20. Hukuk Dairesi 2014/681 E. , 2014/3320 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1969 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda dava konusu ... Köyü 252 parsel sayılı 4670 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, bağ niteliğiyle ... adına tesbit ve tapuya tescil edilmiş, satışı nedenleriyle davacı adına kaydedilmiştir.
Davacı ..."in, ... Kadastro Mahkemesine verdiği 14.10.2010 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerinde 1970"li yıllarda tapu kadastro tesbit çalışmaları sırasında yapılan inceleme, araştırma sonucu ...Köyünden ... adına tesbit yapılıp, kesinleşen tesbit tutanağına dayanılarak tapu tesis edildiğini, bu dava konusu 252 parsel numarası adı altında 1970 yılından itibaren ... tarafından çekişmesiz, aralıksız kullanılagelmekte iken 13/09/2000 tarihinde dava konusu taşınmazı maliki ..."dan satın aldığını, Orman Genel Müdürlüğü-... tarafından şahsına gönderilen 15/09/2010 tarih ve 5115 sayılı yazılarında 252 parsel sayılı arazinin orman tahdit sınırları içinde kalan kısım ile ilgili Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 30/12/2005 tarih ve 2005/33 sayılı yazılarında; yazının tebliğinden itibaren 30 gün içinde orman tahdidi içinde kalan kısım için ifraz işlemlerinin tamamlanmasına esas olmak üzere feragat talebinde bulunulmasının istenildiğini, oysa, dava konusu arazinin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadığını, yüz yıla yakın olarak tarım arazisi şeklinde kullanıldığını, sonraları üzüm bağı yetiştirildiğini, tesbit tarihine kadar fiilî olarak tarım arazisi şeklinde kullanılan arazinin sonradan tesbit görmek suretiyle tapuya bağlanmış olması neticesinde aradan geçen 40 yılı aşkın süre sonrası taşınmaz üzerinde haksız hukuka aykırı olarak orman tahdit işlemleri ifraz muamelesinin yapılması bakımından adına yapılan tebligatın dahi kabulü mümkün bulunmadığını, bu bakımdan orman idaresince yürütülmekte olduğu işlemlerin mevcut tapu kaydı karşısında hükümsüz bulunması nedeniyle işlemlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Kadastro Mahkemesince, dava konusu 252 nolu parselin 2/B kadastro blokları dışında kaldığı ve bu nedenle herhangi bir 2/B kadastro çalışmasının yapılmadığı, bu parselin beyanlar hanesine orman şletme müdürlüğünün yazısına istinaden orman şerhi konulduğunun bildirildiği anlaşılmakla, bu yere ilişkin olarak herhangi bir kadastro tutanağının düzenlenmediği, bu bakımdan açılan davanın genel nitelikteki genel mahkemelerde görülmesi gereken tapu iptali ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla tescil davası niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, dava konusu ile tarafları aynı olan Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 07/12/2011 tarih ve 2011/274 E . - 761 K. sayılı dosyası, mahkememizin iş bu dosyası
açısından kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın kesin hüküm nedeniyle reddine, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi vekili tarafından vekâlet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 28.08.2008 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve kararın dayandığı gerekçeye göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacının davası reddedildiğine göre, davalı ... Yönetimi vekilinin sarf ettiği emek ve mesaisi dikkate alınarak, lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen esaslara göre vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken, vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 4. fıkrasındaki “3402 sayılı Kadastro Kanununun 36/A maddesi gereğince davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına"" cümlesi hükümden çıkarılarak bunun yerine “davalı ... Yönetimi vekilinin sarf ettiği emek ve mesaisine karşılık Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 600.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... Yönetimi verilmesine,”cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/03/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.