16. Hukuk Dairesi 2016/14310 E. , 2020/517 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ... ada 10 parsel sayılı 44.097,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına dayanarak tapu iptali ve adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 194 ada 10 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, çekişmeli taşınmaza uygulanan tapu kaydının oluşum nedeni göz önüne alınarak toprak tevzi çalışmalarına ilişkin evrak getirtilip yöntemince uygulanmamış, davacının dayandığı Ağustos ... tarih 6 sıra nolu tapu kaydı Haziran 1971 tarih 35 sıra nolu tapu kaydından geldiği ve hükmen oluştuğu halde mahkeme dosyası getirtilmemiş, tescil krokisinin olup olmadığı araştırılmamış, var ise çakıştırma yapılmak suretiyle uygulanmamış, dava konusu taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ve niteliği kesin olarak belirlenmemiş ve fen bilirkişilerinden denetime elverişli ve dava konusu taşınmazların durumunu bildirir ayrıntılı rapor alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacının dayandığı tapu kaydı hükmen oluştuğundan mahkeme dosyası ve var ise tescil krokisi, dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgeyi gösterir toprak tevzi haritası ile belirtmelik tutanakları ilgili yerlerden getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak bu keşifte davacı tarafça dayanılan tapu kaydının tescil ilamı ile oluştuğu gözetilerek tescil ilamı ve haritası ve davalı Hazinenin dayandığı ve tespite esas tapu kaydının haritası ile birlikte ve teknik bilirkişi aracılığı ile zemine uygulanarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca kapsamının haritasına göre belirlenmesi, tapu kaydının haritası zemine uygulanamaz ise tapu kaydının sınırlarına itibar edilmesi, davacının ve davalı Hazinenin tutunduğu tapu kayıtlarının oluşumundan itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup, okunan sınırların yerel bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi sağlanarak fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek rapor haritasında yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar işaretlenmeli; dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazın niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; teknik bilirkişiye uygulanan tapu kayıtlarının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli; çekişmeli taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığının anlaşılması halinde, tapu kaydının oluşumuna esas tescil ilamının taraflar arasında kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı değerlendirilmeli; taşınmazın tapu kaydının kapsamında kalmadığının, tespite esas tapu kaydının kapsamında kaldığının anlaşılması halinde ise, dava konusu edilen taşınmaz üzerinde toprak tevzi tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1, 14 ve devamı maddeleri ile dava konusu taşınmazın her iki tapu kaydının taşımazı kapsamadığının anlaşılması halinde ise 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesi koşullarının oluşup oluşmadığı koşulları yöntemince araştırılmalı; bu bağlamda; çekişmeli taşınmazın belirtmelik tutanağında gösterilen niteliğinin ne olduğu incelenerek; yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın önceki niteliği, geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tanık ve bilirkişi sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanları arasında doğacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişisine, tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının sınırlarını belirtir şekilde keşfi izlemeye ve denetlemeye elverişli ve çakıştırmalı harita düzenlettirilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
17.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.