Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1952
Karar No: 2014/3500
Karar Tarihi: 24.03.2014

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/1952 Esas 2014/3500 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/1952 E.  ,  2014/3500 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine vekilleri ile davacı gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... Köyü, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 228, 229, 230, 231, 232 ve 241 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak arsa nitelikleriyle sırasıyla 182 parsel 699,30 m² yüzölçümüyle ... adına; 183 parsel 579,30 m² yüzölçümüyle ... adına; 184 parsel 630,00 m² yüzölçümüyle ... adına; 185 parsel 702,90 m² yüzölçümüyle ... adına; 186 parsel 739,60 m² yüzölçümüyle ... adına; 187 parsel 867,00 m² yüzölçümüyle ... adına; 188 parsel 937,50 m² yüzölçümüyle ... adına; 189 parsel 1171,00 m² yüzölçümüyle ... adına; 228 parsel 974,00 m² yüzölçümüyle ... adına tesbit edilmiş, 229 parsel 763,25 m² yüzölçümüyle ... adına; 230 parsel 588,00 m² yüzölçümüyle ... adına; 231 parsel 588,00 m² yüzölçümüyle ... adına; 232 parsel 612,75 m² yüzölçümüyle ... adına; 241 parsel 881,00 m² yüzölçümüyle ... adına tesbit edilmiş ancak Hazinenin itirazı üzerine ... Tapulama Komisyonunun 22.10.1970 tarih ve 970/379 sayılı kararıyla taşınmazların kısmen fundalık ve çalılık oldukları ve üzerlerinde herhangi bir suretle zilyetliğe dair bir emare görülmediği ve ihya suretiyle iktisap şartlarının bulunmadığı belirtilerek, tesbitlerin iptali ile taşınmazların ham toprak niteliğiyle Hazine adına tescillerine karar verilmiştir.
    Davacı ... Yönetimi vekili 11.11.1970 tarihli dilekçesiyle 182, 183, 184, 185, 186, 187, 228, 229, 230, 231, 232 ve 241 parsel sayılı taşınmazların orman tahdit sınırları içinde kaldığı iddiasıyla dava açmıştır.
    Davacılar ... ve arkadaşları vekili 25.11.1970 tarihli dilekçesiyle, Şubat 1331 tarih 72 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 228, 229 ve 230 parsel sayılı taşınmazların müvekkilleri adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Davacı ..., 26.11.1970 tarihli dilekçesiyle, 182 parsel sayılı taşınmazın, davacı ... 18.11.1970 tarihli dilekçesiyle, 183 parsel sayılı taşınmazın, davacı ... 18.11.1970 tarihli dilekçesiyle, 184 parsel sayılı taşınmazın, davacı ... 24.11.1970 tarihli dilekçesiyle, 185 parsel sayılı taşınmazın, davacı ... 24.11.1970 tarihli dilekçesiyle, 186 parsel sayılı taşınmazın, davacı ..., 16.11.1970 tarihli dilekçesiyle, 187 parsel sayılı taşınmazın, davacı ... 24.11.1970 tarihli dilekçesiyle, 188 parsel sayılı taşınmazın, davacı ...
    28.11.1970 tarihli dilekçesiyle, 232 parsel sayılı taşınmazın, davacı ..., 16.11.1970 tarihli dilekçesiyle, 241 parsel sayılı taşınmazın adlarına tescili istemiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır.
    Mahkemece, 1086 sayılı H.M.U.K.’nun 45. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, 183, 184, 228, 229, 230, 231 ve 232 parsel sayılı taşınmazların tesbitlerinin iptali ile tamamı ile orman olarak, 241 parsel sayılı taşınmazın 620,50 m², 182 parsel sayılı taşınmazın 241,10 m², 185 sayılı parselin 522,20 m², 186 sayılı parselin 324,80 m², 187 sayılı parselin ise 121,00 m² yüzölçümündeki bölümlerinin orman tahdit sınırı içerisinde bulunduğunun saptandığı belirtilerek, sözü edilen parsellerin bu kesimlerine ait tesbitlerin iptali ile orman olarak tapulama dışı bırakılmasına ve ormanların kayıtlı bulunduğu kütüğe aktarılmasına, Orman Yönetiminin fazlaya ilişkin istemi ile diğer davacı gerçek kişilerin davalarının tümü ile reddine, 241 sayılı parselin 260,50 m², 182 sayılı parselin 459,20 m² , 185 sayılı parselin 180,70 m², 186 sayılı parselin 414,80 m², 187 sayılı parselin 746,00 m² yüzölçümündeki bölümleri ile 188 sayılı parselin tamamının Hazine adına tesciline karar verilmiş; davacı ... Yönetimi, davalı Hazine ve davacı gerçek kişilerden ... mirasçıları ... ... ve ayrıca ... ve ...’nün temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.04.1993 gün ve 1993/2147-2789 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma, yazılı biçimde hüküm kurulmasına yeterli ve elverişli olmadığı gibi, düzenlenen rapor ve krokiler taşınmazın orman olup olmadığını, hukuki niteliğini ve bir kısım gerçek kişilerin dayandıkları tapu kayıtları kapsamında bulunup bulunmadığını belirlemeye yeter ve kanaat verici değildir. Ayrıca, tahdit haritası ile keşifte düzenlenen kroki birbiri ile çelişmekte ve yekdiğerini doğrulamamaktadır. Bu çelişki giderilmemiştir. Yetersiz araştırma ve inceleme, çelişik rapor ve krokiye dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Dava konusu parsellerin tümü Aralık 1989 (1969) tarihinde yapılan tapulama sırasında ayrı ayrı ve zilyetliğe dayanılarak gerçek kişiler adına tesbit edilmiştir. Gerçek kişilerden Mümeyyiz Zihniye Onan ve arkadaşları, ayrıca, dava aşamasında..."den gelme Şubat 1331 tarih 72, 89 ve 90 numaralı tapu kaydına da dayanmışlardır.
    Dayanılan her üç kayıtta da sınırlar aynı biçimde ve Doğusu; ..., Kuzeyi; ...iye çalılığı ve bazen kabristan, ... tabyası ve Güneyi; ... caddesi olarak yazılıdır. 58 dönüm tarlayı içeren kaydın 101, 102 ve 202 sayılı parsellerle revizyon gördüğü kaydında belirtilmiştir. Mahkemece, Şubat 1331 tarih 88 numaralı kaydın dava konusu parselleri tümü ile kapsadığı benimsenmiş ise de, dosyada böyle bir kayıt yoktur. Mahallinde, 10.12.1987 günü yapılan keşifte ise, uygulanan tapu kaydının tarih ve numarası zapta geçirilmemiştir. Dosyada mevcut raporlarda da bu hususta bir açıklık yoktur. Ancak, keşif zabıt varakasının ikinci sayfasında yazılı yerel bilirkişilerin tanımladığı sınırlardan uygulanan kaydın Şubat 1331 tarih 72, 89 ve 90 numaralı kayıtlar bulunduğu gözlenmektedir.
    Davacı ... Yönetimi, dava konusu taşınmazların tamamı ile orman tahdit sınırı kapsamında bulunduğunu ileri sürmüştür. Bu ilk tahdit ile ilgili mazbatalar ile haritası getirtilmemiş, tahdidin ne zaman yapılıp kesinleştiği tesbit edilememiştir. ... Orman Bölge Başmüdürlüğünün dosyada mevcut cevap yazıları ile, dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede 13.10.1976 tarihinden itibaren 1744 sayılı Kanunun 2. maddesi uygulanmasına başlandığı ve nihayet 06.05.1983 günü verilen cevapta tahdidin kesinleştiği bildirilmiştir. Bunun ne zaman vuku bulduğu bildirilmediği gibi, bu çalışmalarla ilgili belge ve haritalar dosyada mevcut olmadığı için, kapsamının neden ibaret bulunduğu da anlaşılamamaktadır. Ayrıca, dosyada, ... 1. İdare Mahkemesinin 16.12.1983 gün ve 982/613 esas ve 983/639 karar sayılı ve temyiz edilmediğinden kesinleştiği belirtilen kararında, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonunda 1744 sayılı Kanun uygulamasının bazı orman sınır noktalarında iptal edildiği açıklanmıştır. Bununla ilgili dosya getirilmemiş, bu kararla oluşan tahdit haritası keşifte uygulanmamış ve uzman bilirkişi raporlarında da bu hususa değinilmemiştir. Dosyada orman tahdidi ile ilgili olarak sadece 04.10.1983 günlü yazı ile gönderilen ve Orman Yüksek Mühendisi Musa Şahin tarafından çizildiği belirtilen bir harita mevcuttur. Bunun ise, mahkemeye gönderiliş tarihi itibariyle, idare mahkemesi kararından önce düzenlendiği belirgindir. Ayrıca, bu harita ile keşifler sonunda düzenlenen krokiler, dava konusu parselleri kapsayış biçimleri bakımından birbiri ile çelişiktir.
    Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama belirtilen bu yönler itibariyle eksik, yetersiz ve çelişiktir.
    O halde, dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede ilk defa orman tahdidinin ne zaman yapıldığı sorularak, bununla ilgili tahdit mazbataları, haritalar, 1744 sayılı Kanun uygulaması ile ilgili işe başlama, çalışma ve sonuçlandırma tutanakları ile ekip ve komisyon askı tutanakları ve kesinleşmiş haritaları Orman Yönetiminden, ayrıca dava konusu parsellerle ilgili olduğu iddiasıyla ibraz edilen ... 1. İdare Mahkemesine ait dosya, adı geçen mahkemeden ve mümeyyiz gerçek kişilerin dayandığı tapu kaydı ile bunun revizyon gördüğü parsellere ait tapulama tutanakları, tapu müdürlüğünden getirtilip dosyaya konmalı, bundan sonra evvelce yapılan keşifte görev almamış kişiler arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak uzman bilirkişiler kurulu ve tapu kaydı uygulaması için seçilecek yerel bilirkişiler ve gerektiğinde taraflarca gösterilecek tanıklarla mahallinde yeniden keşif yapılmalı, uzman bilirkişiler yardımıyla ilk defa yapılan orman tahdidi ilgili harita, 1744 sayılı Kanunun 2. maddesi sonucu düzenlenen harita ile dava konusu kesim ile ilgili ise idare mahkemesi kararı ile oluşan ve kesinleşen harita yerinde uygulanmalı, uzman bilirkişilere tapulama paftası ve her iki orman tahdidi sonucu düzenlenmiş haritalarla irtibatlı kroki çizdirilmeli, bunda dava konusu parseller itibariyle her iki tahdit durumu ayrı ayrı renklerle, keşfi izlemeye ve denetlemeye elverişli bir şekilde gösterilmesi sağlanmalı, bunun yanında yerel bilirkişiler ve bunların bilemediği hususlarda taraflarca gösterilirse tanıklar aracılığıyla dayanak tapu kaydı yerinde uygulanmalı, bilirkişi ve tanık sözlerinde geçen yerler, ayrı ayrı belirtilmeli, her tanık ve bilirkişinin gösterdiği yer, izlenmeye elverişli bir şekilde krokide ayrı ayrı işaret edilmeli, sınırda görülen ... Caddesinin kaydın oluşumu tarihindeki güzergahı, ... Tabyasının gerektiğinde askeri belgelere göre, dava konusu parsellerle müşterek sınırı belirtilmeli, kuzeyde yazılı kariye çalılığının değişken sınır bulunduğu dikkate alınmak suretiyle tapu kaydının ancak miktarı ile bir değer izafe edebileceği gözönünde bulundurulmalı ve buna göre belirlenen tapu kaydı kapsamı da krokiye işaret ettirilmelidir. Bu uygulama sırasında tapunun revizyon gördüğü belirtilen parseller de dikkate alınmalı ve bu parsellerin yerleri de krokide gösterilmeli, kayda aykırı olarak tapu kaydının bu parselleri kapsamadığının anlaşılması halinde nedenleri açıklattırılmalıdır. Yapılan bu uygulama sonunda, dava konusu parsellerin ilk orman tahdidi, 1744 sayılı Kanunun 2. maddesi uygulaması sonunda da orman tahdidi içerisinde kalan kesimlerinin ayrıca tapu kapsamında olsalar dahi, tapu bu kesim bakımından hukuki değerini yitirdiğinden, dikkate alınmayacağı ve bu kesimin orman olarak Hazine adına tescili gerektiği, 1744 sayılı Kanunun 2. maddesi uygulaması sonunda orman sınırı dışına çıkarılan yerler hakkında tapu kapsamı içerisinde kalan yer bakımından çıkarmanın kim lehine ve nasıl yapıldığının gözönünde bulundurulması gerektiği, evvelce orman tahdit sınırı içerisinde iken, 1744 sayılı Kanun uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden tapu kaydının kapsamı dışında bulunanların esasen davanın açılış tarihi itibariyle kişilere verilemeyeceği, ilk tahdit ve 1744 sayılı Kanunun 2. maddesi kapsamı dışında olup da tapu içerisinde kalan bölümlerde tapuya dayalı iddiaya yer verileceği, bütün bu kapsamlar dışarısında olan kesimler bakımından ise, sadece hükmü temyiz edenler bakımından zilyetlik iddiasının araştırılabileceği ve bunun içinde davanın açıldığı tarih itibariyle zilyetliğin süresi, niteliği ve ekonomik amacına uygun biçimde kullanmanın söz konusu bulunup bulunmadığı, taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi itibariyle zilyetlikle edinilebilecek yerlerden bulunup bulunmadığı ve bu hususlara dair yapılacak inceleme sonunda zilyetlikle edinilme koşullarının nasıl gerçekleştiği belirlenmeli ve bundan sonra varılacak sonuç içerisinde bir hüküm kurulması gerektiği ve Hazinenin 189 parsele yönelik temyiz itirazı ise, bu parsel dava konusu bulunmadığından yerinde olmadığı” gereğine değinilmiştir.
    Davacılar ... vekili 25.01.1994 tarihli dilekçesiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesine ... Köyü, 168, 182, 183, 184, 185, 186, 187 ve 188 parsel sayılı taşınmazların müvekkillerinin murisleri ...’na ait olduğu iddiasıyla dava açmış, ... 2. Asliye Mahkemesince 09.05.1994 tarih 1994/35-186 sayılı karar ile 168 sayılı parsel yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, 182, 183, 184, 185, 186, 187 ve 188 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise, bu parsellerin kadastro mahkemesinde davalı oldukları gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, ... Kadastro Mahkemesince de, bozmadan sonra 19.03.2001 tarih 1997/7 – 2001/5 sayılı dosyası ile dosyanın bu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
    Yine bozma sonrasında Av.... tarafından dosyaya sunulan 27.02.2007 tarihli dilekçede, orman niteliğindeki alanlarda imar uygulaması yapılamayacağı, 185 sayılı parselin İmar Kanunun 18. maddesi ile 189 sayılı parselle birleştirilerek, 1020 ada 1 parsel haline getirildiğini, 185 sayılı parselle birleştirilen 189 sayılı parsele ilişkin ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/739 sayılı dosyasıyla halen derdest olduğunu belirterek davaya katılma isteğinde bulunmuştur. Ancak, dosya arasında katılma harcının yatırıldığına dair makbuz veya belge dosya arasında bulunmamaktadır.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davacılar ... ve arkadaşlarının davalarının reddine, katılan ... ’nun davası hakkında mahkemenin görevsizliğine, davacı ... Yönetiminin davasının kısmen kabulüne ve... Köyü, 182, 183, 232 ve 241 parsel sayılı taşınmazların tamamıyla, 184, 187, 188, 189 ve 231 parsel sayılı taşınmazların ise 12.11.2009 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen sırasıyla 184 parselin 328,29 m², 187 parselin 5,66 m², 188 parselin 230,50 m², 189 parselin 905,22 m² ve 231 parselin 297,73 m² yüzölçümündeki bölümlerinin tesbit gibi Hazine adına, 185, 186, 228, 229 ve 230 parsel sayılı taşınmazların tamamıyla, 184, 187, 188, 189 ve 231 parsel sayılı taşınmazların ise 12.11.2009 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen sırasıyla 184 parselin 301,61 m², 187 parselin 861,34 m², 188 parselin 723,10 m², 189 parselin 227,66 m² ve 231 parselin 296,42 m² yüzölçümündeki bölümlerinin kadastro tesbitlerinin iptali ile bu taşınmaz ve taşınmaz bölümlerinin orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine vekilleri ile davacı gerçek kişilerden ... mirasçıları ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçelerindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... Köyünde ilk orman tahdidi 1939 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşmiş, daha sonra 1 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca yapılıp 06.07.1981 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması yapılmış, bu uygulamada komisyonun 07.06.1982 tarih ve 10-11. Tutanak nolu kararlarına konu yerlerin orman niteliği taşıdığı belirtilerek Orman Yönetimi tarafından ... 1. İdare Mahkemesine dava açılmış ve ... 1. İdare Mahkemesinin 16.12.1983 tarih ve 1982/613 – 1983/639 sayılı kararıyla işlemin iptaline karar verilmiş, daha sonra 1984 yılında 6831 sayılı Kanunun 2896 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması ve 31/03/1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, 3 kişilik uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazlardan 185, 186, 228, 229 ve 230 parsel sayılı taşınmazların tamamıyla, 184, 187, 188, 189 ve 231 parsel sayılı taşınmazların ise (B) harfiyle gösterilen bölümlerini kesinleşen orman tahdidi içinde, 182, 183, 232 ve 241 sayılı parsellerin tamamıyla, 184, 187, 188, 189 ve 231 parsel sayılı taşınmazların ise krokide (A) harfiyle gösterilen bölümlerinin ise kesinleşen orman tahdidi dışında yerlerden olduğu, davacı ... mirasçıları vekilinin temyize konu yaptığı 184 sayılı parsel yukarıda belirtildiği gibi kısmen orman tahdidi içinde kaldığı, tahdit dışında kalan bölüm yönünden ise 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı anlaşıldığına, Anayasanın 169 ve 170. maddelerinin
    014/1952 - 3500 koruyuculuğu altındaki ormanların imar uygulamasına tabi tutulamayacağı, yapılan ifraz ve tescil işlemlerinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu gözetilerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı ... mirasçıları vekilinin 184 sayılı parsele yönelik, davacı ... Yönetiminin 182, 183, 232 ve 241 sayılı parsellerin tamamıyla, 184, 187, 188, 189 ve 231 parsel sayılı taşınmazların ise krokide (A) harfiyle gösterilen bölümlerine yönelik ve davalı Hazine vekilinin 185, 186, 228, 229 ve 230 parsel sayılı taşınmazların tamamıyla, 184, 187, 188, 189 ve 231 parsel sayılı taşınmazların ise (B) harfiyle gösterilen bölümlerine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine ve gerçek kişilere ayrı ayrı yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 24/03/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi