8. Hukuk Dairesi 2012/1155 E. , 2012/7357 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen açılmamış sayılmasına dair İstanbul 14. Aile Mahkemesinden verilen 01.07.2011 gün ve 479/784 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, davacı ve davalıların murisi İbrahim"in 03.04.1964 tarihinde evlendiklerini, İbrahim"in 06.02.2006 tarihinde vefat ettiğini, evlilik birliği içinde 1979 yılında 380 ada 25 parselde bulunan arsanın satın alınarak üzerine 5 katlı bina yapıldığını, söz konusu arsa ve binanın yapımına davacının çalışması nedeniyle muristen daha fazla katkısı olduğundan dolayı tapu kaydının iptali ile 2/3 oranında davacı adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, 04.03.2011 tarihli oturumda; davalılar ..., ... ve ... hakkında açtıkları davayı atiye bıraktıklarını, 18.04.2010 tarihli dilekçesinde de bilirkişi raporlarında davacının katkısının 258.421,00 TL olması nedeniyle müşterek ve müteselsil sorumluluktan vazgeçtiklerini fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davalı ..."den 50.000 TL"nin tahsilini talep etmiştir.
Davalılardan ..., ... ve ... ilk oturumdaki imzalı beyanlarında davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir.
Davalı ... ise cevap dilekçesinde ve oturumlardaki beyanlarında özetle; davacının öz annesi olmadığını, dava konusu edilen taşınmazın babasının geliri ile alındığını, evin yapımı sırasında kendisinin çalışarak, eşinin de altınlarını vererek katkı sağladığını ancak babasının ölümünden sonra davacı ve çocuklarının evi kendi aralarında paylaştıklarını ve kendisine verilen bodrum kata itiraz etmesi nedeniyle bu davanın açıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, "davacının davalı ... yönünden davasının kabulü ile 50.000 TL"nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalılar ..., ... ve ... yönünden açılmamış sayılmasına karar verilmesi" üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı ile... 03.04.1964 tarihinde evlenmiş, 06.02.2006 tarihinde..."in ölümü ile evlilik sona ermiştir. Eşler arasındaki başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.nin 170. m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2. m.) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202. m.). Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/1.maddesi uyarınca..."in ölüm tarihi 06.02.2006 tarihinde sona ermiştir.
Tapu kaydına göre, dava konusu 380 ada 25 parselde 247/14445 hisse 23.10.1985 yılında muris adına alınmıştır. Taşınmaz halen arsa vasfı ile kayıtlıdır. Ancak taşınmaz üzerinde 1985 ve 1989 yılları arasında kısmi bodrum kat, zemin kat ve 2 normal kat, 2000 yılında da çatı arası kat yapılmış olup, taşınmaz mesken olarak kullanılmaktadır. Dava konusu arsanın alındığı tarih ile inşaatın yapıldığı tarih ve açıklamalar karşısında isteğin katkı payına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Muris..."in 06.02.2006 tarihinde vefatı ile geriye sağ eşi davacı ile davacıdan olan çocukları ..., ...,...,ile Z..."ten olan çocuğu ..."nin kaldığı nüfus kaydı ve veraset ilamından anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacı kadının dava konusu arsanın alımına ve üzerindeki binanın yapımına 1982-1990 yılları arasında çalışması sonucu elde ettiği gelirlerini vererek katkı yaptığı, gelirleri ile arsa alımı tarihindeki arsa değeri ve üzerine yapılan bina yapım tarihindeki değerler esas alınarak belirlenen katkı oranına göre taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden katkı payının hesaplanmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Ancak, davacı katkı alacağına ilişkin davasını murisin mirasçılarından sadece ..."e karşı devam ettiğinden mirasçılar arasında görülen böyle bir davada davalı ..."nin miras payı oranında sorumlu olması gerekirken davacının talebinin tamamı üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bundan ayrı, diğer davalılar hakkında açılan davanın davacı tarafça atiye bırakılması sonucu davalılar..., ... ve ... hakkında açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği gözden kaçırılarak tüm yargılama giderlerinden davalı ..."in sorumlu tutulması da doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4 (HMK. m. 297/ç) ve HUMK.nun 440/1.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine ve 742,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz edem davalı ..."e iadesine 13.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.