunulan ... Üniversite tarafından Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine hükümlerine göre hazırlanan raporda travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle %15 oranında sürekli maluliyet belirlenmiş, anılan rapor tazminata esas alınarak karar verilmiştir.
Dosya kapsamında davacının psikiyatri tedavisi gördüğüne ilişkin yeterli belgeler bulunmadığı gibi alınan maluliyet raporunda da travma sonrası stres bozukluğunun tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği,sürekli olup olmayacağı, kaza ile maluliyet arasındaki illiyet bağına ilişkin ayrıntılara yer verilmemiştir. Rapor bu hali ile karar vermeye elverişli değildir.
Bu durumda, davacının psikolojik tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakları dosya arasında getirtildikten sonra, davacının ATK İhtisas Kurulu'ndan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından(içinde psikiyatri uzmanı da bulunan heyetten) muayenesi yapılarak, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, önceki raporun da irdelenerek, kazadan sonra oluştuğu belirtilen psikolojik rahatsızlıkların kaza ile illiyet bağının olup olmadığı, süreklilik arz edip etmeyeceği ve aynı oranda mı devam edeceği, maluliyet oranına etki edip etmediği travma sonrası stres bozukluğuna ilişkin tespit edilen maluliyet oranının davacının bakiye ömrü boyunca aynı oranda devam edip etmeyeceğinin tespit edilerek sonucuna göre karar verilmek üzere, itiraz hakem heyeti kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre, Sigortacılık Kanun’unda 30/17 maddesi ile 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete'de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13.maddesine "Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi,ancak hesaplanan miktarın karar tarihinde AAÜT’de belirlenen maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2),(3) no'lu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.