3. Hukuk Dairesi 2016/7464 E. , 2017/16210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı aleyhine boşanma davası açtığını, davadan önce müşterek konutu terk etmek zorunda kaldığını, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı ile yaşadıkları müşterek konutta kaldığını ileri sürerek, düğün merasimi sırasında takılan 40 gr. ağırlığında iki adet ... bilezik ile, 30 adet çeyrek altın ve 5 adet yarım altın"ın aynen bunun mümkün olmaması halinde ise, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla ödeme günündeki bedellerinin tespiti ile şimdilik 11.620,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; düğünde sadece beş adet tırnak diye tabir edilen çeyrek altın takıldığını ve bunların da ortak ihtiyaçlar için bozdurulup harcandığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının düğün töreninde kendisine takılan ziynet eşyalarının zorla elinden alındığı ve davalıda kaldığı iddialarını ispat edemediği, davacının mahkemece hatırlatılan yemin teklifi üzerine alınan beyanında davacının iddialarını inkar ettiği gerekçesiyle, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Dava, düğün töreninde hediye edilen ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık;düğünde takılan ve davalı tarafça davacıdan alınan ziynetlerin iade edilip edilmediği, düğünde hediye edilen ziynetlerin davalı tarafça bozdurularak harcanıp harcanmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. (TMK m. 6) İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. (HMK m.190) İspat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.
Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur.
Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür.
Bu bağlamda davacı; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davacı kendisine düğünde takılan ziynetlerin davalı ile yaşadıkları müşterek konuttu kaldığını ileri sürmüş, davalı ise ziynetlerin davacıdan alındığını kabul etmiş ancak ziynetlerin bozdurularak bedellerinin ortak ihtiyaçlar için harcandığını savunmuştur. Bu durumda davacı takıların davalının zilyetliği ve korumasında kaldığını davalı ise; ikrarı nedeniyle ziynetlerin davacının rızası ile bozdurularak harcandığını ispat etmek zorundadır.
Yargılama sırasında, davacı dava konusu takıların müşterek konutta kaldığını ispat edememiştir. Ancak, davalının ziynetlerin bozdurularak harcandığına yönelik ikrarı karşısında; ziynetlerin davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığını ispatla yükümlü olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla, ziynetlerin davacının rızası ile bozdurularak harcandığının davalı tarafından ispat edilemediği gözetilerek, davacının ismini bildirdiği tanık ..."in " tarafların düğününde bizzat bulundum, kız kardeşimin otuzar gramlık iki tane bileziği, üç tane yüzüğü, bir tane küpesi, 25 tane küçük altını, 20 tane yarım altını vardı" beyanı ile davacının talebiyle bağlı kalınarak; "iki adet otuzar gramlık bilezik, 25 adet küçük altın ve 5 adet yarım altın" yönünden davanın kabulü cihetine gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.