9. Hukuk Dairesi 2015/15733 E. , 2015/21374 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılardan ....... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, davalılardan .... Şirketinin işçisi olarak Bursa Uluabat Hidroelektrik Santrali Yapımı Projesinde çalıştığını, davalı .... Şirketinin işi diğer davalı .... şirketinden aldığını, iş akdinin işverence haksız olarak feshedildiğini, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, bayram genel tatil ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Ak Enerji vekili, müvekkil şirketin anahtar teslim niteliğinde bir sözleşme ile işi diğer davalı şirkete verdiğini, bu nedenle husumet itirazlarında bulunduklarını, ayrıca zamanaşımı itirazlarının da olduğunu, davacının müvekkil şirket çalışanı olmadığından istenilen belgelerin de ibraz edilemediğini, ayrıca davacının tam taleplerinin ispata muhtaç ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.
Davalı .... Şirketi vekili savunmasında, öncelikle zamanaşımı definde bulunduklarını, tazminatların ödendiğini, fazla mesai ücreti de olmadığını savunarak, haksız ve yersiz açılan davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama sonunda, davacı tanıkları tekrar dinlenmiş, davacı tanıkları önceki beyanları ile aynı yönde beyanda bulunduğu, banka kaydı incelendiğinde, iddia edilen dönem içerisinde 14/01/2011 tarihinde "maaş ödemesi" adı altında 865,00 TL, 21/02/2011 tarihinde " maaş yatan" adı altında 600,00 TL ödeme yapıldığı, ancak banka kaydında bunların hangi aya ilişkin olduğu noktasında bir açıklık bulunmadığı, davacının 10/06/2008 - 30/06/2011 tarihleri arasında, günlük 48,04 TL brüt ücret karşılığı, yemek, servis sosyal haklarından faydalanarak davalılar yanında çalıştığı ve haftada 12 saat fazla çalışma yaptığının anlaşıldığı, her ne kadar kısa kararda 7117 TL fazla mesai ücreti alacağının denilmiş ise de bunun bilgisayardan sehven yazıldığı, 13.176,00 TL olarak hesaplanan fazla mesai ücretine %40 hakkaniyet indirimi uygulandığında fazla mesai ücretinin 7.906,00 TL olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Kararı davalılardan ....... temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- HMK.’un 298/2 maddesi gereğince sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması, tefhim edilen kısa karara aykırı olmaması gerekir. Aksi halde, yargılamanın aleniyeti ilkesi zedelenmiş ve mahkeme kararına güven sarsılmış olacaktır. Asıl olan tefhim edilen kısa karardır. Gerekçeli kararın kısa karara uygun olmaması, çelişki yaratır ve gerekçeli kararın yok hükmünde olduğu anlamına gelir. Belirtmek gerekir ki, kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihadı Büyük Genel Kurulu’nun 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Kararı gereğince bozma nedenidir.
Mahkemece kısa kararda 7.117,00 TL fazla mesai ücreti alacağına hükmedildiği, gerekçeli kararda ise 7.906,00 TL fazla mesai alacağına hükmedilmesi sonucu kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olduğu sabittir. Mahkemece karar gerekçesinde "her ne kadar kısa kararda 7117 TL fazla mesai ücreti alacağının denilmiş ise de bunun bilgisayardan sehven yazıldığı, 13.176,00 TL olarak hesaplanan fazla mesai ücretine %40 hakkaniyet indirimi uygulandığında fazla mesai ücretinin 7.906,00 TL olduğu anlaşıldığı" denmek suretiyle bunun sehven olduğuna işaret edilmiş ise; kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olması salt bozma nedeni olduğundan, kararın bu nedenle bozulması gerekmektedir.
3-Yerel mahkemece verilen ilk karar dairemizin bozma ilamında “Aynı yönde Yargıtay tarafından verilmiş bozma kararlarında da işyerinde bir dönem üç vardiyalı çalışıldığı daha sonra vardiyanın kaldırıldığı belirtilmiş olmakla(Yargıtay 7. HD. 2.7.2013 gün, 2013/ 10005 E, 2013/ 12463 K. Yargıtay 22. HD. 05.11.2013 gün, 2013/ 23716 E, 2013/ 23430 K.) mahkemece bu yönde araştırmaya gidilerek ve davacının istek konusu dönemde vardiya sistemine tabi çalışıp çalışmadığı da belirlenerek sonuca gidilmemesi hatalıdır.” gerekçesiyle bozulmasına rağmen, bu bozma gerekleri yerine getirilmeden emsal dosyalar incelenmeden, salt davacı tanığın beyanına göre işyerinde tüm dönem iki vardiyalı olarak çalışıldığının kabulü ile fazla çalışma hesabının yapılması da hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.