3. Hukuk Dairesi 2016/5816 E. , 2017/16392 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirketin abonesi olduğunu, elektrik borcunu her ay düzenli olarak ödediğini, 2010 yılında her sene olduğu gibi Mayıs-Aralık ayları arasında köyünde bulunduğu bir sırada 11/11/2010 günü davalı idareye ait çalışanlarca elektrik sayacının sökülüp götürüldüğünü, yerine digital elektrik sayacı takıldığını, sökülen elektrik sayacının davalı kurumca incelenmesi üzerine alınan komisyon raporunda "sayacın iki adet TC mührünün bozuk olduğu, sayacın içindeki bağlantıların yerleri değiştirilerek normal endeks kaydetmesinin engellendiği" hususunun yer aldığını, davacı idarece kaçak elektrik kullanmış olduğu gerekçesi ile kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, bu bedelin idareye ödendiğini, davalı idarenin herhangi bir zarara uğramamasına rağmen hakkında kaçak elektrik kullanmak sureti ile hırsızlık ve mühür bozma suçlarından suç duyurusunda bulunduğunu, bu şikayet üzerine ... 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/379 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılandığını, maruz kaldığı idare eylemlerinin kendisini toplum içinde küçük düşürerek zor duruma soktuğunu, yüz kızartıcı bir suç olan hırsızlık suçu işleyen ahlaki değerleri küçük bir kişi konumuna düşürdüğü, bu şekilde onuruna ve saygınlığına saldırıldığını belirterek 5.000,00 TL manevi tazminatın şikayet tarihi olan 04/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; talebin zamanaşımına uğradığını, sayaç üzerinde yapılan inceleme sonucu içindeki mühür ile oynandığı hususunun ceza mahkemesi kararında yer aldığını, karşılıksız yararlanma suçunun işlendiğinin sabit olduğu, ancak davacı-sanık tarafından işlenip işlenmediğine dair kesin delil edilemediğinden beraat kararı verildiğini, verilen beraat kararının hukuk mahkemesini bağlamayacağını, davacının tespit edilen kaçak bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, davalının şikayetinin ciddi bulunarak dava açıldığını, yapılan yargılama sonucu yeterli delil elde edilemediğinden sanık-davacının mühür bozma suçundan beraat, elektrik hırsızlığı suçundan ise kurum zararı tamamen giderilmekle ceza verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğunu, temyiz üzerine onanarak kesinleştiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dava; davacı hakkında tutulan kaçak tespit tutanağından dolayı ceza mahkemesinde yargılanması nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re"sen dikkate alınması gerekir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 1.maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra, “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar..” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3.maddesinde Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları, Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için; kanunun amacı içerisinde, yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında, somut olay incelendiğinde; davacı ile davalı arasında, abonelik sözleşmesinin bulunduğu, abone grubunun mesken olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığı ve davalının da 6502 sayılı yasa kapsamında, ""tüketici"" tanımına uyduğu açık olup, olayda 6502 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisindedir.
Hal böyle olunca, mahkemece; o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde esasa ilişkin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre, şimdilik davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.