Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/409
Karar No: 2014/3249

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/409 Esas 2014/3249 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/409 E.  ,  2014/3249 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalılardan Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kadastro sırasında ... Köyü, 433, 437 ve 434 parsel sayılı sırasıyla 2606 m², 2644 m² ve 894 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, 1937 tarih 307 ve 205 yazım numaralı vergi kayıtları ve T. Sani 1928 tarih 72 nolu tapu kaydı uygulanarak davacı ve davalı gerçek kişiler adına tesbit edilmiştir.
    Kadastro komisyonuna yapılan itiraz üzerine 22.12.1988 tarihli karar ile 433 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 2333 m², 434 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 756 m² ve 437 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 2337 m² kısımların ..., 434 sayılı parselin (B) harfi ile gösterilen 109 m², 437 sayılı parselin (B) harfli 308 m² ve 433 sayılı parselin (B) harfli 247 m² miktarındaki kısımların ise, ... adına tesciline, (B) harfi ile gösterilen kısımların... zilyetliklerinde olduğunun şerh edilmesine karar verilmiştir.
    Davacı ..., komisyon kararındaki (A) harfli kısımlara yönelik olarak, davacı gerçek kişiler ise (B) harfi ile gösterilen kısımlara yönelik olarak kadastro tesbitine itiraz davası açmışlar, her iki dava birleştirilmiştir. Yargılama sırasında davaya dahil edilen Orman Yönetimi ise davaya müdahil olarak katılmıştır.
    Mahkemece gerçek kişilerin davasının kabulüne, Hazinenin davasının reddine ve dava konusu parsellerin davacı gerçek kişiler adlarına tapuya tesciline, 3303 sayılı Kanunun 3. maddesi gereğince parsellerle ilgili olarak şerh verilmesine karar verilmiş, davacı ... ve katılan ... Yönetiminin temyizi üzerine hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.07.2005 tarihli ve 2005/7508 E. - 9799 K. sayılı bozma kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Mahkemece ikinci kez yerinde keşif yapıldığı ve iki ayrı uzman orman bilirkişinin düzenledikleri raporlarda 1964 yılında yapılan orman kadastro çalışmalarına göre çekişmeli taşınmazların konumlarını farklı açıkladıkları ve raporlar arasında çelişki bulunduğu, kural olarak orman kadastrosunun kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı ve hukukî niteliği orman tahdit tutanakları ve haritalarının uygulanması suretiyle belirleneceği, çekişmeli taşınmazların bulundukları ... Köyünde 1964 yılında yapılan orman kadastro çalışmasının kesinleştiğinin anlaşıldığı, bu nedenle, mahkemece önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasında seçilecek üç uzman orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak keşifte tutanaklarda bahsi geçen sabit mevki ve yer adları konusunda yerel bilirkişi ifadelerinden yararlanılarak 1964 ve 1987 yıllarına ait orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin tutanak ve haritalar ile arazi kadastro paftası, 6831 sayılı Kanuna Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Madde Uygulaması Hakkındaki Yönetmelik ve bu Yönetmeliğin 54. maddesi gereğince çıkarılan teknik izahatnamede tarif edilen yöntemle değişik açı ve mesafelerdeki en az 6-7 adet orman sınır noktalarını gösterecek şekilde çekişmeli taşınmaza geniş çevresi ile birlikte sağlıklı biçimde uygulanması, zeminde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle, tutanak ve haritalardaki açı ve mesafelere göre bir bir bulunup zeminde işaretlenmesi, uygulamada haritaların yapımında kullanılan hava fotoğraflarından yararlanılması ve buna göre çekişmeli taşınmazların 1964 ve 1987 orman tahdidi ve aplikasyon hattına göre konumunun duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, çelişki halinde orman sınır noktalarının zemindeki ve arazi kadastro paftasındaki yerlerine değil tutanaklarda yön ve mesafe olarak tarif edilen ve hava fotoğrafları ile desteklenen yerlerine itibar edileceğinin bilinmesi, bilirkişilere uygulamayı detaylı olarak gösteren ayrı renk ve kalemlerle işaretli, orman tahdit hattı ile irtibatlı, kadastro ve orman tahdit haritaları ölçekleri eşitlenip bir biri üzerine aplike edilerek müşterek kroki düzenlettirilmesi, tüm kanıtlar bir arada değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyularak Hazinenin davasının reddine, kişilerin davasının kabulü ile dava konusu taşınmazların payları oranında Eyüp Çakır ve müşterekleri adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı ... ve katılan ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13/04/2007 tarihli ve 2007/1807 E. - 5021 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Mahkemece bozma kararına uyulmakla birlikte bozmanın gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, Dairemizde aynı gün temyiz incelemesi yapılan Karadeniz Ereğli Kadastro Mahkemesinin 2006/8 E. - 2006/130 K. sayılı dosyasında hükme dayanak yapılan orman bilirkişi Yusuf Sağlam tarafından düzenlenen raporda çekişmeli 383 ve 431 parsel sayılı taşınmazların (B) ile işaretlenen bölümlerinin 1964 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro haritası içinde iken 1987 yılında yapılıp kesinleşmeyen 2/B madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarıldıkları açıklandığı, 1964 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro haritası ile 1987 yılında yapılıp kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B haritasının çelişik olduğuna değinilmemiştir. Bu rapora ekli hat uygulamasında ise temyize konu dosyada çekişmeli olan 433 ve 434 parsel sayılı taşınmazların doğudaki bir bölümleri 2/B alanında işaretlenmiştir.
    Temyize konu dosyada hükme dayanak yapılan ve aynı orman bilirkişi Yusuf Sağlam tarafından düzenlenen raporda ise; yörede 1987 yılında yapılan aplikasyonun yanlış yapıldığı, 4659 OTS ile 4660 OTS arasındaki mesafe aynı olmakla birlikte aradaki açı değerinin 4660, 4661 ve 4664 OTS"lerin yerinde işaretlendiği, 4664 ve 4665 OTS"ler arasındaki açı ve mesafe değerlerinin haritalardaki ile uyuşmadığı, ilk aplikasyonda 24 metre ve 36 derece olarak belirtilen hattın 34 metre 58 derece çizildiği, dolayısıyla 4665 ilâ 4671 OTS"leri birbirine bağlayan hattın geçmesi gereken yerden yaklaşık 50-55 metre batıya kaydığı ve aslında ilk orman kadastrosu sırasında orman dışında kalan sahaların orman sayılan yerler kapsamına alındığı ve sonradanda 2/B ile çıkarıldığının tesbit edildiğini, orman kadastro haritaları 1/10.000 ölçeğinde çizildiklerinden bu haritaların çizimindeki 1 mm hata, haritaların 1/1000 ölçeğine büyütülmesi ile 1cm’ye karışlık geleceği ve her yapılan 1 mm hata ile arazide 1 metre sapmanın olacağı bu sebeple tahdit haritasının 1/1000 ölçeğine büyütülüp kadastro paftası ile çakıştırma yoluna gitmediğini, aksine orijinal açı ve mesafe değerleri esas alınarak tahdit hattının tarafından çizildiğini, çizdiği tahdit hattı ile çekişmeli taşınmazların kadastro paftasının çakıştırıldığını, bu uygulamaya göre çekişmeli taşınmazların 1964 tahdit haritasında 4664 ilâ 4671 OTS"lerin dışında olduğunu, 1987 yılında hatalı aplikasyon yapılarak çekişmeli taşınmazların doğudaki bir bölümlerinin 2/B ile orman rejimi dışına çıkarıldıklarını, taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduklarını açıklamıştır.
    Dosyada 1964 yılına ait orijinal renkli tahdit haritası örneği ve 4659 ilâ 4674 OTS"lere ilişkin açı, mesafe ve ölçü değerlerini de gösterir şekilde 1964 yılına ve aplikasyona ilişkin çalışma tutanakları bulunmadığından orman raporları denetlenememektedir. Mahkemece, her iki dava dosyasında aynı orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporlar arasındaki değinilen çelişkiler üzerinde durulup yöntemince giderilmemiştir. Bu durumda; temyize konu dosyada hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporu karar vermeye yeterli olmayıp, çekişmeli taşınmazın ilk tahdit haritasındaki konumu ile ilk orman kadastrosu ile temyize konu dosya nedeniyle kesinleşmeyen aplikasyon arasında çelişki bulunup bulunmadığı yönünde duraksama olmuştur.
    Orman Kadastrosunun kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı ve hukukî niteliği orman kadastro tutanaklarının ve haritasının uygulanması suretiyle belirlenir.
    Bilindiği gibi, aplikasyon; orman kadastrosu daha önceden yapılmış olan yerlerde, 2/B madde uygulaması sırasında, bağlantı kurularak gerekli orman sınır noktalarının yerlerinin arazide belirlenip ihya edilmesinden ibaret olup, bu belirleme ve ihya sırasında önceden kesinleşen orman sınır noktalarının aynı yerlerine konulması zorunludur (15.07.2004 gün ve 25523 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 47. maddesini karşılayan 02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki Eski Yönetmelik md. 44.). Aplikasyon işlemi yeni bir orman kadastrosu değildir. Aplikasyonla kesinleşmiş orman sınırları değiştirilemez.
    Bu nedenlerle, mahkemece öncelikle 4659 ilâ 4674 OTS"leri de gösterir şekilde 1964 yılına ait orijinal renkli tahdit haritası örneği ve 4659 ilâ 4674 OTS"lere ilişkin açı, mesafe ve ölçü değerlerini de gösterir şekilde 1964 yılına ve aplikasyona ilişkin çalışma tutanakları orman idaresinden getirtilerek, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, 1964 ve 1987 yıllarına ait orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin tutanak ve haritalar ile arazi kadastro paftası tutanakları sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, zeminde bulunacak baş noktadan hareketle tutanaklarda yazılı açı ve mesafeler okunup ölçülerek çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerdeki orman sınır noktaları birer birer arazide bulunarak orman sınır noktalarının izledikleri tahdit hatları belirlenmeli, orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunamaması halinde nedenleri üzerinde durulmalı, yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri saptanmalı, zeminde bulunmayan bu noktaların yerleri zeminde halen var olan ve orman kadastro tutanağında tarif edilen en yakın sabit orman sınır noktaları esas alınarak ve bu noktalardan hareketle yine orman tahdit tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup ölçülerek orman sınır noktalarının izledikleri tahdit hattı bir bir arazide bulunup röperlenmeli, aplikasyonda orman sınır hatlarının değiştirilip değiştirilmediği belirlenmeli, değiştirildiyse bunun nedenleri üzerinde durulmalı, orman sınır noktalarının zemindeki ve arazi kadastro paftasındaki yerlerine değil ilk orman kadastrosuna ilişkin çalışma tutanaklarında yön ve mesafe olarak tarif edilen ve hava fotoğrafları ile desteklenen yerlerine itibar edileceği bilinmeli, aplikasyon ile ilk tahdit haritası arasındaki bu çelişkinin nereden kaynaklandığı, orman kadastrosunda kullanılan hava fotoğraflarından, yöreye ait eski tarihli pafta ve haritalardan, imar planlarından, şehir fotoğrafları ve ulaşılabilen tüm kaynaklardan da yararlanılmak suretiyle, 15.07.2004 gün ve 25523 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 64. maddesini karşılayan, eski Kadastro Yönetmeliğinin 54. maddesi gereğince düzenlenen Teknik İzahname hükümlerine göre belirlenmeli, bilirkişi kuruluna çekişmeli taşınmazların orman kadastro haritasına göre konumunu gösteren orman kadastro haritası ile irtibatlı, orman kadastro haritası, aplikasyon ve 2/B haritaları ile çekişmeli taşınmazların genel arazi kadastro paftalarının ölçekleri özel aletlerle denkleştirilmek suretiyle çekişmeli parsellerin en az 10-15 adet orman sınır noktasından oluşan orman sınır hattına, aplikasyon ve 2/B haritasına göre konumunu gösteren ortak imzalı ölçekli kroki düzenlettirilmeli, kesinleşen orman sınırları içindeyken 2/B madde uygulamasıyla ... adına orman sınırları dışına çıkarıldığı saptanacak alanlar için 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak yitirip yitirmediği, kendi haline bırakıldığında orman yetişmeyeceği, orman olarak ya da tarım alanı olarak korunmasının ekonomik olup olmayacağı, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak yitirip yitirmediği belirlenmeli, teknik ve bilimsel verileri bulanan rapor alınmalıdır. Değinilen yönler gözetilmeksizin eksik araştırma ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı ... ve dahili davacı ... İdaresinin davalarının reddine, birleşen dosya davacılarının davasının kabulü ile dava konusu 433, 434 ve 437 nolu parsellerin ... ve arkadaşları adına payları oranında tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı ... ve davalılardan Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1964 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1979 yılında genel arazi kadastrosu, 21.10.1987 tarihinde ilan edilerek kesinleşmeyen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi kurulu tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden oldukları, 1964 yılında yapılan orman tahdidi ile 1987 yılında yapılan aplikasyon çalışmalarının uyumsuz olduğu, 4664 nolu OTS’nin zeminde bulunduğu, belirlenen OTS ve ölçümlere göre dava konusu yerlerin 1964 yılında kesinleşen orman tahdidi dışında kaldıkları, üzerlerinde ev olan, çimenlik ve çilek yetiştiriciliği yapılan tarım arazisi niteliğinde bulundukları anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer almadığına 20/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi