10. Ceza Dairesi 2021/1491 E. , 2021/6147 K.
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 20/03/2020 tarihli ve 2020/346 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 15/12/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanık hakkında, 05/12/2010 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle yapılan soruşturma sonucunda; Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 11/03/2011 tarihli, 2010/54816 soruşturma,2011/5220 esas ve 2011/3515 sayılı iddianamesi ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Şişli 6. Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
2- Şişli 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/04/2011 tarihli ve 2011/1830 esas, 2011/251 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesi gereğince sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın 12/07/2011 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği ve infazı için 25/10/2011 tarihinde Üsküdar Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
3- Üsküdar Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 25/11/2011 tarihli ve 2011/2900 DS sayılı çağrı yazısının 22/12/2011 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın 29/12/2011 tarihinde müdürlüğe başvurduğu, denetim planı hazırlandığı, aynı tarihte hastaneye sevkedildiği, 06/03/2012 tarihli rehberlik görüşmesine katılmaması nedeniyle uyarıldığı, hastanenin raporunda, “ayaktan tedavi programına alındığı, 4 kez polikliniğe başvurduğu, tetkiklerinde eşikaltı düzeyde esrar metaboliti saptandığı,tedaviye uyumsuz olduğu” hususunun bildirilmesi üzerine dosyanın kapatılarak 04/12/2012 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
4- İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 04/09/2013 tarihli ve 2012/749 esas,2013/881 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, karar verildiği, sanığın yokluğunda verilen kararın 30/09/2013 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/1.maddesine göre tebliğ edilerek 08/10/2013 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
5- Sanığın denetim süresi içerisinde 15/04/2014 tarihinde işlediği trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan İstanbul Anadolu 75. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 24/09/2014 tarihli ve 2014/567 esas, 2014/374 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 179/3,62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı veren İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesine bildirimde bulunulmasına, karar verildiği, kararın 02/10/2014 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
6- İstanbul Anadolu 75. Asliye Ceza Mahkemesi"nin ihbarı üzerine; İstanbul 71.Asliye Ceza Mahkemesinin 25/02/2015 tarihli ve 2014/1432 esas, 2015/178 sayılı kısa kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, ancak gerekçeli kararda ; kısa kararda sehven hüküm fıkrasına yazılan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin kısmın hükümden çıkarılarak düzeltilmesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın kararı temyiz ettiği,
7- Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 04/02/2020 tarihli ve 2019/3967 esas, 2020/659 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının itiraza tabi olduğu, temyizi mümkün olmadığı gerekçesiyle dosyanın incelenmeksizin iadesine karar verildiği,
8- Mercii İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 20/03/2020 tarihli ve 2020/346 değişik iş sayılı kararı ile, itirazın reddine kesin olarak karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair Şişli (Kapatılan) 6. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 15/04/2011 tarihli ve 2011/1830 esas, 2011/251 sayılı kararını müteakip, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul (Kapatılan) 19. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/09/2013 tarihli ve 2012/749 esas, 2013/881 sayılı kararını müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine, hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Kanunu"nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun"un 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin İstanbul 71. Asliye Mahkemesi"nin 25/02/2015 tarihli ve 2014/1432 esas, 2015/178 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 20/03/2020 tarihli ve 2020/346 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre;
1) Sanığın yokluğunda verilen İstanbul (Kapatılan) 19. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 04/09/2013 tarihli kararı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca.... Mah. .... Sok. No:16/4 ..../İstanbul adresine 30/09/2013 tarihinde tebliğ edilerek kesinleştirilmiş ise de, dosya içerisinde bulunan Ağrı Orduevi Müdürlüğünce düzenlenen 05/11/2013 tarihli terhis belgesinde, sanığın 30/09/2013 tarihinde asker olduğunun ve sanığın 07/06/2013 tarihli savunmasında Ağrı Orduevi Müdürlüğünde askerlik görevini yaptığını beyan etmiş olduğunun anlaşılması karşısında, 7201 sayılı Kanun"un “Askeri şahıslara tebligat” başlıklı 14. maddesinde yer alan “Astsubaylar hariç olmak üzere erata yapılacak tebliğler, kıta kumandanı ve müessese amiri gibi en yakın üste yapılır.” şeklindeki düzenlemeye aykırı şekilde tebliğ edilmesinin usulüne uygun olmadığı ve söz konusu kararın kesinleşmediği, bu haliyle değerlendirildiğinde sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında yer alan 5 yıllık denetim süresinin başlamadığı gözetilerek sanığın işlediği kasıtlı bir suç nedeniyle hükmün açıklanamayacağı,
2) İstanbul 72. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 25/02/2015 tarihli oturumunda kısa karar olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmesine rağmen, gerekçeli kararda, 5237 sayılı Kanun"un 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu,
Gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/03/2020 tarihli ve 2020/346 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi :
Sanık ... hakkında 05/12/2010 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Şişli (Kapatılan) 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/04/2011 tarihli ve 2011/1830 esas, 2011/251 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına karar verildiği,sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymadığı gerekçesiyle yargılamaya devam olunarak İstanbul (Kapatılan) 19. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/09/2013 tarihli ve 2012/749 esas, 2013/881 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesini takiben, sanığın denetim süresi içerisinde 15/04/2014 tarihinde işlediği trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, İstanbul 71. Asliye Mahkemesi"nin 25/02/2015 tarihli ve 2014/1432 esas, 2015/178 sayılı kararı ile sanık hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, karara itiraz edilmesi üzerine mercii İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 20/03/2020 tarihli ve 2020/346 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İncelenen dosyada;
1)Sanığın yokluğunda verilen İstanbul (Kapatılan) 19. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 04/09/2013 tarihli kararı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca “... Mahallesi .... Sok. No:16/4 .../İstanbul” adresine 30/09/2013 tarihinde tebliğ edilerek kesinleştirilmiş ise de, dosya içerisinde bulunan Ağrı Orduevi Müdürlüğünce düzenlenen 05/11/2013 tarihli terhis belgesinde, sanığın 30/09/2013 tarihinde asker olduğunun ve sanığın 07/06/2013 tarihli savunmasında Ağrı Orduevi Müdürlüğünde askerlik görevini yaptığını beyan etmiş olduğunun anlaşılması karşısında, 7201 sayılı Kanun"un “Askeri şahıslara tebligat” başlıklı 14. maddesinde yer alan “Astsubaylar hariç olmak üzere erata yapılacak tebliğler, kıta kumandanı ve müessese amiri gibi en yakın üste yapılır.” şeklindeki düzenlemeye aykırı şekilde tebliğ edilmesinin usulüne uygun olmadığı ve söz konusu kararın kesinleşmediği, bu nedenle sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında yer alan 5 yıllık denetim süresinin başlamadığı, dolayısıyla ikinci suçun denetim süresi içerisinde işlendiğinden sözedilemeyeceği gözetilmeden sanığın işlediği kasıtlı bir suç nedeniyle hükmün açıklanması,
2) İstanbul 72. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/02/2015 tarihli oturumunda kısa karar olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmesine rağmen, gerekçeli kararda, 5237 sayılı Kanun"un 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulması,
Kanuna aykırı olup itirazı inceleyen mercii tarafından itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/03/2020 tarihli ve 2020/346 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 26/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.