3. Hukuk Dairesi 2016/9112 E. , 2017/16765 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; hakkında düzenlenen 66.855,13 TL bedelli kaçak elektrik kullanım faturası nedeniyle daha evvel açtığı menfi tespit davasında yapılan yargılama neticesinde, ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/215 E.- 2010/429 K. sayılı kararı ile; davalıya 29.193,18 TL borçlu olduğu, 37.661,95 TL borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, yargılama sırasında elektriğin kesilmesi tehdidi altında dava konusu faturanın taksitlendirilerek tüm faiz ve gecikme zammı ile ödendiğini, ancak menfi tespit kararı uyarınca yalnızca 29.193,18 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek fazladan yapılan ödemenin tahsili amacıyla başlattığı takibe yalnızca faiz yönünden yapılan kısmi itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının ilama dayanarak ödediği miktarların istirdadını istediğini, istenen faizin hangi tarihlerden başladığının belli olmadığını ve fahiş olduğunu, bu nedenle asıl alacağın ödenerek fahiş olan faize itiraz edildiğini, davacının ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin yaptığı ödemelerin istirdadını isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; yapılan inceleme sonucunda, davacının fatura nedeniyle toplam 73.419,68 TL ödediği, menfi tespit davasında mahkemece fatura nedeniyle davacının 29.193,18 TL borcunun bulunduğunun belirlendiği, fazla ödemelerin 03.03.2008 tarihinde başladığı, bu tarihten itibaren fatura borcunun kapanması nedeniyle davacı ödemelerinin fazladan yapıldığı, fazladan yapılan ödemenin davalı yanca kabul edilerek asıl alacağa itiraz edilmediği, bu durumda sebepsiz zenginleşen davalının ödeme tarihlerinden itibaren TBK"nun 117/son maddesi uyarınca faizden sorumlu tutulması gerektiği, hesaplamada faize faiz yürütülmediği, yapılan hesaplamaya göre davacının faiz nedeniyle 42.696,40 TL alacaklı olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile ... 11. İcra Müdürlüğünün 2013/21822 esas sayılı dosyasındaki takibin işlemiş faiz kısmı olan 40.858,00 TL"lik kısmına davalının vaki itirazının iptali ile takibin devamına, itirazın iptaline karar verilen takip konusu alacağın %20"si oranında 8.171,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Somut olayda uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacağın tahsili istemi ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, sebepsiz zenginleşmeden doğan bir alacağa faiz yürütülebilmesi için borçlunun bir ihtar ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi zorunludur. Bu husus; 818 sayılı BK"nun 101.maddesinde "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur" hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117.maddesinde bu hüküm ""Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer"" şeklinde düzenlenmiştir.
O halde; iade borcu para borcu şeklindeyse iade talebinde bulunulmasından itibaren temerrüt faizi işleyecektir.
Somut olayda; davalının (iade borçlusunun) temerrüde düşürüldüğü tarih ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/215 E.- 2010/429 K. sayılı kararının kesinleşme tarihi olduğuna göre, mahkemece; kesinleşme tarihi olan 20.09.2012 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3-) Bundan ayrı olarak; alacağın varlığı ve miktarı yargılama sonucu saptanacak olmakla, alacak likit kabul edilemeyeceğinden İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenle temyiz eden davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bendde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.