21. Hukuk Dairesi 2018/4871 E. , 2019/3165 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı iş yerinde, askerlik dönemi ve 2001-2004 arası kriz sebebiyle çalışmadığı dönem dışında, 1994 yılından 2006 yılı yaz sezonu bitimine kadar olan çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemenin davanın reddine ilişkin 27.04.2016 tarihli 2010/497 Esas sayılı kararının Dairemizin 13/10/2016 günlü 2016/14346 Esas sayılı ilamı ile bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, davacının davalı ... İnş Kollektif Şirketine ait olan inşaat işyerlerinde 25/06/1994-01/02/1996 , 15/06/1996-31/12/1996, 01/01/1999 - 31/12/2000 , 25/04/2004 - 31/10/2006 tarihleri arasında hizmet akdi ile asgari ücret ile çalıştığının ve kuruma bildirilmeyen 1973 gün hizmet süresinin bulunduğunun tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 25/06/1994-01/11/1994 tarihleri arasında ,15/11/1994-01/04/1995 ve 25/10/1995-01/02/1996 tarihleri arasında davalıya ait iş yerlerinden, 01/04/1996-31/05/1996 arası ...... sicil numaralı ......,15/09/1998-31/12/1998 arası ...... sicil numaralı dost inşaat,01/07/2002-30/10/2002 arası ...... ...... Yapı Ltd.Şti.,09/04/2003-15/08/2003 tarihleri arasında ............ unvanlı dava dışı işyerlerinden ve 25/04/2004-20/12/2004 ,20/09/2005-15/12/2005 ,20/09/2005-31/03/2006 tarihlerinde davalı işverene ait değişik sicil numaralı işyerlerinden çalışmalarının Kuruma bildirildiği,bozmadan ilamından sonra 25/04/2017 tarihli tutanakta emniyet tarafından komşu işyeri tanığı olarak tespit edilen tanıkların dinlendiği,bordro tanıklarının tespit edilerek dinlenmediği,davacının 24/02/1997-24/08/1998 tarihleri arasında askerlik yaptığı anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun"un 79/1.maddesinde açıkça if...... edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan ...... İşlemleri Yönetmeliği"nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun"un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı iş yerine askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez. Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde, davacının iş ve sosyal sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi nedeniyle Kurumun Yasa"dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmelidir.
Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir.
Somut olayda, davacı adına 01/04/1996 ile 15/08/2003 tarih aralığında yukarıda belirtildiği gibi dava dışı işyerlerinden bildirim yapıldığı görüldüğünden, davacının çalışmaları kesintiye uğramış olup, her çalışma devresi için hak düşürücü sürenin değerlendirilmesi gerekecektir. Davacı davasını 19/11/2009 tarihinde açmıştır. O halde davacının mahkemece kabul edilen 15/06/1996-31/12/1996 ve 01/01/1999-31/12/2000 tarihleri arasındaki çalışmaları bakımından hak düşürücü süre geçmiştir. Mahkemece bu tarihler arasındaki çalışmaları da kabul edecek şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı işverene i......sine
29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.