3. Hukuk Dairesi 2016/8898 E. , 2017/16551 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davaya konu evin davalılar ile birlikte hissedarı olduğunu, davalı ... tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davası neticesinde; ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiğini ve satış işlemlerine başlanıldığını, ancak ev için faydalı ve zorunlu masraflar yaptığını, yapılan masrafların kıymet takdirinde 8.816,60 TL olarak tespit edildiğini ileri sürerek, evin kendisine aidiyetinin tespiti ile, karar verme aşamasında satış memurluğunca satış işleminin gerçekleşmiş olması halinde evin değerinin ana taşınmaza oranlaması yapılmak suretiyle, satış bedelinden oran miktarınca belirlenen kısmın davalılardan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...; ihtiyari dava arkadaşlığı nedeniyle dava şartı bulunmadığını, davacının iddiasını ortaklığın giderilmesi davasında ileri sürmesi gerektiğini savunarak, davanın usul ve esastan reddini dilemiştir.
Davalı ...; davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, evin yapımında davacının katkısının olmadığını, evin kıymet bedelinin çok altında satıldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; dava konusu evin davacı tarafından yapıldığı ve davacıya ait olduğu ileri sürülmüşse de, tanıkların yeminli beyanları ve yapının arza tabi olduğu kuralı karşısında yeterli delille ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davaya konu taşınmaza, davacı tarafından yapıldığı iddia olunan faydalı ve zorunlu masrafların (bina) sebepsiz zenginleşme kurallarına göre, diğer bir kısım paydaşlardan tahsili istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden; taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında, taşınmaz üzerindeki evin de arzla birlikte satışına karar verildiği, bu doğrultuda zemin ve muktesat (bina) değeri birlikte değerlendirilerek tespit edilen bedelin tapudaki payları
oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verildiği görülmüş, dava konusu taşınmazın ise; temyize konu eldeki dosyanın yargılaması sırasında davacıya satıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davalıların, davacı aleyhine sebepsiz zenginleşip zenginleşmedikleri noktasında toplanmaktadır.
Sebepsiz zenginleşme kurallarına göre, alacak talebinde bulunabilmek için fakirleşme ve zenginleşme anının birlikte gerçekleşmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme, ortaklığın giderilmesi yoluyla satışın yapıldığı ve bina dahil satış bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. Kural olarak davacı, taşınmaz üzerinde yaptığı muhtesat ve faydalı giderler (bina) nedeniyle taşınmazın satış bedelinde bir artış olmuş ise, bu artan değeri davalılardan (paylarına isabet eden miktarı) sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca isteyebilir. Davacı, ortak taşınmaza yapmış oldukları faydalı masrafları (bina), ortaklığın satış yolu ile giderilmesi kararı uyarınca taşınmazın satılması nedenine dayanarak istediğine göre; sebepsiz zenginleşmenin hesaplanmasında mahkemece izlenecek yol:Konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla davacı tarafından yapılan faydalı masrafların (bina) yapılmış olması ve yapılmamış olması halleri için ayrı ayrı olmak üzere taşınmazın ihale gününde ve aynı koşullarla satılmasından elde edilecek gerçek sürüm değerinin belirlemek, bu şekilde elde edilecek değerler arasında bir fark meydana geldiğinde bunlar birbirine oranlamak, bu oran ihale ile yapılan satış bedeline uygulanarak, davacının yaptığı giderlerin ihale bedeline yansıma miktarını belirlemek, bulunacak bu miktardan davalıların payına isabet eden miktara hükmetmektir. Giderlerin yapılmış olması haliyle, yapılmamış olması halinde belirlenen değerler arasında bir fark olmadığının anlaşılması durumunda ise; giderlerin satış bedeline etkisinin olmadığı, dolayısıyla davalıların bu giderlerin yapılması nedeniyle bir sebepsiz zenginleşmesinin bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmektir.
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece tanıklar dinlenmiş, davacının isimlerini bildirdiği tanıklardan ..."nun alınan beyanında; dava konusu evin ahır iken davacının tek katlı çatılı bir ev yaptığını, annesinin yaşlı olduğundan ev yaptıracak durumunun olmadığını, annesinin ölümünden sonra da evde davacının oturduğunu, diğer mirasçıların katkılarının olmadığını ifade ettiği, tanıklar; ..., ..., ..., ..."in ise benzer yöndeki beyanlarında, "davacının evi yenilediğini ve tadilat yaptırdığını ve masraf ve işçilik bedellerini davacıdan aldıklarını" söyledikleri, tanık ..."nun da "davacının evi iki duvarı kalacak şekide yıktırarak yeniden inşa ettirdiğini, tavan ve taban tahtalarını, kapı ve pencerelerini para karşılığı kendisinin yaptığını" beyan ettiği, davalıların ismini bildirdikleri tanıklardan sadece ... isimli tanığın "davacının evin tadilatı için gelirinin bulunmadığına" dair beyanda bulunduğu diğer tanıkların ise evin tadilat ve tamirat masraflarını kimin yaptığına dair tam bilgi sahibi olmadıklarını ifade ettikleri anlaşılmıştır. Ayrıca dosya içerisinde bulunan "İnşaat Ruhsatnamesi" başlıklı belge fotokopisinin yapılan incelemesinde; dava konusu evin tadilatına ilişkin olduğu, yapılan tadilatların neler olduğunun yazıldığı ve yapı sorumlusu olarak davacının adının bulunduğu görülmüştür.
Bu itibarla; mahkemece, taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi dosyası, tanık beyanları ve inşaat ruhsatnamesi ile ortaklığın giderilmesi sonrasında taşınmazın satışının davacıya yapıldığı nazara alınarak; davacının evin tadilatı için yaptığı masrafların tespiti ve yukarıda belirtilen hususlara göre davalıların satış nedeniyle zenginleşip zenginleşmediklerinin belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdi ile alınan rapor
çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken, davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı talebi dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davcının temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün ...nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.