Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/8931
Karar No: 2015/21369
Karar Tarihi: 10.06.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/8931 Esas 2015/21369 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2014/8931 E.  ,  2015/21369 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, ücretli izin alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirket bünyesinde ve ..... Mah. Rıfat ..... Cad. No.../... ..... adresinde bulunan ..... Pastanesinde 11.01.2010 tarihinde işe başladığını, iş akdinin davalı şirketçe feshedildiği 15.08.2012 tarihine kadar aralıksız olarak çalışmaya devam ettiğini, davacının en son olarak davalı şirkette mağaza müdürü olarak çalıştığını ve aylık net 1.300,00 TL maaş aldığını, davacının davalı şirkette hafta içi 03.00-16.00 saatleri arasında, cumartesi 03.00-24.00 saatleri arasında çalıştığını, dini, milli ve tüm resmi tatillerde hiç izin kullanmadan çalıştırıldığını, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, davacının iş akdinin hiçbir sebep bildirilmeksizin 15.08.2012 tarihinde davalı şirketçe haksız feshedildiğini ileri sürerek, alacaklarını istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının aksine davalı şirkete ait iki farklı şubede çalıştığını, çalışma süresi 1 yılı doldurmadığını, davacının kıdem tazminatına hak kazanmak için gerekli olan 1 yıllık süreyi doldurmadığından kıdem tazminatı ve yıllık izin alma hakkı bulunmadığını, davacının iş akdini 31.07.2012 tarihinde kendi isteğiyle sona erdirdiğinden ihbar tazminatı talep etme hakkı bulunmadığını, davalı işyerinde dini ve milli bayramlarda çalışma yapılmadığını, işyerinde fazla çalışma uygulaması bulunmadığını, davacının son olarak aylık net 673,87 TL maaş ve 79,79 TL asgari geçim indirimi aldığını savunarak, davanın reddine istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece,davacının davalı işveren yanında 01/04/2011-15/08/2012 tarihleri arasında çalıştığı, davacı ve davalı tanık anlatımları ile anlaşıldığı,davacının işten ayrıldığı tarihteki son aylık brüt ücretinin 1.818,41 TL olduğu, davalı taraf her ne kadar davacının asgari ücret aldığını ücret hesap pusulularında bu şekilde tahukkuk bulunduğunu ileri sürmüş ise de bu konuda emsal ücret araştırması sonucu ilgili sendikalardan alınan cevabı yazılar davacının yapmış olduğu işin niteliği göznönüne alındığında, davacının iddiasını mahkemece yerinde görüldüğünden, brüt 1.818,41 TL aylık ile çalıştığının kabul edildiği, iş akdinin feshinin tartışmalı olduğu,bu konuda davalı tarafın devamsızlık tutanağı veya başka bir belge mahkemeye sunamadığı gibi davalı tanığı ....."ın vermiş olduğu ifadelerle anlaşıldığı üzere işveren tarafından davacının işten çıkarıldığını açıkladığı davacı tanıkları da davacının abisinin borç para istemesi üzerine sinirlenen davalı işverenin davacıyı işten çıkardığının anlaşıldığı,dosya içerisinde bulunan bilirkişinin rapor ve ek raporunda belirtilen kıdem ve ihbar tazminatları tutarında davanın kabulüne,davacının fazla mesai ücret alacağı ile genel tatil ücret alacakları yönünden, işyerinde çalışma şartları gözönüne alındığında, fazla mesai yaptığını ücretlerinin ödenmediğini ayrıca davacının ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını davacı tanık anlatımları ile davalı tanığı ....."ın beyanları ile ispatlamış olduğu, bilirkişinin 10/10/2013 tarihli raporunda düzenlemiş olduğu bu ücretlerden %50 oranından hakkaniyet indirimi yapıldığı,davacının hizmet süresi gözönüne alınarak, 14 günlük izin alacağı hakkı olduğu, davalı tarafın bu yıllık izinlerini kullandırmadığı ve ücretlerinde ödemediği anlaşıldığı gerekçesiyle yıllık izin ücreti alacağının kabulüne karar verilerek hüküm kurulmuştur.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında ücretin miktarı uyuşmazlık konusudur.
    İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
    4857 sayılı Yasanın 8 inci maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma koşullarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı yasanın 37 nci maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece resen araştırılmalıdır. (Yargıtay 9.HD. 23.9.2008 gün 2007/27217 E, 2008/24515 K.).
    Çalışma belgesinde yer alan bilgilerin gerçek dışı olmasının da yaptırıma bağlanmış olması, belgenin ispat gücünü arttıran bir durumdur. Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı Kanunun 8 inci ve 37 nci maddelerinin, bu konuda işveren açısından bazı yükümlülükler getirdiği de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümlülüğüne yardımcı olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma koşulları ve benzeri konularda yasal güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmesi, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında delillerin değerlendirilmesi sırasında, işverence bu konuda belge düzenlenmiş olup olmamasının da araştırılması gerekir.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Somut olayda davacı vekili işyerinde davacının mağaza müdürü olarak çalıştığını iddia etmiştir.Emsal ücret araştırmasında davacının mağaza müdürü olarak çalışması halinde alacağı ücret miktarı bildirilmiştir.
    Davalı davacının işyerinde garson ve pişirici olduğunu ve işyerinde yetkili kişi veya mağaza müdürü olmadığını savunmuştur.
    Davacı ve davalı tanık anlatımlarında davacının fırın ustası, garson ve pişirici olduğu ayrıca davacı tanığı ..."ın davacının yetkili kişi olarak mal pişirme ve diğer işlere baktığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
    Mahkemece davacının yaptığı iş net olarak belirlenmeden ücretinin tespiti hatalıdır. Davacının yaptığı iş net olarak belirlenip, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda emsal ücreti araştırması yapılıp davacının ücreti tespit edildikten sonra yeniden bilirkişi raporu alınarak davacının işçilik alacaklarının hesabının yapılması gerekirken eksik araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi