Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14763
Karar No: 2019/4959

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/14763 Esas 2019/4959 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/14763 E.  ,  2019/4959 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    ..... köyünde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4 maddesi hükmüne göre yapılan kadastro çalışmalarında 104 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 41058207,99 m² yüzölçümü ve orman vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.
    Davacı dava dilekçesinde özetle; ...... köyünde yapılan kadastro tespiti çalışmaları sırasında babası ve sonrasında kendisinin zilyet ve tasarrufunda bulunan düz tarla bağ olarak kullandıkları taşınmazın orman arazisi olarak yapılan tespitine itiraz ile hatalı tespit ve tescil işleminin iptali, iptal edilmezse adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleştirilen ...... Mahkemesinin 2010/7 E. sayılı dosyasında davacı;.....mevkinde bulunan babası tarafından 1977 yılında satın alınan ve daha sonrasında çocukları tarafından kullanılan taşınmazın orman tahdidi içerisinde bırakılması işlemine itiraz ile taşınmazın adlarına tescili talep ve dava edilmiştir.
    .....Mahkemesinin 2010/7 E. sayılı dosyası 2011/3 sayılı kararı ile dava dosyasının 2010/6 E. sayılı dosya ile birleştirilmesine ve yargılamanın bu dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu ve zilyetlik koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile; ..... köyü 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile dosya içerisindeki raporunun Ek-1 krokisinde, (A) harfi ile gösterilen 10.020,25 m² kısmın tarım arazisi vasfında ... adına tespit ve tesciline; birleştirilen dosya açısından davanın kısmen kabulü ile;..... köyü 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile dosya içerisindeki raporunun Ek-2"deki krokide (A) harfi ile gösterilen 1789,16 m² yüzölçümlü kısmın tarım arazisi vasfında...... yasal mirasçıları adına tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırılması yapılmıştır.
    Mahkemece taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu ve zilyetlik koşulları oluştuğu gerekçesi davaların kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan fen ve orman bilirkişi raporlarına ve kadastro paftasındaki konumuna göre asıl davanın kabulüne karar verilen ve Ek-1 krokide (A) ile gösterilen 10020,25 m²"lik yerin dört tarafının 104 ada 1 sayılı orman parseli ile çevrili olduğu; birleştirilen davada hükme esas alınan fen ve orman bilirkişi raporlarına göre asıl davanın kabulüne karar verilen ve Ek-2 krokide (A) ile gösterilen 1789,16 m²’lik yerin dört tarafının 104 ada 1 nolu orman parseli ile çevrili olduğu görülmektedir. Her ne kadar 20.05.2015 tarihli Ek orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların mezra yolu ile köy yoluna bağlantıları bulunduğu dolayısıyla orman içi açıklık niteliği taşımadığı belirlenmişse de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 1.maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu ise öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıkların kazanılamayacağı ilkesini içermektedir ve amacı orman bütünlüğünü korumaktır. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir. Kanun koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [YHGK’nın 10.12.1997 ve gün 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün 1997/20-808/1039, 08.02.1999 gün 1999/7-22-43, 13.10.1999 gün 1999/8-689-822, 03.04.2002 gün 2002/8-230-261 ve 22.10.2003 gün 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
    Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
    Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
    Mahkemece dava konusu taşınmazların özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulüne ve kişiler lehine tescili yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/09/2019 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi