14. Hukuk Dairesi 2013/14593 E. , 2014/2447 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2011/213-2013/215
Davacı tarafından, davalı aleyhine 14.06.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 10.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, tayin olunan 25.02.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, paydaş olduğu..parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşının payını 08.04.2011 tarihinde davalıya satış yoluyla devrettiğini 06.05.2011 günlü noter ihtarıyla öğrendiğini belirterek davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı cevap vermemiştir.
Mahkemece, binanın kaçak olduğu, paydaşlardan her birinin bina üzerinde kullandığı bağımsız bölüm bulunup, davalının bağımsız bölüm edindiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, 135 m2 yüzölçümünde arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazda davacının 1994 yılında, davalının da dava dışı paydaş Mümine’nin payını 08.04.2011 tarihinde satın alarak paydaş olduğu görülmektedir. Bilirkişi kurulunun 02.05.2012 günlü raporunda, taşınmazda bodrum, zemin ve üç normal kattan oluşun bina bulunduğu, binanın bodrum katının ortak alan olarak kullanıldığı, zemin katının mesken olduğu, inşaat projesinde ise, zemin katın dükkan, bodrum katın da dükkan deposu olarak planlandığı, bu nedenle de zemin ve projenin birbirine aykırı olduğundan binanın kaçak olduğu belirtilmiştir. Bilirkişiler 18.04.2013 tarihli oturumda alınan beyanlarında da dava konusu yerin projesinde binanın kömürlüğü sığınağı ve yukarıdaki dükkanın deposu olarak gösterildiğini bildirmişlerdir. Bu itibarla mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak, davalıya pay satan Mümine Sarışahin tarafından kullanılan bir yer olup olmadığı araştırılarak bu şekilde bir kullanım var ise davanın reddine, yok ise davalının projede ortak alan olarak görünen yere tekabül eden pay aldığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.