MAHKEMESİ : ...Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 17.11.2011 gün ve 2010/14435 - 12865 E.K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında ... köyü, 138 ada 13 ve 139 ada 13 parsel sayılı sırasıyla 1727,91 m² ve 10674,84 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, Mayıs 1944 tarihli 33 nolu tapu kaydı ve gittileri ile 1937 tarihli 256 nolu vergi kaydı uygulanarak tarla niteliğiyle davalılar adına tespit edilmişlerdir.
Davacılar vekili, dava konusu taşınmazların müvekkillerinin miras bırakanlarından kaldığını ve tapu kaydı ile vergi kaydı bulunduğunu, o tarihten beri zilyetliklerinde olduğu iddiasıyla tespitlerinin iptali ile hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, Hazine ve ... Yönetimi çekişmeli taşınmazların ... sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katılmışlardır.
Mahkemece; davacıların davasının reddine, dava konusu taşınmazların tespitlerinin iptali ile ... niteliğiyle tapuya tescillerine karar verilmiş, hükmün davacı gerçek kişiler vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 17.02.2011 gün ve 2010/14435 E. - 12865 K. sayılı ilâmıyla [“İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,”] karar verilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 13.06.1967 tarihinde yapılıp ilân edilerek kesinleşen ... kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 01.11.1995 tarihinde 103 numaralı ... Kadastro Komisyonunca 6831 sayılı Kanuna göre aplikasyon, ... kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde çalışmaları yapılmış ilân edilerek kesinleşmiştir.
Davacılar vekili karar düzeltme istemli dilekçelerinde; çekişmeli taşınmazın 1996 yılında yapılan kadastrodan önce geldisi 1312 tarihli yoklama kaydı ve gittisi 07.06.1976 tarih ve 2 nolu tapuda kayıtlı olduğunu, mahkemece tapu kayıtlarının tüm gittilerinin ve revizyonlarının getirtilmediğini ve keşifte sağlıklı bir şekilde uygulanmadığını, ayrıca taşınmazın kesinleşen tahdit dışında kaldığını, tarım arazisi olarak kullanıldığını, üzerinde yetiştirilmiş ağaç ve ağaçcıklar olduğunu ancak ... olmadığını ileri sürerek Dairenin onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasını karar düzeltme yolu ile istemiştir.
Dosyanın karar düzeltme istemi doğrultusunda yapılan incelemesinde; çekişmeli taşınmazların kesinleşen orijinal tahdit ve aplikasyon haritasında sarı renk ile boyalı ziraat arazisi olarak belirleme yapıldığı ve ... kadastro haritasına göre tahdit sınırları dışında ve 2/B alanları dışında kaldıkları anlaşılmaktadır. Ancak ... bilirkişi tarafından aplikasyon ve 2/B haritası uygulanmış 1967 yılında yapılan ilk tahdide göre çekişmeli taşınmazların konumları haritasında irtibatlı olarak gösterilmemiştir.
Mahkemece davalıların dayandıkları Mayıs 1944 tarihli 33 nolu 9190 m2 yüzölçümlü tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve revizyon gördüğü tüm parsellerin tutanakları davalı iseler dava dosyaları keşiften evvel getirtilmemiş ve yapılan keşifte mevki ve hudutlar yöreyi iyi bilen yaşlı yerel bilirkişilerden sorulmak suretiyle sağlıklı bir uygulama yapılmadığı gibi, davaya konu taşınmazın en yakın kadastro parselleri ile irtibatlandırılmak suretiyle kadastro paftası üzerinde yeri fen bilirkişi tarafından işaretlenmiş ise de dayanak tapu kaydının ve vergi kaydının hudutları pafta üzerinde ayrı ayrı renklerle işlenerek gösterilmemiştir. Ayrıca komşu parsel tutanakları ve dayanak tapu ve vergi kayıtları getirtilerek zemine uygulanmak suretiyle çekişmeli taşınmazlar yönünü ne olarak okuduğu belirlenmek suretiyle hudut denetimi yapılmamıştır.
... bilirkişi raporunda taşınmazın kesinleşen ... kadastro sınırları dışında kaldığını, ziraat parselleri ile çevrili olduğunu ancak eski tarihli memleket haritası ve amenajman planına göre de yeşil renkli alanda eğimi yüksek eylemli ... örtüsü olduğu ve ... sayılan yerlerden olduğunu belirtmiş, fen bilirkişi raporunda dayanak tapu kaydının çekişmeli 139 ada 13 parsel ve 138 ada 13 parsel ile birlikte dava dışı 138 ada 8, 9, 10, 11 ve 12 sayılı parsellere uyduğu ve bu parsellerin tapunun hudut kapsamında kaldığını belirtmiş, bu raporlara dayanılarak yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, 3402 sayılı Kanunun 20/B maddesi bağlamında tapu kaydının hudut olarak uyduğunun kabulü halinde, 6831 yılı Kanunun 1/G maddesi istisna bendi kapsamında kalıp kalmadığı hususu değerlendirilmemiştir. Yapılan araştırma ve inceleme ve uygulama yetersizdir.
Bu nedenle; mahkemece, tarafların dayandıkları ve tutanakların tesbitinde esas alınan tapu kaydı ile davaya konu taşınmazlara en yakın komşu kadastro parsellerin dayanağı olan tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokilerinin varsa ayrıca vergi kayıtlarının, ayrıca dayanılan tapu kayıtlarının 1996 yılında yapılan kadastroda revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları ile davalı iseler dava dosyalarının, komşu parsel tutanak ve dayanaklarının, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler kurulu dışında halen ... ve ... Bakanlığı (... ve ... ... Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç ... mühendisi, bir ziraat ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte ... araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; ... kadastrosu yapıldığına göre, fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yapılacak uygulamada taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) tahdit haritası ile memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ile tahdit haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her üç harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu ... parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; kesinleşmiş ... kadastrosu bulunduğundan, Hazinenin iddiası nedeniyle yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu ... parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; dayanılan tapu kaydının dava konusu taşınmaza köy, mevki ve hudut olarak uyup uymadığı, ayrıntılı bir şekilde yaşlı mahalli bilirkişiden sorulmalı tapunun kapsamı belirlenmeli, hudutları irdelenmeli yerel bilirkişilerin bilmediği yönlerde gerekirse kadastro tespit tutanak bilirkişileri ile davacı tanıkları dinlenmeli, tapu kaydının maliki ile davalılar arasındaki ırsi ya da akdi illiyet bağı kurulmalı, dayanılan tapu kaydının 3402 sayılı Kanunun 20/B bendi dikkate alınarak uyduğunun saptanması halinde 6831 yılı Kanunun 1/G maddesi istisna bendi kapsamında kalıp kalmadığının değerlendirilmesi ve doğacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir.
Bu nedenle Dairenin onama ilâmı kaldırılarak yukarıda belirtildiği şekilde yeniden uygulama ve araştırmaya yönelik bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle ve bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairenin 17/11/2011 gün ve 2011/4435 E. - 2011/12865 K sayılı Onama kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 26/06/2009 gün ve 1996/28 - 2009/86 sayılı kararının yukarıdaki gerekçelerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/12/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.