3. Hukuk Dairesi 2016/7722 E. , 2017/16553 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; kiracı oldukları evde otururken, tavan sıvasının düşmesi nedeniyle yaralandıklarını, ceza yargılaması neticesinde davalının kusurlu bulunarak taksirle yaralanmaya sebebiyet vermek suçundan hüküm giydiğini ileri sürerek, evde, eşyalarda ve taşınma masrafları nedeniyle oluşan zarar nedeniyle 4.000,00 TL maddi tazminatın ve yaşadıkları korku, endişe nedeniyle 25.000,00’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; husumetin taşınmaz malikine yöneltilmesi gerektiğini,davacının ceza davasında tazminat talebinden vazgeçtiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının ceza davasında şahsi haklarından feragat ettiğinden, hukuk mahkemesinde tazminat davası açmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince süresinde temyizi üzerine Dairemizin 26.11.2013 tarih, 2013/16634 E., 2013/16640 K. sayılı ilamı ile" ...davacının ceza yargılamasındaki “Benim sanıklardan her hangi bir zarar talebim yoktur" beyanının tazminat isteminden vazgeçme anlamında değil; mahkemece, sanık hakkında CMK.nun 231.maddesinin uygulanabilmesi (hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi) için aranan hususlara ilişkin bulunduğunun kabulü gerektiği bu nedenle mahkemece yazılı şekilde davanın reddinin doğru olmadığı" belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda yaralanmaya ve maddi hasara neden olan olay nedeniyle bina müteahhidi davalının kusurlu olduğu, davcıların maddi ve manevi zarara uğradığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 2.200,00 TL maddi tazminat ile 2.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davalının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava, bina ve yapı eseri nedeniyle kusursuz sorumluluğa dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı ayrı dava konusu olabilecek tazminat taleplerini tek bir dava ile istemiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 31 Aralık 2014 tarihli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/4. maddesi gereğince; manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.
Somut olayda; mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.200,00 TL maddi, 2.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, davalının kendisini vekille temsil ettirdiği nazara alınarak reddedilen miktarlar çerçevesinde, davalı taraf yararına 1.500,00 TL nisbi vekalet ücretine hükmedildiği görülmektedir.
O halde mahkemece; yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına, AAÜT "nin 10/2. maddesi uyarınca davacı taraf için hükmedilen vekalet ücreti tutarı da nazara alınarak davalı yararına manevi tazminat yönünden ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 5. bendinden sonra gelmek üzere “ Manevi tazminat yönünden davalı yararına AAÜT uyarınca belirlenen 1.500,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle, hükmün davalı yararına düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.