8. Hukuk Dairesi 2019/4622 E. , 2019/10918 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Aile Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Bakırköy 5. Aile Mahkemesinin 25.01.2018 tarihli ve 2012/1063 Esas, 2018/22 Karar sayılı kararıyla kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne kısmen reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı mirasçıları vekili ve davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, davalı eş adına olan taşınmaz ve banka hesabında bulunan para nedeniyle 1.000,00 TL alacağın tahsilini talep ve dava etmiş, 11.12.2017 tarihli dilekçeyle talep miktarını toplam 182.572,00 TL"ye yükseltmiştir. Davacı yargılama devam ederken 04.04.2019 tarihinde vefat etmiş olup, mirasçıları davaya devam etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüyle 118.800,00 TL katkı payı alacağı, 63.772,00 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 182.572,00 TL alacağın davalıdan tahsiline hükmedilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle, 118.800,00 TL katkı payı alacağı, 36.500,00 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 125.300,00 TL alacağın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı mirasçıları vekili ve davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Somut olaya gelince; eşler, 08.01.1986 tarihinde evlenmiş, 36.06.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 25.05.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK"nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 S.lı TMK mad.179).
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı mirasçıları vekili ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. a. Davacı mirasçılarının banka hesabındaki para yönünden temyiz itirazlarının incelemesinde;
Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (4721 Sayılı TMK mad.235/1). Eşlere ait kişisel ve edinilmiş mallar, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına (nitelik, seviye, aşama vb.) göre değerlendirilir (TMK mad. 228/1). Bu malların, kural olarak tasfiye anındaki (TMK mad. 227/1 ve 235/1), sürüm (rayiç) değerleri (TMK mad. 232 ve 239/1) hesaba katılır. Yargıtay ve Dairemizin uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece, tasfiye konusu malın karara en yakın tarihteki sürüm değeri belirlenmelidir.
Somut olaya gelince, Mahkemece, ıslah da gözetilerek banka hesabında bulunan TL cinsi paranın, boşanma dava tarihindeki mevcut miktarın 1/2"sinin güncellenmiş değeri dikkate alınarak karar verilmesine rağmen; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, banka hesabında bulunan TL cinsi paranın boşanma dava tarihindeki mevcut miktarının dikkate alındığı, ancak banka hesabındaki paranın değeri güncellenmeden artık değere katılma alacağına hükmedildiği anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece, boşanma dava tarihinde banka hesabında bulunan paranın karara en yakın tarihteki güncellenmiş değeri belirlenerek artık değere katılma alacağına yönelik kararı yerinde iken, Bölge Adliye Mahkesince boşanma dava tarihinde banka hesabında bulunan paranın değeri güncellenmeden karar verilmesi hatalı olmuştur.
b. Davalı vekilinin taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
Hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK mad. 26).
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde davacı tarafın dava dilekçesinde "ortak alınan taşınmazın yarı hissesinin verilmesini" istediği, ancak Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen % 88 katkı payı oranında hesaplanan katkı payı alacağına hükmedildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince de katkı payı oranına ve katkı payı alacağına yönelik istinaf taleplerinin reddine karar verildiği anlaşıldığından, Mahkemece, taleple bağlılık kuralı gereği %50 talep oranı dikkate alınarak katkı payı alacağa hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde talepten fazlaya karar verilmesi de hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle her iki taraf vekilinin temyiz itirazları (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle HMK’nin 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, karardan bir suretinin de İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 04.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.