Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/8536
Karar No: 2014/3480

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/8536 Esas 2014/3480 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/8536 E.  ,  2014/3480 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil davası ile orman tahdidine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 01/07/2013 gün ve 2013/4359 - 2013/7368 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı-birleşen dosya davacısı Orman Yönetimi vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Yörede 1970 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... Köyü 312 ve 313 sayılı parsellerden, 312 sayılı parsel 20900 m² yüzölçümüyle Aralık 1309 D. Tarih, 19 sıra numaralı tapu ve 240 numaralı vergi kaydına dayalı olarak kişiler adına tesbit ve tescil edilmiş, satış yoluyla ... adına kaydedilmiştir. 313 sayılı parsel ise 104550 m² yüzölçümüyle Aralık 1309 D. Tarih, 20 sıra numaralı tapuya dayalı olarak kişiler adına tesbit ve tescil edilmiş olup, halen ... ve ... adlarına tapuda kayıtlıdır.
    Orman Yönetiminin bu taşınmazların yörede 2002 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiası ile açmış olduğu tapu iptali ve tescil davası ile ... tarafından 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince 10 yıllık süre içinde tapuya dayalı olarak açmış olduğu orman kadastrosuna itiraz davaları birleştirilmiştir. ... mirasçıları ise 313 sayılı parselde paylarının olduğu iddiasıyla davaya katılmışlardır.
    Mahkemece, ... tarafından açılan orman kadastrosuna itiraz davasının kabulüne; Orman Yönetiminin, tapu iptali ve tescil davasının ise, 5841 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesi ile reddine karar verilmiş; Orman Yönetimi ve ... mirasçıları tarafından temyizi üzerine, hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26/01/2011 tarih ve 2010/16241 - 2011/795 sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece keşif yapılmaksızın kesin hüküm nedeniyle davacı ... tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Orman Yönetimi tarafından 312 ve 313 sayılı parsellerle birlikte pek çok parsele karşı açılan kadastro tesbitine itiraz davası, mahkemece 766 sayılı Kanunun 26. maddesinde düzenlenen 30 günlük süre içinde açılmamış olduğundan görev yönünden reddedilmiştir. Bu nedenle, kesin hüküm niteliği taşımaz. Kaldı ki; Orman Yönetimi, kadastro tesbitinden sonraki nedene dayandığından, 10 yıllık hak düşürücü süreden de söz edilemez. Katılan kişilerin istemi hakkında olumlu - olumsuz bir hüküm kurulmamış olması da doğru değildir. Bu nedenle, 2002 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna ait harita uygulanmak suretiyle taşınmazın tahdit içinde kalan bölümü belirlenmeli, dava konusu edilen bölüm kesinleşen tahdit içinde kalan bölüm olduğundan, bu yerle ilgili olarak eski tarihli belgeler uygulanmalı, sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.” denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda çekişmeli 312 ve 313 parselleri kısmen orman sınırları içine alan 130 numaralı Orman Kadastro Komisyonu kararının iptaline, bu parsellerin tapularının iptali yolundaki davanın reddine karar verilmiş; davacı Orman Yönetiminin temyizi üzerine Dairenin; 01/07/2013 gün ve 2013/4359 - 2013/7368 sayılı kararıyla “Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına” karar verilmiştir.
    Davacı Orman Yönetimi vekili bu kez kararın düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Dava dilekçelerindeki açıklamalara göre davalar, kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil istemi ile orman tahdidine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1970 yılında genel arazi kadastrosu, 2002 yılında orman kadastrosu yapılmış ve kesinleşmiştir.
    Mahkemece, davacı gerçek kişinin davasının kabulüne, birleşen dosya davacısı Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmiş ise de, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak alınan orman bilirkişi ... 15/08/2012 tarihli raporunda, 1958 tarihli memleket haritasında 313 sayılı parselin güney sınırları itibariyle kısmen beyaz renkli (orman sayılmayan) açıklık kısmında, kısmen de kuzey sınırlarında bütünlük içerisinde bulunduğu, diğer davalı olan 312 sayılı parselin ise, çalılık rumuzu ile gösterilen yeşil kısımda kaldığını beyan etmiştir. Ancak, orman bilirkişinin beyanı fen bilirkişi ...’in 05/07/2012 tarihli raporuna ekli aplikeli gösterimle uyumlu değildir. Zira sözü edilen aplikeli gösterimde dava konusu 312 sayılı parselin tamamının, 313 sayılı parselin ise dava konusu olan tahdit içinde kalan bölümünün tamamen yeşil alanda kaldığı ve üzerlerinde ve çevresindeki taşınmazlar üzerinde herhangi bir rumuz bulunmadığı, ancak, ... Korusu (ormanı) olarak isimlendirildiği görülmektedir. Orman bilirkişi sözü edilen raporunda 1958 tarihli memleket haritasının üretildiği hava fotoğraflarını ise inceleme konusu yapmamıştır. Fen bilirkişi ...’in 05/07/2012 tarihli raporuna ekli aplikeli, ancak, tarihi belirtilmeyen hava fotoğrafında ise dava konusu taşınmazların davaya konu olan bölümlerinin orman olduğu görülmektedir. Yine orman bilirkişinin sözü edilen raporunda eylemli duruma ilişkin olarak da, davalı taşınmazların cılız odunsu yapıdaki böğürtlen bitkileri ile çok az miktarda da baltalık orman ağaç türlerinden olan saplı meşe orman ağaç türlerine rastlanıldığını bildirmiştir. Dosya arasında bulunan 1977/2 Esas sayılı dosyada bilirkişi olarak görev alan Orman Yüksek Mühendisi ..."in 15.07.1992 tarihli raporunun 5. maddesinde ise “Dava konusu 271, 293, 304, 310, 311 ve 352 sayılı parseller ile bu parsellere bitişik bulunan 296, 292, 270, 353, 301, 303, 307, 309, 312, 313 ve 321 sayılı parseller içinde bulunan orman ağaç ve ağaçcıkları üzerinde yapılan incelemede, mevcut ana köklerden oluşan Baltalık Ormanı olduğu, ekim ve dikim yoluyla meydana gelmiş ormanlar olmadıkları, Devlet Ormanları içinde ve bitişiğinde bulundukları nedeniyle özel orman olmadıkları ve Devlet Baltalık Ormanı oldukları tesbit olunmuştur.” denilmiştir.
    Belirtilen nedenlerle, hükme dayanak yapılan orman bilirkişi ... Yıllık tarafından hazırlanan rapor çekişmeli taşınmazların öncesini ve şimdiki niteliklerini belirlemeye olanak vermediği gibi bilirkişi tarafından ulaşılan sonuçlar, hem kendi içinde çelişki arz etmekte, hem memleket haritası ile birebir örtüşmemekte hem de eksik inceleme ve araştırmaya dayanmakta olup, mahkemece de bu çelişkiler giderilmeden hükme varılmıştır. Ayrıca, kadastro tesbitine esas dayanak tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazlara uyup uymadığı da araştırılmamıştır. Yetersiz araştırma ve soruşturma ile yargı denetimine olanak vermeyen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
    O halde, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; mahkemece, çekişmeli parsellerin kadastro tespitine esas alınan tapu kayıtlarının tesis ve tüm tedavülleri ile revizyon kayıtları, 1958 tarihli memleket haritası ve 1958 tarihli memleket haritasından üretilen hava fotoğrafı ilgili yerlerden getirildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir ziraat mühendisi, bir harita mühendisi ve yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; eğim ölçer aletler (klizimetre) kullanılıp, münhanili kadastro paftasından, memleket haritası, halihazır harita ve topoğrafik haritalardan da yararlanılmak suretiyle taşınmazların gerçek eğimi belirlenmeli, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, üzerinde neler gözüktüğü, memleket haritasında rumuz bulunup bulunmadığı, rumuz varsa bu rumuzların neyi simgelediği, rumuzların hava fotoğrafları ile uyumlu olup olmadığı belirlenmeli ve taşınmazların 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen belgeler Harita ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ile hava fotoğrafının ölçeğini kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ve üzerinde bulunan semboller farklı bir kalemle halka içine alınıp, kenara bir ok çıkarılmak ve anlamı açıklanmak suretiyle gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı ve bilirkişiler yapacakları uygulama sonunda, bozmadan önceki orman bilirkişi raporundan farklı sonuçları ulaşılmaları halinde, önceki rapor ile sunacakları rapor arasındaki çelişkilerin nedenlerinin tartışılıp değerlendirmeyi içerir şekilde bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, yine kadastro tesbitine esas dayanak tapu kayıtlarının tüm revizyonları ile birlikte çekişmeli parselleri kapsayıp kapsamadığı, kapsıyor ise değişebilir nitelikte sınır içerip içermediği, çekişmeli parsellerin bu sınırları içinde kalıp kalmadığı, kalıyor ise ormandan açma suretiyle edinilip edinilmediği hususlarında tereddütte yer bırakmayacak biçimde harita mühendisi bilirkişiden rapor alınmalı, ayrıca, keşifte, taşınmazların davaya konu olan bölümlerinin (tahdit içinde kalan bölümlerinin hakim gözetiminde, bir fotoğrafçı bilirkişi vasıtasıyla dört yönden renkli geniş açılı fotoğrafları (hangi fotoğrafın hangi açıdan çekildiği üzerine yazılmak suretiyle), olanak var ise CD üzerine hareketli görüntüleri çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, keşif sırasında çekişmeli taşınmazlar hakim tarafından gözlemlenmeli, taşınmazların üzerinde neler bulunduğu (bitki örtüsü, ağaçların cinsi, sayısı vb.) ayrıntılı olarak keşif tutanağına yazılmalı, çekişmeli taşınmazlar üzerinde bulunan bütün ağaçların dağılımları, sayıları (tek tek sayılmak suretiyle) taşınmazların hangi bölümlerini hangi yoğunlukta kapladıkları ve kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve yaşlarının ne olduğu yönünde ziraat bilirkişiden ayrıntılı rapor alınmalı ve bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar yetersiz araştırma ve soruşturma ile yargı denetimine olanak vermeyen bilirkişi raporuna dayalı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde onandığı anlaşıldığından, davacı Orman Yönetimi vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 01/07/2013 gün ve 2013/4359 - 2013/7368 sayılı onama kararı kaldırılarak, 20/11/2012 gün ve 2011/229-2012/409 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi