20. Hukuk Dairesi 2014/1243 E. , 2014/3313 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Köyü, Köyönü mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın adına tescili talebiyle dava açmıştır..
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile (C) ile gösterilen 896,57 m2"lik kısmın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, 20. Hukuk Dairesinin 02.11.2009 tarihli ve 2009/16181 E. - 2009/16156 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “...20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun en eski tarihli hava fotoğrafı ile memleket haritaları ve dava tarihinden ya da kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritalarında incelenerek taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun kesin olarak belirlenmesi, ayrıca kadastro paftasında 169 numaralı parselin yakınında bulunan taşınmazların orman olarak bırakıldığının dikkate alınması...” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, çekişmeli taşınmazın orman olarak tescil harici bırakıldığı, orman kadastrosunun kesinleşme tarihine kadar zilyetliğin işlemeyeceği, orman tahdidinin kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, ... tarafından Medenî Kanunun 713/6. maddesi gereğince yapılan karşı tescil talebine ilişkin olarak temyiz edilmesi üzerine bu kez Dairenin 03/12/2012 tarihli ve 2012/6866 E.- 2012/13677 K. sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince açılan tescil davası niteliğinde olduğu, aynı maddenin 6. bendi gereğince davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebileceklerinden ve davalı ... vekilinin 25/01/2008 tarihli dilekçe ile taşınmazın ... adına tescilini talep ettiğinden, mahkemece davalı Hazinenin Medenî Kanunun 713/6. maddesi gereğince istemde bulunduğu karşı tescil talebi hususunda olumlu veya olumsuz bir karar vermesi gerekirken bu hususta hüküm kurulmamış olması usûl ve kanuna aykırı olup hükmün bu yönüyle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; uzman orman bilirkişi kurulu tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan ve zilyetlikle iktisap edilebilecek yerlerden olduğu anlaşıldığına göre mahkemece yanlış değerlendirme sonucu davanın reddi yönünde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı ise de, bu husus temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamış olduğu"na değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, TMK"nun 713/6 maddesi uyarınca ... Köyü, Köyiçi Mevkiinde bulunan fen bilirkişilerinin 07/01/2008 havale tarihli raporlarına ekli krokide sınırları turuncu kalem ile boyalı ve (C) harfi ile gösterilen 896.57 m2"lik yerin davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre; dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 24/08/2006 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu 1975 yılında yapılmış ve ilân edilerek kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamında, asliye hukuk mahkemesinin 30.09.2011 tarihli 2010/318 E. - 2011/494 K. sayılı ilâmı davacı vekiline usûlüne uygun tebliğ ediği halde, davacı veya davacı vekili tarafından temyiz edilmeyerek davacı aleyhine verilen hüküm kesinleşmiştir. Bu durum davacıya, 20. Hukuk Dairesinin 03/12/2012 tarihli ve 2012/6866 E.- 2012/13677 sayılı bozma kararından sonra mahal mahkemesince verilmiş olan kararı temyiz etme hakkı vermez. Bu nedenle, davacı ..."ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE 20/03/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.