17. Hukuk Dairesi 2016/581 E. , 2016/3790 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın neden olduğu tek taraflı trafik kazasında yaya olarak bulunan müvekkili ... Destirici"nin ağır şekilde yaralandığını, kaza sebebiyle ..."nın anne ve babası olan müvekkillerinin manen yıkıma uğradıklarını belirterek toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ... yönünden ise davanın reddine verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekili ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK"nın 56.(818 sayılı BK 47) maddesinde bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özellikleri göz önünde tutularak zarar gören lehine manevi tazminata verilebileceği öngörülmüştür.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davalı sürücünün kusur oranı, kazanın meydana geliş şekli ve diğer hususlar gözetildiğinde, davacı ... için takdir olunan manevi tazminat miktarının bir miktar düşük olduğu görülmüş ve davacı ... için hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Somut olayda, celbedilen ceza dosyasında .... Üniversitesi"nden alınan 08.07.2011 tarihli raporda davacı ..."da symphis pubis kırığı olduğu ve kırığın hayat fonksiyonlarını ağır (4.) derecede etkileyecek nitelikte olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan ... Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı raporunda davacı anne ..."nin kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece hüküm verilirken davacı ..."nin asli kusurlu olduğu ve kendi kusuru nedeniyle başkasından tazminat isteyemeyeceği gerekçesiyle davacı ... yönünden davanın reddine verilmiştir.
Her ne kadar mahkemece davacı ..."ın asli kusurlu olması nedeniyle manevi tazminat talebinin reddine verilmiş ise de; kusursuzluk manevi tazminatın takdir edilme şartlarından biri değildir. Diğer bir anlatımla kusurlu olan bir kimsenin, uğradığı zarar nedeniyle diğer kusurlu kişilerden tazminat talep etmesinde herhangi bir engel bulunmamaktadır. Manevi tazminatın takdir edilmesi için diğer şartların mevcut olması halinde, kusur oranının hafifliği yahut ağırlığı tazminat miktarının tayininde nazara alınması gereken bir durumdur.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacıya ait tedavi evrakları, davalı sürücünün kusur oranı, yaralanmanın niteliği ve diğer hususlar gözetildiğinde, somut olayın şartlarına göre kaza nedeniyle davacı ... lehine kusur oranı da nazara alınarak bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde manevi tazminat talebinin tamamen reddine verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; tarihinde yürürlükte bulunan 2013 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 10. maddesinde manevi tazminat davalarında hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre vekalet ücretinin belirleneceği, bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücretinin, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı ... yönünden manevi tazminat isteminin tamamen reddine verilmesine karşın kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ... lehine talebin reddi nedeniyle vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
Mahkemece, tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 10. maddesi gereğince kendisini vekille temsil ettirmiş olan taraflar lehine kabul ve red oranına göre Tarife hükümleri uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde verilmesi yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde hükmü temyiz eden davacılara ve davalı ..."ne geri verilmesine 24.03.2016 gününde oybirliği ile verildi.