3. Hukuk Dairesi 2017/15769 E. , 2017/16494 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... ile davalı ... aralarındaki nafaka davasına dair ... 15.Aile Mahkemesinden verilen 26/04/2016 günlü ve 2014/776 E.-2016/258 K. sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 05/07/2017 günlü ve 2017/532 E.-2017/11072 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile ... 1. Aile Mahkemesinin 2010/190 esas 2011/360 karar sayılı ilamıyla boşandıklarını, protokol hükümleri uyarınca davalı eş lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk lehine 2.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ayrıca davalı adına 500,00 TL ek kredi kartı ödemesi yaptığını, emekli olduğunu, gelirinin azaldığını, yeniden evlendiğini, nafakanın gelirine oranla yüksek kaldığını belirterek; yoksulluk nafakasının 500,00 TL’ye, iştirak nafakasının 1.000,00 TL’ye indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir
Davalı, aradan geçen süre içerisinde artış yapılmadığını, dönem dönem nafakanın aksatıldığını, davacının iyi yaşam koşullarına sahip olduğunu, kendisinin ise çalışmadığını, müşterek çocuğun % 99 engelli olduğunu, bakıma muhtaç bulunduğunu, ihtiyaçları için masraf yaptığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL’ye indirilmesine, müşterek çocuğun vefat etmesi nedeniyle konusuz kaldığı gerekçesiyle iştirak nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyizi üzerine, Dairemizin 05.07.2017 tarih ve 2017/532 esas, 2017/11072 karar sayılı kararı ile,
"...Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ihtiyaçları dikkate alındığında davalı kadın yönünden yoksulluk nafakası indirim miktarı fazladır. Ayrıca; davalı duruşmadaki beyanında, toplamda 2.000,00 TL nafaka ödemeyi kabul ettiğini belirtmiştir.
O halde mahkemece; yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde olay değerlendirilip; boşanma kararından sonra davacının gelirindeki azalmanın, kararlaştırılan nafaka miktarını ödemede ne ölçüde etkisi bulunduğu tartışılması, başlangıçtaki denge durumu ve davalının duruşmadaki nafaka miktarına yönelik beyanı da dikkate alınarak, TMK"nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu mahkemece yapılan indirim miktarı mütenasip olmayacak şekilde fazla olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteminde bulunulmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair karar düzeltme istemi yerinde değildir.
2-Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının azaltılması talebine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK’un 434. maddesinde temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödeneceği, bunların eksik ödenmiş olduğunun sonradan anlaşılması halinde, kararı veren hakim veya mahkeme başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususunun temyiz edene yazılı olarak bildirileceği, verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkemenin kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar vereceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkemece; 25/07/2016 tarihli muhtırayla davalı vekiline gerekli temyiz harç ve masraflarının yatırılması için 7 günlük süre verildiği, aksi halde temyiz isteminden vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, davalı tarafça bu giderlerin yatırılmaması üzerine mahkemece, 29/06/2016 tarihli ek kararla kesin süre içerisinde eksiklik giderilmediği gerekçesiyle davalı tarafın temyiz talebinin yapılmamış sayılmasına karar verildiği, verilen ek kararın davalı vekiline 25/11/2016"da tebliğ edildiği, ek kararın davalı tarafça temyiz edilmediği, buna göre dosya kapsamı itibariyle davalı tarafından usulüne uygun bir temyiz talebi bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizce verilen 05.07.2017 tarih ve 2017/532 esas, 2017/11072 karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verilmiş, davacının temyiz itirazları yönünden dosyanın incelemesine geçilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizce verilen 05.07.2017 tarih ve 2017/532 esas, 2017/11072 karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile ONANMASINA, 4.00.TL fazla alınan harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 27.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.