10. Hukuk Dairesi 2020/9024 E. , 2021/9094 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2018/1749-2020/891
İlk Derece
Mahkemesi : ... 14. İş Mahkemesi
No : 2014/339-2018/188
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM
Davacı vekili, davalı şirkete ait işyerinde 2007/Şubat ayında işe başladığını ve 2014/Temmuz ayı başlarına kadar aralıksız çalıştığını, ancak çalışma günlerinin Kuruma eksik bildirildiğini iddia ederek, müvekkilinin hizmet sürelerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı şirket vekili, müvekkili şirket işyerinde kuru incir, kuru domates ve kuru kayısı ihracı işi yapıldığını, bu sebeple şirkette sadece yurtdışından sipariş geldiği sürelerde fiilen çalışma olduğunu, davacının da bu nedenle sipariş geldiği dönemlerde kısa sürelerde ve çağrıldıkça paketleme işinde çalıştırıldığını ve günlük paket başına ücret aldığını, çalıştırılmadığı zamanlarda ise davacının başka işverenler yanında çalıştığını, davacının hem müvekkili şirketteki, hem de müvekkili şirketin ortaklarından kurulu ... Tarım Ürünleri San. Tic. A.Ş.’deki kesintili çalışmalarının olduğu ve çalıştığı gün kadar Kuruma bildirimi yapıldığını, daha fazla çalışma iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kaldı ki davada hak düşürücü sürede bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili, kurumları kayıtlarında görüldüğü kadar davacının çalışmaları bulunduğunu, iddianın ispatı gerektiğini, kaldı ki davada hak düşürücü süreler olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi, davacının çalıştığı sürenin kuruma bildirildiği, daha fazla çalışmasının tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
B-BAM KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi, usul ve esas açısından ilk derece mahkemesi kararını yerinde bulmak suretiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili; davalı işverenin ihracat kayıtları değerlendirildiğinde yapılan işe göre sigortalılık bildirimlerinin uyumlu olmadığını, davacının çalışma iddiasına ilişkin olarak dosyada delil olarak toplanılması istenen telefon hattı sinyal kayıtlarının istenilmesi, Ticaret odasından kapasite raporlarının getirtilmesi, tüm işçi sağlık raporlarının dosyaya gönderilmesi, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında bilirkişi incelemesi yapılması, davalı şirket ve ... Tarım A.Ş.’nin ihracat kayıtlarının istenilmesi ve bu kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması ile bilirkişinin üretim/maliyet ve işçilik konularında uzman bir heyet tarafından oluşturulması taleplerinin ilk derece mahkemesince kabul edilmediğini, işyerinde daimi çalışanlara sağlık kontrol ve testlerinin yapıldığını, davalı şirketin ihracat ve üretim kayıtlarından yıl ve ay bazında en az kaç işçi ile işin yapılabileceğinin tespit edilebileceğini, 2013 yılının 1. ayından önceki ücret bordrolarının tetkike sunulmadığını, puantaj ve ödeme belgelerinin dosya içerisine alınmadığını, ustabaşı olarak çalışan ...’un hizmet döküm cetvelinin değerlendirilmesi gerektiği, bu kişinin davalı işyerinden bildirimlerinin bulunduğu dönemde başka çalışanların da olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, beyan ederek kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesidir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
İnceleme konusu dosyada; davacının 03.10.2007-15.01.2014 tarihleri arasında davalı iş yerinden, 17.02.2014-31.07.2014 döneminde dava dışı ... A.Ş."den kesintili ve kısmi bildirimlerinin olduğu, davalı şirketin 20.09.2002 tarihinde, ... A.Ş."nin 10.09.2013 tarihinde kanun kapsamına alındığı, iş yerinden celp edilen ücret bordroları, ücret pusulaları ve puantaj kayıtlarının davacı tarafından imzalanmış olduğu anlaşılmaktadır.
Somut dosyada davacı 2007/Mart ayından 2014/Temmuz ayı başlarına kadar aralıksız davalı iş yerinde çalıştığının tespitini talep etmektedir. Davalı işveren ise ... A.Ş. ile ortaklarının aynı kişiler olduğunu beyan etmiştir. Bu itibarla ilgili ticaret sicilinden şirket kayıtları celp edilerek her iki şirket arasındaki ilişki araştırılmalı, dava ... A.Ş."nin hak alanını da ilgilendirdiğinden HMK 124. madde gereğince ilgili şirkete husumet yöneltilerek davaya dahil edilmeli, savunma ve delilleri toplanmalıdır.
Davalı iş yerinde kuru incir, kuru kayısı, kuru domates gibi gıdaların paketlenmesi işi yapılmakta olup, davacı talep döneminde iş yerinde sürekli ve kesintisiz çalıştığını iddia etmekte iken davalı şirket davacının çağrı üzerine çalıştırıldığını, sürekli çalışmasının olmadığın, çalıştığı kadar sürenin bildirildiğini beyan etmiştir. Mahkemece kurum kayıtları, bordrolar celp edilmiş, bordro ve komşu iş yeri tanıkları dinlenilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Öncelikle davacının beyanı alınarak, iş yerinde yapılan işler ve hangi işlerde çalıştığı, iş yerindeki çalışma usulünün nasıl olduğu, çalışma arkadaşlarının genelde kimler olduğu, ücretini nasıl aldığı, işe nasıl gelip gittiği hususları açıklığa kavuşturulmalı, dava konusu bu şekilde somutlaştırılmalıdır. Dosya içerisinde bulunan dönem bordrolarında bazı çalışanların ayda otuz gün üzerinden bildirimlerinin yapıldığı görüldüğünden, iş yerinde tam süreli çalışan sigortalılardan ve diğer sigortalılardan re"sen tanık tespiti yapılarak, tam bildirim nedeni, iş yerindeki çalışmanın kapsam ve mahiyeti, sürekli çalışma olup olmadığı hususlarında ayrıntılı beyanları alınmalıdır. Dosya kapsamında dinlenen bazı tanıklar davacının çağrı üzerine çalıştığını, bazı tanıkların ise sürekli çalıştığını ve iş yerinde sürekli çalışanlar ile sezonluk çalışanlar olduğunu beyan ettikleri anlaşıldığından tanık beyanlarında bu hususlar üzerinde durularak iş yerindeki çalışma şekli, sezonluk ve sürekli çalışanların olup olmadığı irdelenmeli, tanık beyanları arasında çelişki olması halinde bu çelişki giderilmelidir.
Somut davada; davalı işveren iş yerinden sipariş üzerine ihracat yapıldığı ve sipariş olduğu sürece çağrı üzerine çalışıldığını beyan etmektedir. Davalı iş yerine ait ticari defter ve kayıtlar celp edilmek suretiyle talep konusu döneme ilişkin ihracat ve üretim kapasitesi tespit edilmelidir. Bu şekilde iş yerinde tüm yıl çalışma olup olmadığı, iş yeri kapasitesine uygun bildirimlerin yapılıp yapılmadığı, bordrolarda yapılan bildirimlerle karşılaştırılmak suretiyle araştırılmalıdır. Ayrıca aynı yörede aynı işi yapan iş yerlerindeki çalışmanın şekli ve usulü ilgili ticaret odası gibi kuruluşlardan da sorulmak suretiyle incelenmelidir. Dosya kapsamında dinlenen komşu iş yeri tanıklarına ilişkin iş yeri bilgi ve belgeleri celp edilerek beyanları denetlenmelidir. Diğer yandan uyuşmazlık konusu dönemde iş yerinde yapılan denetim sonucu tanzim edilmiş kurum raporu olup olmadığı araştırılmalıdır.
Dosya içeriğinde bulunan ve davalı iş yerinden sunulan edilen ücret bordrolarının ve puantaj kayıtlarının davacı tarafından imzalanmış olduğu görülmektedir. Eksik ücret bordroları ve puantaj kayıtları celp edilerek bu döneme ilişkin olarak, var olan imzalı ücret bordrolarındaki ve puantaj kayıtlarındaki imzaların kendisine ait olup olmadığı ve/veya anılan belgelerin hile, hata veya manevi baskı altında imzalanıp imzalanmadığı hususlarında davacı tarafın beyanı alınmalı, imzanın kendisine ait olmadığı yönünde beyanda bulunması halinde imza incelemesi yaptırılmalıdır.. Re"sen araştırma ilkesi ve elde edilecek deliller kapsamında bütün inceleme ve araştırmalar yapılarak davacının çalışmasının varlığı ve süresi açıklıkla tespit edilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 28.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.