3. Hukuk Dairesi 2017/12161 E. , 2017/16717 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; vasiyetçi muris ..."in ... 1. Noterliğinin 26/07/2004 tarih, ... yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi ile vasiyetname tanzim ettiğini, murisin 14/10/2012 tarihinde öldüğünü, ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından vasiyetnamenin açılmasına karar verildiğini, mirasçılardan ..."in muris..."den kendisine intikal edecek miras hak ve paylarını diğer mirasçı..."e temlik ettiğini, bu işlemin ... 1. Noterliği"nin 08/10/2004 tarih, 22491 yevmiye numaralı işlemiyle gerçekleştiğini belirterek, belirtilen vasiyetname ve mirastan feragat beyanı uyarınca tapuya tescil işlemi yapılmasını, vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalılar kendilerine yapılan tebligata rağmen açılan davaya cevap vermemişler, duruşmalara katılmadıkları gerekçesiyle gıyaplarında yargılamaya devam edilmiş;
Mahkemece; yapılan yargılama neticesinde; "...Davanın KABULÜ ile, tarafların murisi ..."in ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2012/1515 Esas, 2013/718 Karar sayılı ilamıyla açılan vasiyetnamesinin tenfizine... " karar verilmiş; 28/04/2014 tarihinde verilen karar mahkemece kesinleştirilmiştir .
Davalı ... vekilinin, tebligat usulsüzlüğü ve ölü ..."e yapılan tebligatın usulsüzlüğüne rağmen hükmün ... ve ... yönünden de kesinleştirilmesi gerekçesiyle mahkemeye başvurusu üzerine; mahkemenin
21.05.2012 tarih, 2013/342 sayılı ek kararıyla "... kesinleşme şerhinin davalı ... ve ölü ... yönünden kaldırılmasına, söz konusu gerekçeli kararın davalı ... vekiline tebliğ edildiği ve süresi içerisinde temyiz edilmediğinden davalı ... yönünden gerekçeli kararın kesinleşmiş sayılmasına; Gerekçeli kararın söz konusu ölü ..."in nüfus kaydının UYAP sisteminden alınarak murisleri adına gerekçeli kararın tebliği ile davalı ... vekiline tebliğine, ..." karar verilmiş; hükmün kesinleşmesinin kaldırılmasına dair ek karar davacılar vekilince; davanın kabulüyle vasiyetnamenin tenfizi yönündeki hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2015/18055 esas 2016/1616 karar sayılı 11/02/2016 tarihli ilamıyla;
A) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacılar vekilinin ek kararın temyizine yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
B) Davalı ... yönünden hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
B-1) Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle; “tebligat”, “taraf teşkili”, “adil yargılanma” ve “hukuki dinlenilme hakkı” kavramları üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır:
Bu ilkeler ışığında, somut olaya gelecek olursak, davalı ... adına gönderilen dava dilekçesi ve gerekçeli kararın menfaat çatışması bulunan davacı ..."e yapıldığı; duruşma davetiyesinin, Tebligat Kanunu madde 21"e göre yapıldığı, ancak tebligat evrakında, tebliğ anında davalının dışarda olduğunu beyan eden komşu adının ve imzasının tebliğ mazbatasında yer almadığı görülmüştür.
Buna göre; mahkemece, davalı adına Tebligat Kanunu hükümlerine göre, usulüne uygun tebliğ yapılmadan, taraf teşkili sağlanmadan, varsa tarafların göstereceği deliller toplanmadan, davalının yokluğunda aleyhine hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
B-2) ....Dosya içeriğine sunulan nüfus kaydı içeriğinden davalı ..."in 15.11.2013 tarihinde hükümden önce vefat ettiği anlaşılmıştır. Dava konusu istek malvarlığına ilişkin olup, mirasçıların malvarlığını etkilemektedir.
Ölü kişi adına hüküm kurulamayacağından, mahkemece anılan usul hükümleri dikkate alınarak, mirası reddetmeyen mecburi dava arkadaşları davalının mirasçılarının davada yer almalarının sağlanması gerekir. Yazılı şekilde dava sırasında ölen ve taraf ehliyeti son bulan davalı hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Söz konusu bozma ilamı uyarınca mahkemece; tarafların müşterek murisi..."nin yaptığı vasiyetname ile bir kısım taşınmazların tasarruf ettiği, söz konusu tasarruf işleminin iptali için herhangi bir dava açılmadığı, vasiyetnamenin tenfiz edilmesi için herhangi bir engel bulunmadığı, davaya konu vasiyetnamede geçen taşınmazların toplam değerinin 780.000,00TL olduğu ve harcının yatırıldığı anlaşılmakla harç ve vekalet ücretleri bu değer
nazara alınarak davanın kabulü ile vasiyetnamenin tenfizine, .. taşınmazların ilgili mirasçılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesine göre “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinde; bozma ilamı öncesi davalı ...’ın davadan haberdar olmadığının belirlendiği, sonraki aşamada davalı ...’ın davayı kabul ettiğine ve vasiyetnameye itirazının olmadığına yönelik beyanda bulunduğu, bu şekilde davadan ilk aşamada haberdar olmayan davalı yönünden ön inceleme aşamasının bozma sonrası yapıldığının kabulü gerektiği belirlenmekle; tarife hükümlerine göre vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerekirken tamamından sorumlu tutulması doğru görülmemiştir. Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK .436/2 maddesi gereğidir.
3- Harçlar Kanunu 22. maddesinde ise davadan feragat veya davayı kabul veya sulh mahkemenin ilk celsesinde vuku bulursa karar ve ilam harcının üçte biri daha sonra olursa üçte ikisinin alınacağı hüküm altına alınmıştır.
Yukarıdaki bentte açıklandığı üzere davalı ...’ın davayı kabul ettiğine ve vasiyetnameye itirazının olmadığına yönelik beyanda bulunduğu görülmekle karar ve ilam harcının üçte birinin hüküm altına alınması gerekirken tamamından sorumlu tutulması doğru görülmemiştir. Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK .436/2 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 9. maddesinde yer alan “45.150,00 TL” rakamının hükümden çıkarılarak yerine “22.575,00 TL” rakamının yazılması suretiyle, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün 8. maddesinin “8-Alınması gereken 53.281,80TL karar harcından davacı tarafça peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 13.344,80TLnin mahsubu ile eksik 4.415,80 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA” şeklinde değiştirilmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/11/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.