3. Hukuk Dairesi 2017/7106 E. , 2017/16616 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; maliki olduğu işyerini, dava dışı..."a 02.05.2012 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli sözleşme ile kiraya verdiğini, kiracı ile aralarındaki kira sözleşmesinin 2 ve 23. maddesi hükmüne rağmen kiracının kiralanan taşınmazı davalıya devretmiş olması sebebiyle akde aykırı davranıldığını belirterek, taşınmazı fuzuli işgal etmekte olan davalının müdahalesinin meni ile tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; babası ..."nın dava konusu yerde işçi olarak çalıştığını, kendisinin zaman zaman babasının yanına uğradığını, babası ..."nın dava dışı kiracı..."ın işçisi olduğunu, kiracı..."ın doğalgazı açtırmak istememesinden dolayı babasının üşütüp hastalanmaması için kendisinin doğalgaz aboneliğini aldığını, bunun alt kira sözleşmesi olmadığını, işyeri ile ilgili vergi levhası ve belediye ruhsatının... adına olduğunu ayrıca kira bedellerinin hep... tarafından yatırıldığını, kiralanan yerdeki elektrik abonesinin..."ın eşi... olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
6100 Sayılı HMK md.31 uyarınca; Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "ön inceleme duruşması başlıklı" 140. maddesine göre;
(1) Hâkim, ön inceleme duruşmasında, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için gerekli görürse tarafları dinler; daha sonra, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder.
(2) Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder; bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varırsa, bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin eder.
(3) Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.
(4) Ön inceleme tek duruşmada tamamlanır. Zorunlu olan hâllerde bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin edilir.
(5) Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir." düzenlemesi ile öninceleme duruşmasının ne şekilde yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda; Mahkemece, öninceleme duruşması yapılmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca mahkemece; dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra, öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi; dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların öninceleme duruşmasına davet edilmesi, öninceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra gerekli görülmesi halinde tahkikat duruşmasına geçilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tüm bu hususlar göz ardı edilmek suretiyle öninceleme duruşması yapılmadan talebin esasına yönelik karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca, kabule göre de; davacı vekili tavzih talebinde bulunmuş, mahkemece 25.07.2016 tarihli ek karar ile talebin HMK. m.304/1 gereğince kabulü ile gerekçeli kararda hükmün, harç ve yargılama giderlerine ilişkin kısmının tashihi ile önceden hükmedilen, 1.398,64 TL harcın tahsili yerine, 1.075,91 TL harcın tahsiline ve 55,87 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili yerine, 1.454,51 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nun hükmün tashihi başlıklı 304.maddesinde “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re"sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.", hükmün tavzihi başlıklı 305.maddesinde “ Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut
birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.", tavzih talebi ve usulü başlıklı 306.maddesinde “Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur.Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir. Mahkeme tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar." hükmü bulunmaktadır.
Yukarıda anılan 6100 sayılı HMK"nun ilgili maddelerine göre gerek tashih yolu ile gerekse tavzih yolu ile hüküm fıkrası sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Bu durum 6100 sayılı HMK"nun 304-305-306 maddelerine aykırılık teşkil etmekte olup, yazılı şekilde tavzih kararı verilmesi de doğru değildir.
2- Bozma nedenine göre, davalının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalının tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.