Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1557
Karar No: 2012/7348
Karar Tarihi: 11.09.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/1557 Esas 2012/7348 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/1557 E.  ,  2012/7348 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kozluk Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.12.2011 gün ve 122/250 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hukuki nedenine dayanarak dava konusu 136 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... temsilcisi davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı lehine kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 136 ada 1 parselin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm, Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu 136 ada 1 parsel; 17.03.2008 tarihinde yapılan kadastro çalışmasında “ham toprak” niteliğiyle, 30.001,53 m2 yüzölçümlü olarak, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan, ekonomik yarar sağlanması mümkün olmayan yerlerden olduğu belirtilerek Hazine adına tespit edilmiş, tutanak itiraz edilmeksizin 23.06.2008 tarihinde kesinleşerek tespit gibi tapu siciline tescil edilmiştir.
    Davacı vekili, dava konusu taşınmazın öncesinin vekil edeninin babası Mustafa Doğmuş’a ait iken davacıya devrettiğini ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Dosya arasında bulunan Kozluk Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/79 Esas – 2011/ 66 Karar sayılı dosyanın incelenmesinde; davacısı: ...’un, davalı ... aleyhine, aynı parsel hakkında zilyetliğe dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunduğu, yargılama sonunda oğlu ...’a devrederek taşınmazla alakasının kesildiği ve taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Anılan dava dosyası içerisinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar; Mustafa Doğmuş ile ...’un tespit tarihinden geriye doğru yirmi yılı aşkın eklemeli zilyetliğini bildirmişler, Ziraat Mühendisi, Orman Mühendisi, Jeolog Bilirkişiler raporlarında; çekişme konusu taşınmazın % 20 - 25 eğimli olduğunu, kısmen tarla ve meyve bahçesi olarak kullanıldığını, yer yer yamaç molozu ile örtülü olduğunu, sınırındaki aktif dereden etkilenmediğini, orman kadastro paftasının dışında orman sayılmayan yerlerden olduğunu bildirmişlerse de; yapılan araştırma ve inceleme taşınmazın niteliğinin ve özel mülkiyete elverişli olup olmadığının belirlenmesi bakımından yeterli görülmemiştir.
    Bilindiği üzere bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar- ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirlenme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için; tespit tarihinden geriye doğru 20-30 yıllık zaman aralığında çekilmiş (1978-1988 yılları arasında) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görünmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi bu yolla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
    Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş; Ziraat Mühendisi, Kadastro Fen elemanı, Jeodezi veya Fotoğrametri uzmanından oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirilip stereoskop aleti ile yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak, öncelikle çekişme konusu taşınmaz hava fotoğraflarında gösterilmeli, daha sonra bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar- ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarımsal amaçlı zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara göre hazırlanan uzman bilirkişi raporları ile denetlenmelidir.
    Bundan ayrı, dosya arasında bulunan ve tarafların itiraz etmediği fotoğraflarda dava konusu taşınmazın eğimli ve üzerindeki ağaçların yeni dikilmiş bulunduğu anlaşıldığı gibi jeolog bilirkişi raporunda taşınmazın yer yer yamaç molozu ile örtülü olduğu bildirilmiştir. Uyuşmazlık konusu tapu kaydının iptal edilerek davacı adına tescil edilebilmesi için, davacı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiğinin ve taşınmazın özel mülkiyete elverişli olduğunun duruksamaya yer vermeyecek şekilde kanıtlanması gerekir. Bu nedenle dosya arasında bulunan fotoğraflar ile somut bulgular göz önünde bulundurularak önceden dinlenenlerin dışında yeniden seçilecek yaşlı yerel bilirkişiler ile Ziraat Mühendisi ve Jeolog bilirkişi aracılığıyla taşınmazın bulunduğu yerde yeniden keşif yapılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, bitki örtüsünün ve üzerindeki ağaçların yaşlarının tespiti bakımından yanların, yerel mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine açık bilimsel gerekçelere ve maddi bulgulara dayalı rapor hazırlamaları istenmeli, parsel içinde kazanma koşulları oluşmayan bölümlerin bulunması durumunda teknik bilirkişiye işaretletilerek hüküm kurulurken gözönünde bulundurulmalıdır. Tüm bu eksiklikler giderildikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan delillere göre davanın esası hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak karar verilmiş olması isabetsizdir.
    Yukarıda açıklanan gerekçeler nedeniyle davalı ... temsilcisinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 11.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi