8. Hukuk Dairesi 2019/6112 E. , 2019/10879 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın karar verilmesine yer olmadığna karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili; borçlu aleyhine yapılan takipte müvekkili şirkete ait 6000 TL değerinde 4 adet bükme makinesinin haczedildiğini, müvekkil şirket yetkilisinin 5-6 aydır bu iş yerinde demir bükme işi yaptığını, borçlu ile bir ilgisinin bulunmadığını, mahcuzlara ilişkin fatura sunduğunu istihkak iddiasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Bursa İcra Hukuk Mahkemesi olduğunu, istihkak iddiasının kötü niyetli olduğunu, haciz adresi borçlu şirketin kuruluş adresi olduğu gibi, resmi faaliyet adresi olduğunu, haciz adresinde borçlu şirkete ait kaşe ve şirket yetkilisine ait bazı belgelerin bulunduğunu, davacının vergi levhasının bulunmadığını ve davacı şirketin muvazaalı olarak borcun doğumundan sonra kurulduğunu belirterek, istihkak iddiasının reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizin 04.02.2019 tarihli ve 2018/16284 Esas, 2019/913 Karar Sayılı ilamı ile davaya konu hacizlerin alacaklının talebi üzerine kaldırıldığı bu nedenle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı ve tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrası Mahkemece, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmiş, hüküm davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Borçlu aleyhine yapılan takip nedeniyle 22.12.2014 tarihinde borçlu şirketin eski sicil adresinde haciz yapılmıştır. Davacı üçüncü kişi şirket 23.09.2014 tarihinde haciz adresinde kurulmuş, borçlu ... İnşaat Ltd. Şti. ise 01.10.2014 tarihinde haciz adresinden ayrılarak aynı caddede farklı numaraya adresini nakletmiştir. Ticaret Sicil Kayıtları uyarınca , üçüncü kişi ile borçlu şirketin aynı adreste bir süre faaliyet gösterdikleri anlaşılmaktadır. Borçlunun şirketini farklı adrese nakletmesinden iki ay sonra yapılan haciz sırasında, haciz adresine ilişkin borçlu şirkete ait kaşe ve Ticaret Sicil Gazetesi bulunmuştur. Her ne kadar istihkak davasına konu takibin dayanağı çek 15.11.2014 tarihli ise de, bilindiği üzere çek, uygulamada ileri tarihli keşide edilebilmektedir. Buna göre, İİK’nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğunun kabulü gerekir. Bu yasal karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davacı üçüncü kişi tarafından dayanılan faturaların bilirkişi raporu uyarınca üçüncü kişinin ve borçlunun defterinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Ancak mahcuzların ayırt edici özelliklerinin belirtilmediği faturalar istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmezler ve mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli değildir.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, mülkiyet karinesinin aksinin ispatlanamadığı dikkate alınarak, davalı alacaklı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davacı üçüncü kişi lehine karar vermiş olması doğru olmamış ise de belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 2. fıkrasında yer alan "...davanın açılmasına sebebiyet veren davalı ..."den tahsiline" kelimelerinin çıkartılarak yerine ve 2. fıkraya“ davacı Kaleli taahhüt Yapı Malzemeleri LTD. ŞTİ ‘den tahsiline,” yazılmasına, hükmün 3. fıkrasında yer alan "...davalı ..."den alınarak davacıya verilmesine," kelimelerinin çıkartılarak yerine “ … davacı Kaleli taahhüt Yapı Malzemeleri LTD. ŞTİ üzerinde bırakılmasına” yazılmasına, hükmün 5. fikrasının tamamen hükümden çıkartılarak yerine “Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca dava değeri 40.000,00 TL üzerinden hesaplanan 4.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 03.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verilidi.