3. Hukuk Dairesi 2016/7686 E. , 2017/16556 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı aleyhine açtığı boşanma davasının sonuçlandığını, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalıda kaldığını, davalının kendisine söz vermiş olmasına rağmen boşanmadan sonra ziynetleri teslim etmediğini ileri sürerek, düğün merasimi sırasında takılan bir adet pırlanta setin, bir adet inci setin, 13 farklı modelde kalın altın bileziğin ve 28 adet çeyrek altın bedeli olarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 13.02.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 15.151,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı; düğünde takılan inci setin kardeşi tarafından takıldığını, pırlanta setin ise .... marka beyaz altın olduğunu, davalının ailesi tarafından 6 adet normal bilezik takıldığını ve fakat hediye gelenlerle bu sayının arttığını ancak adet sayısını bilmediğini, çeyrek altının 28"den az olduğunu, çeyrek altınların balayı masrafları için bozdurulup harcandığını, diğer ziynetlerin ise kendisinde olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının düğün töreninde kendisine takılan ziynet eşyalarının davalıda kaldığı iddialarını ispat edemediği, davacının mahkemece hatırlatılan yemin teklifi üzerine alınan beyanında, davacının iddialarını inkar ettiği gerekçesiyle, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Dava, düğün töreninde hediye edilen ziynet eşyalarının bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; düğünde takılan ve davalı tarafça davacıdan alınan ziynetlerin iade edilip edilmediği, düğünde hediye edilen ziynetlerin davalı tarafça bozdurularak harcanıp harcanmadığı, noktalarında toplanmaktadır.
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. (TMK m. 6) İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. (HMK m.190) İspat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.
Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur.
Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür.
Bu bağlamda davacı; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davacı kendisine düğünde takılan ziynetlerin davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise ziynetlerin kendisine verilmediğini ancak ziynetlerden çeyrek altınların bozdurularak bedellerinin balayı tatili sırasında harcandığını savunmuştur. Bu durumda davacı takıların davalının zilyetliği ve korumasında kaldığını davalı ise; ikrarı nedeniyle çeyrek altın türündeki ziynetlerin davacının rızası ile bozdurularak harcandığını ispat etmek zorundadır.
Yargılama sırasında, davacı dava konusu takıların davalıda kaldığını ispat edememiştir. Ancak, davalının düğünde takılan çeyrek altınların bozdurularak harcandığına yönelik ikrarı karşısında; ziynetlerin davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığını ispatla yükümlü olduğunun kabulü gerekir.
Bu itibarla; mahkemece, düğünde takılan çeyrek altınların davacının rızası ile bozdurularak harcandığının davalı tarafından ispat edilemediği gözetilerek, kuyumcu bilirkişi tarafından düğün CD ve fotoğraflarının incelenmesi neticesinde tespit edilen "26 adet çeyrek altın " bedeli yönünden davanın kabulü cihetine gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile,hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.