20. Hukuk Dairesi 2013/9347 E. , 2014/3392 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kullanım kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayılı hükmün; Dairemizin 16/04/2013 gün ve 2012/15442 E. 2013/4458 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki tüm belgeler incelenerek gereği düşünüldü.
K A R A R
5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek- 4. madde gereğince yapılan kadastro çalışmalarında, ... Köyü 146 ada 35 nolu 10495 m2 yüzölçümlü parsel, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılarak, tutanağının beyanlar hanesinde, "taşınmazın davalı gerçek kişi tarafından kullanıldığı" belirtilmek suretiyle Hazine adına tarla niteliği ile tesbiti yapılmıştır.
Davacı Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın eylemli orman niteliğinde olduğu halde, Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığını ileri sürerek, kadastro tesbitinin iptal edilerek orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili ve beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesi istemiyle dava açmıştır.
Hazine, birleşen 2010/243 sayılı davada, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında, göl yatağı niteliğinde olduğunu bildirerek, orman sınırı dışına çıkarma işleminin iptaline ve göl yatağı olarak sınırlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın eylemli orman olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve taşınmazın kullanıcı şerhi olmaksızın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hükmün davalı gerçek kişi tarafından temyizi üzerine, Dairenin 16/04/2013 gün ve 2012/15442 E. 2013/4458 K. sayılı ilamıyla; ["" İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi raporuna göre çekişmeli taşınmazın eylemli biçimde orman niteliğinde olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,""] karar verilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek-4. madde gereğince yapılan kullanım kadastrosu tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1943 yılında yapılan orman tahdidi ile daha sonra 1982 ve 1988 yıllarında yapılarak kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 1744 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2. madde ve 2/B uygulama çalışmaları bulunmaktadır.
Davalı vekili karar düzeltme dilekçesinde; davacı Orman Yönetiminin orman iddiası ile 2/B işleminin iptali istemiyle dava açtığını, bu dosya ile birleşen mahkemenin 2010/243 Esas sayılı dosyasında davacı Hazine vekilinin çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında, göl yatağı niteliğinde olduğunu bildirerek, orman sınırı dışına çıkarma işleminin iptaline ve göl yatağı olarak sınırlandırılmasına karar verilmesini istemiş olduğunu, birleşme kararı verilmeden önce mahkemenin 2010/243 Esas sayılı dosyasında yapılan keşif sonucu alınan uzman bilirkişi raporunda taşınmazın kısmen ormanlık kısmen de bataklık sazlık tarımdışı arazi olduğunu belirttiği halde, aynı bilirkişinin eldeki dava dosyasında taşınmazın tamamının eylemli orman olduğu yolunda farklı rapor verdiğini, birleşen dosyadaki rapor ile eldeki dava dosyasındaki raporların çeliştiğini ve mahkemece bu çelişki giderilmediği gibi mahkemenin eldeki dava dosyası ile birleşen davacı Hazinenin açtığı 2010/243 Esas sayılı dava davası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediğini, zira yapılan kullanım kadastrosu nedeniyle 6292 sayılı Kanunun 9/2 maddesine göre açılan davaların durdurulacağının belirtildiğini, bu konunun gözden kaçırılmış olmasının kanundan kaynaklanan haklarına zara vereceğini ileri sürerek dairenin onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
Davalı vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesinde; eldeki davada davalı konumunda olan Hazinenin, mahkemenin birleşen 2010/243 Esas sayılı dava dosyasında, Davacı sıfatı ile mahkemeye sundukları 29/07/2010 tarihli dava dilekçelerinde dava konusu ... İlçesi, ... Köyü 146 ada 35 parsel numaralı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden ve göl yatağı niteliğinde olduğunu ileri sürerek, orman sınırı dışına çıkarma işleminin iptaline ve göl yatağı olarak sınırlandırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, H.U.M.K."nun 45. maddesi uyarınca aralarındaki hukukî ve fiilî irtibat nedeniyle dava dosyasının mahkemenin 2010/198 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve yargılamanın bu dosya üzerinden yürürtülmesine 22/12/2012 tarihinde karar verilmiştir. Kural olarak; H.U.M.K."nun 45. maddesi HMK"nun 166. maddesi uyarınca aynı taşınmaz hakkında açılan iki ayrı davada verilecek karar diğer davanın sonucunu etkiliyorsa aralarında hukuki ve fiilî irtibat var sayılır ve bu nedenle davalar birleştirilir. Mahkemece bu doğrultuda Hazinenein açtığı dava Orman Yönetiminin açtığı dava ile birleştirmiş olmasına karşın, birleşen dosyanın davacısı olan Hazine davacı sıfatı ile karar başlığında gösterilmediği gibi, mahkemenin birleşen 2010/243 Esas sayılı dava dosyasında Hazine vekilinin istemi ve davası hakkında olumlu olumsuz bir karar da verilmemiştir.
Bu husus, birleşen dosyanın davacısı ve eldeki dosyanın davalısı konumundaki Hazine tarafından temyiz nedeni yapılmamışsa da dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek -4. madde gereğince yapılan kullanım kadastrosu tesbitine itiraza ilişkin olduğundan ve doğrudan Hazinenin açtığı dava, yapılan kullanım kadastrosunun aynı zamanda açılan davanın niteliğine göre zilyed konumundaki davalı gerçek kişiyi de ilgilendirdiğinden bu hususun gözardı edilmiş olması doğru bulunmamıştır.
Bu nedenle mahkemece yapılacak iş: mahkemenin birleşen 2010/243 Esas sayılı dava dosyası nedeniyle davacı Hazineyi karar başlığında birleşen dosyanın davacısı olarak göstermek, taşınmazın zilyedi konumundaki gerçek kişiyi de davalı olarak göstermek, birleşen ve yargılaması birlikte yapılan dosyalarda yapılan keşif ve alınan raporlar arasında çelişki varsa gidermek ve bundan sonra Hazinenin davası hakkında da olumlu olumsuz bir karar vermekten ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 16/04/2013 gün ve 2012/15442 E. 2013/4458 K. sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 17/05/2012 gün ve 2010/198 E.-2012/42 K. sayılı kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer nedenlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.