20. Hukuk Dairesi 2014/1480 E. , 2014/3627 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, dava dilekçesiyle ... Köyü 136 ada 1, 3, 4 ve 5 nolu taşınmazların, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içerisinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek, tapularının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilini ve davalıların elatmalarının önlenmesini istemiştir.
Mahkemece; çekişmeli yerlerin kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldıkları, eski tarihli memleket haritasında ormanlık alanda görüldükleri ve eylemli orman oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu parsellerin tapularının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescillerine, davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmiş, davalı ..., davalılar ... mirasçıları ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29.03.2012 tarihli ve 2012/3821 E. - 4805 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dava konusu taşınmazların geldisi olan ... Köyü 2550 sayılı parsel, Ekim 1956 tarihli 43 nolu tapu kaydı uygulanarak, 22810 m² yüzölçümüyle, kargir ev ve tarla niteliğiyle 1956 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında gerçek kişiler adına tespit edilmiş, 1997 yılında yapılan imar uygulaması sonucu çekişmeli 136 ada 1, 3, 4 ve 5 nolu parsellere ifraz görmüştür. Dosyanın yapılan incelenmesinde; ... Tapulama Mahkemesinin 1975/2 - 1981/ 346 sayılı dosyasında davacılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından, çekişmeli 2550 sayılı parselle birlikte dava dışı başka parseller hakkında taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla gerçek kişilere karşı kadastro tesbitine itiraz davası açıldığı, yapılan yargılama sonucu mahkemece Hazinenin ve Orman Yönetiminin 2550 nolu taşınmaza yönelik davalarının reddedilerek çekişmeli 2550 sayılı parselin gerçek kişiler adına tesciline karar verildiği, bu kararın Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmediği, Hazinenin temyizi üzerine verilen kararın tapu kaydı uygulamasının yetersiz olması nedeniyle bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak yeniden 2550 sayılı parsele yönelik Hazinenin davasının reddine karar verildiği, bu kez Orman Yönetimi ve Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 20.03.1986 günlü kararıyla; “Orman Yönetimi yönünden önceki kararın temyiz edilmemesi nedeniyle hükmün kesinleştiği, aleyhine bir durum da yaratılmadığından hükmü temyiz etmede yararı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar verildiği, Hazinenin de 2550 parsele yönelik temyiz istemlerinin reddedilerek hükmün 12.02.1987’de kesinleştiği anlaşılmıştır. Bunun üzerine Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldıkları, üzerlerinde orman ağaçları bulunduğu, orman sayılan yerlerden oldukları iddiasıyla temyize konu davayı açmıştır. Kesin hüküm ...U.Y."nın 237. (6100 sayılı Kanunun 303. maddesi) maddesinde düzenlenmiştir. Kesin hükmün varlığından söz edilebilmesi için davanın taraflarının, konusunun (müddeabihinin) ve dava sebeplerinin yani davada dayanılan
vakıaların aynı olması gerekir. Kesin hüküm, mahkemeleri davanın taraflarını, cüzî ve külli haleflerini (akdî ve ırsî ardıllarını), tüm kurum ve kuruluşları bağlar. Somut uyuşmazlıkta H.U.M.K."nun 237. maddesinde (6100 sayılı Kanunun 303. maddesi) düzenlenen kesin hükmün koşulları gerçekleşmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece davanın kesin hüküm yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan ve fiilen orman olan taşınmazların tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Bölgede, 19.03.1983’de ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 27/03/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.