Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3999
Karar No: 2017/16212
Karar Tarihi: 20.11.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/3999 Esas 2017/16212 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/3999 E.  ,  2017/16212 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı elektrik dağıtım şirketinin abonesi olduğunu, davalının 2011 ve 2012 dönemleri arasında tüketilen elektrik enerjisi üzerinden hukuka aykırı şekilde kayıp kaçak kullanım bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, sayaç okuma bedeli ve perakende satış hizmet bedelleri tahsil ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bu bedellerin alındığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişililer tarafından yürütülmesine ilişkin düzenlemeler yapıldığını, elektriğin toptan ve perakende satışının müvekkili şirketin faaliyetleri arasında yer almadığını, bu faaliyetlerin ... geçtiğini ve kısmı bölünmenin Türk Ticaret Kanunu uyarınca 03/07/2013 tarih 8355 sayılı Türk Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, ayrıca EPDK kararlarının iptali davasına bakma görevinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay"da olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; EPDK kararlarının iptalinde Danıştay "ın görevli olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı taraf temyiz etmiştir.
    1-Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp/kaçak bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
    Uyuşmazlık; davada görevli yargı yerinin İdari mi yoksa Adli yargı yeri mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
    Somut olayda; davacının, davalı dağıtım şirketinin (...) elektrik abonesi olduğu ve davalının kayıp-kaçak bedeli adı altında davacıdan tahsilatlar yaptığı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı fatura yoluyla tahsil edilen 41.763,28 TL kayıp-kaçak bedelinin haksız olduğu iddiasıyla istirdat isteminde bulunmuştur.
    4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinin 1.fıkrasında, bu Kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun kurulduğu belirtilmiş, aynı maddenin 2.fıkrasında ise; “Kurum, tüzel kişilerin yetkili oldukları faaliyetleri ve bu faaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tanımlayan Kurul onaylı lisansların verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu Kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa performansının izlenmesinden, performans standartlarının ve dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından, denetlenmesinden, bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur…” hükmü ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiştir.
    Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe dayalı olarak tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil etmişlerdir.
    Elektrik Piyasası Kanunu"nun “Dava Hakkı" başlıklı 12. maddesinde "İdarî para cezaları dâhil, Kurul tarafından alınan bütün kararlara karşı açılan iptal davaları ilk derece mahkemesi olarak Danıştay"da görülür” hükmüne yer verilmiş olup, buna göre Kurul kararlarının iptali için açılacak davaların Danıştay"da görülmesi gerekir.
    Her ne kadar davalı, dava konusu bedellerin EPDK"nın belirtilen ikincil nitelikteki mevzuat hükümlerinin uygulanma zorunluluğu nedeniyle hizmet yararlanıcılarından alındığını savunmuş ise de; temyize konu davada EPDK kararları dava konusu yapılmamıştır.
    Tarafların hukuki statüleri açısından da davanın idari yargıda görülmesi gerekmemektedir. Zira davalı şirket başlangıçta "İktisadi Kamu Teşekkülü Bağlı Ortaklığı" statüsünde iken, dava konusu faturalar döneminde özelleştirme kapsamında yer alan ve dava tarihi itibariyle hisselerinin tamamı ..."ya devredilen bir ticaret şirket olup, 6762 sayılı TTK"nın 18. maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları belirtilmiş, aynı Yasa"nın l2/11"inci maddesinde su, gaz, elektrik dağıtım, telefon, radyo ile haberleşme ve yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseselerin ticarethane sayılacakları hükme bağlanmıştır. Dava konusu bir kısım fatura dönemi ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nın 16/1"inci maddesi uyarınca da ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılacakları ifade edilmiştir. Davalı şirketin 1.7.2004 tarih ve 6083 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan Ana Sözleşmenin 3. maddesinin 1. bendinde Şirketin amacının,  “... elektrik enerjisinin dağıtımı, perakende satışı ve perakende satış hizmeti faaliyetlerini “kârlılık ve verimlilik” ilkesi çerçevesinde, ticari, ekonomik ve sosyal
    gerekçelere uygun biçimde yürütmek…” olduğu belirtilmiştir. Dava konusu faturalar döneminde bütünüyle özelleştirilmemiş olsa da davalının faaliyetlerini o dönemde de özel hukuk kurallarına göre sürdürdüğü açıktır.
    Uyuşmazlık Mahkemesi"nin 17.11.2014 tarih, 2014/1004E, 2014/1045 K sayılı ilamında da açıklandığı üzere; " elektrik bedeli, ekonominin kurallarına uygun olarak serbestçe tespit edilen bir tarifeye ve abonman sözleşmesine göre alınmakta, başka bir deyişle, sözleşmeyle alacak- borç ilişkisi doğmakta, ödenecek miktar ... ile kişi arasında abonman sözleşmesiyle özel hukuk ilişkisi kurulmasından sonra verilen hizmet karşılığında maliyet-kâr esasına göre belirlenmektedir.
    Ödemenin hukuksal dayanağı, kamu gücüne değil, tarifeye ve iki taraf arasında yapılan abonman sözleşmesine dayanmaktadır. Nitekim, ödemelerin yapılmaması durumunda ... alacağını, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre değil, sözleşme ilişkisine dayalı olarak özel hukuk hükümlerine göre tahsil etmektedir. Abone ile ... arasında yapılan abonman sözleşmesi, daha çok “tip” sözleşme görünümünde olup, hizmetten yararlanan kişinin, sözleşmeyi idare ile birlikte düzenlemesi yerine katılımı söz konusudur. Ancak, bu durum, idare ile kişi arasında kurulan özel hukuk ilişkisini, idare hukuku ilişkisine dönüştürmez. Çünkü birçok durumda hizmetin tekel niteliği ve çok kişiye götürülme zorunluluğu, işin çoğunlukla tip sözleşmelerle ve hizmetten yararlanacakların katılımı yoluyla gerçekleşebilmesini olanaklı kılmaktadır.
    Belirtilen durum karşısında, Müessesenin abonesi adına tahakkuk ettirdiği kayıp kacak bedelinin ödenmesine ilişkin davanın, taraflar arasındaki abonman sözleşmesine dayanan özel hukuk hükümlerine tabi bir alacak- borç ilişkisinden doğduğunun kabulü gerekir. "
    Temyize konu eldeki davada da; davacının kayıp kaçak bedellerinin tahsiline dayanak teşkil eden Kurul kararlarının iptali isteminde bulunmadığı, sadece iddiaya göre haksız ödenen bedellerin istirdat istemiyle yetindiği ve bu nedenle davasını elektrik hizmetini veren sözleşme tarafı ... . Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş."ye yönelttiği anlaşılmaktadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın özel hukuk ilişkisinden (abonelik sözleşmesinden) kaynaklandığından davaya bakma görevi Adlî Yargıya aittir.
    Bu itibarla; mahkemece görevli yargı yerinin Adli Yargı olduğu gözetilerek işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken, görevli yargı yerinin İdarî Yargı yeri olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi