21. Hukuk Dairesi 2018/5732 E. , 2019/3145 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, 15/09/2006 tarihli iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece davacı lehine 39.471,14 TL maddi ve 6.500 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, davacının davalı şirkette plastik enjeksiyon makinesinde çalışırken elini kaptırması neticesinde iş kazası geçirdiği, sürekli iş göremezlik oranının %7 olarak tespit edildiği, iş kazasının gerçekleşmesinde davalı işveren şirketin %80, davacı sigortalı işçinin ise %20 oranında müterafik kusurlu olduğu, hesap bilirkişi raporunda taraflar arasında görülmekte olan işçilik alacakları davasında esas alınan ücret dikkate alınarak 1.337,00 TL"lik ücret üzerinden hesap yapıldığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkilinin aylık kazancının net 1.200,00 TL ücret olduğunu iddia ettiği anlaşılmıştır
Taraflar arasında kazalının iş kazasının gerçekleştiği tarihte almakta olduğu ücret noktasında uyuşmazlık olduğu anlaşılmaktadır.
İş kazası sonucu sigortalının maddi tazminat alacağının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır
Yargıtay kararlarında istikrar kazanmış uygulamaya göre hakkaniyete uygun maddi tazminatın tespiti açısından, öncelikle davacının imzasını taşıyan maaş bordrolarının temini, imzalı bordroların temin edilmemesi halinde ise sigortalının olay tarihindeki yaşı, kıdemi ve yaptığı iş dikkate alınarak emsal ücret araştırması yapılması ve bu araştırma esnasında davacının istem ve beyanları ile sınırlı olarak tespit edilecek ücretin esas alınması gerektiği açıktır. Aynı zamanda görülen davada davacının talebiyle bağlı olarak yargılama yapılıp karar verilmesi gerektiği HMK"nun 26.maddesinin emredici hükmü sonucudur.
Öte yandan, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununu 55. maddesine göre, destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararların bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanacağı, kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemelerin, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemeyeceği gibi, zarar veya tazminattan indirilemeyeceği düzenlemesine yer verilmiştir
Somut olayda, davacının “plastik enjeksiyon pres operatörü” olarak çalışırken iş kazası geçirdiği, imzalı ücret bordrolarının bulunmadığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkilinin aylık kazancının 1.200 TL net ücret olduğunu beyan etmesine karşın, mahkemece talep aşılmak suretiyle taraflar arasında görülmekte olan alacak davası dikkate alınarak 1.337 TL ücret üzerinden yapılan hesabın dikkate alınarak karar verildiği bu yönüyle davacı tarafın talebi aşılmak suretiyle karar verildiği, aynı zamanda davacının geçici iş göremezlik dönemi için SGK tarafından davacıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin rücuya kabil kısmının da TBK"nun 55.maddesi ksapsmında tenzil edilmediği anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş davacı vekilinin 1.200 TL net ücrete ilişkin talebiyle bağlı kalarak bu ücret üzerinden hesap yaptırmak ancak yapılacak hesapta davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak 18/04/2016 tarihli hesap raporunda esas alınan işlemiş devre tarihi olan 15/09/2016 tarihini esas alarak, işlemiş devre tarihini ileri çekmemek ve bu tarihten sonra yürürlüğe giren asgari ücretteki farkları rapora yansıtmamak suretiyle davacının maddi tazminat alacağını belirlemek belirlenen maddi tazminat alacağından davacıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin rücuya kabil kısmını tenzil ederek çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.