20. Hukuk Dairesi 2017/5153 E. , 2019/41 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, davacıların, ... ili, ... ilçesi 204 ada 7 sayılı parselde bulunan bağımsız bölümlerden ..., 7, 9, 10, 11, 12, 13 ve 14 numaralı bağımsız bölümlerinin malikleri olduğunu, ..., 2 ve ... nolu bağımsız bölümlerin arsa paylarının 10/66 ve 9, 10, 11, 12, 13 ile 14 nolu bağımsız bölümlerin arsa paylarının ise 2/66 olduğunu, bu durumun eşitsizlik olduğunu savunarak arsa paylarının yeniden düzenlenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 02/03/2015 tarih ve 2014/13565 E. - 2015/3074 K. sayılı kararı ile; "Somut olayda dava konusu taşınmazda 1975 yılında kat mülkiyeti kurulduğu dikkate alındığında aradan geçen süre zarfında taşınmazda arsa paylarına herhangi bir itiraz olmamış, bilirkişi raporunda da bağımsız bölümlerin o tarihteki cinsi, bulunduğu kat, alanı, ısınma sistemi, aydınlanması, mimari kullanımı ve konumu, cephesi ve manzarası gibi hususlar değerlendirilmek suretiyle arsa paylarının yanlışlığını gösterecek herhangi bir delil de ortaya konulmamıştır. Arsa paylarının düzeltilebilmesi için kat mülkiyetinin kurulduğu tarihte ilgili bağımsız bölümün o tarihteki cinsi, bulunduğu kat, alanı, ısınma sistemi, aydınlanması, mimari kullanımı ve konumu, cephesi ve manzarası gibi hususlar dikkate alınırken bir yanlışlık yapıldığının açıkça ortaya konulması gerekir. Mahkemece bu hususlar yeterince açıklanmadan, yanlışlığın nedenleri ortaya konulmadan bilirkişinin mevcut keşif tarihindeki durum dikkate alınarak belirlediği arsa paylarına göre kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir." denilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 240 ada 7 parsel sayılı; ... nolu bağımsız bölümün 10/66 olan arsa payının .../129,2 nolu bağımsız bölümün 10/66 olan arsa payının .../129,3 nolu bağımsız bölümün 6/66 olan arsa payının .../129,... nolu bağımsız bölümün 10/66 olan arsa payının .../129,5 nolu bağımsız bölümün 6/66 olan arsa payının .../129,6 nolu bağımsız bölümün 6/66 olan arsa payının .../129, 7 nolu bağımsız bölümün 3/66 olan arsa payının 3/129,8 nolu bağımsız bölümün 3/66 olan arsa payının 3/129,9 nolu bağımsız bölümün 2/66 olan arsa payının 16/129,10 nolu bağımsız bölümün 2/66 olan arsa payının 37/129,11 nolu bağımsız bölümün 2/66 olan arsa payının 12/129,12 nolu bağımsız bölümün 2/66 olan arsa payının 10/129,13 nolu bağımsız bölümün 2/66 olan arsa payının 12/129,14 nolu bağımsız bölümün 2/66 olan arsa payının 12/129 şeklinde düzeltilmesine, düzeltilerek tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, anataşınmazda bulunan bağımsız bölümlere ait arsa paylarının düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Anataşınmazda kat irtifakı veya kat mülkiyetinin kurulması sırasında arsa payları bizzat kendileri tarafından düzenlenmiş olan kat maliki veya maliklerinin sonradan arsa paylarının düzeltilmesini istemekte iyiniyetli olup olmadıklarının ve ayrıca arsa paylarının düzeltilmesini isteyen kat malikinin bu isteminde korunmaya değer bir hukukî yararının bulunup bulunmadığının mahkemece dikkatle değerlendirilmesi gerekir.
Açıklanan bu yasal durum çerçevesinde somut olayda; anataşınmazda kat mülkiyeti kurulması sırasındaki belgeler ile arsa paylarının düzenlenmesine yönelik listede davacıların veya murislerinin imzalarının olup olmadığı araştırılmadığı gibi Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin bozma kararında belirtilen arsa paylarında somut olarak yanlışlık yapıldığını gösterir bir delilde davacılar tarafından dosyaya sunulmamıştır.
Mahkemece yukarıda açıklanan bozma kararı gereğince değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre ve bozmanın gereği yerine getirilerek bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/01/2019 günü oy birliği ile karar verildi.