3. Hukuk Dairesi 2017/7214 E. , 2017/16602 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında 01.01.2014 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, kira bedelinin aylık peşin olarak ödeneceğinin kararlaştırılmasına rağmen 2014 Yılı Mayıs ile 2015 Yılı Mart ayları arası kira bedelinin ödenmediğini, kira bedelinin tahsili amacı ile başlatılan ... İcra Müdürlüğü"nün 2015/13 Esas sayılı icra takip dosyasında davalıya gönderilen 30 gün süreli ödeme emrine rağmen kira bedellerinin ödenmediğini belirterek davalının temerrüt nedeni ile kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, HMK 4/1-a maddesi gereğince İİK"nun 269/a. maddesi kapsamındaki davalara İcra Hukuk Mahkemesinde bakılmasının gerektiği gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Borçlar Kanununun 315.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür.
Davacı, temerrüt sebebiyle davalının tahliyesi için iş bu davayı açmıştır. Öncelikle vurgulamak gerekir ki,İcra İflas Kanunu tamamen infaz hukuku ile ilgili hükümleri içermekte olup yine tamamen bu infaz işleri ile görevli infaz daireleri veya bu dairelerin görevlerini inceleyecek İcra Mahkemesine hitap etmektedir. Bu arada ilamsız takiplerle ilgili İİK.nun 3. Bap hükümlerinin 67. maddesinde genel kural olarak takip talebine itiraz edilen ve itirazın kaldırılması için icra mahkemesine müracaat etmek istemeyen alacaklının itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak umumi hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini ve temerrüt nedeniyle tahliye talep edebileceği kabul edilmiştir.
Öte yandan, yine bu Kanunun 10. babında kiralar hakkında hususi hükümleri ve kiralanan taşınmazların tahliyesi ile ilgili değişik 269. maddesinde adi ve hasılat kiralarına ilişkin olmak üzere BK.nun 260 ve 288. maddesinde yazılı ihtarı içeren ödeme emrinin tebliği suretiyle icra takibi yapılabileceği ve 269/b-4 maddesinde de alacaklının takibinin bu maddenin 1. fıkrasında yazılı belgelere istinat etmemesi sebebi ile umumi hükümler dairesinde mecbur kalırsa ihtarlı ödeme emrinin BK.nun 260 ve 288. maddesinde de yazılı ihtar yerine geçeceği açıkça belirtilmiştir. İİK"nun 269/d maddesinde de yasanın özel hükümleri ile düzenlediği bu takipte de kıyasen aynı Kanunun 62, 63, 65, 66, 68, 70 ve 72. maddelerinin uygulanacağı kabul edilmiştir. Hiç kuşkusuz bu maddede de sayılan diğer maddeler yine icra takibi ile ilgilidir. İcra takibi bırakılıp mahkemeye umumi hükümler dairesinde dava açıldığı takdirde 269/d"nin uygulama olanağı yoktur. İİK"nun 269 ve ardından gelen maddeler tamamen icra daireleri ve İcra mahkemelerinin uygulayacağı hükümleri ilgilendirdiğinden 269/d maddesinde, 67. maddenin sayılmamış olması gayet doğaldır. Genel hükümler arasında yer alan 67. maddeyi bu maddelerden ayrı düşünmek icabeder. Bu maddeyi taşınmaz malların icra yoluyla tahliyesi için düzenlenmiş olan 269 ve sonraki maddelerle bağlantılı düşünmek hatalıdır. Nitekim, Yargıtay"ın yerleşik uygulaması da bu doğrultudadır. Davalı takibe itiraz etmemiş, bunun üzerine davacı ..."nun 315. maddesi uyarınca genel hükümler dairesinde kiralananın tahliyesini istemiştir. ..."nun 315. maddesi gereğince temerrüt nedeniyle gönderilecek ihtarın noter vasıtası ile gönderilmesi şart olmayıp, icra takibine konu 30 gün süreli, örnek 13 ödeme emri de İİK"nun 269/b-4 maddesi gereğince temerrüt ihtarı yerine geçer ve bu ihtara dayalı olarak temerrüt nedeniyle tahliye talebinde bulunulmasında bir usulsüzlük yoktur. Bu durumda davanın esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bundan zuhul olunarak İcra Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,28.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.