21. Hukuk Dairesi 2014/4987 E. , 2014/7954 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... vekili Avukat ... ile davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili Avukat ... aralarındaki tespit davası hakkında ... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesince verilen 26/09/2013 gün ve 149/188 sayılı kararın Onanmasına ilişkin Dairemizin 26/12/2013 gün ve 20574/24908 sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
K A R A R
1- Davacı vekili müvekkilinin 01.01.1995-31.12.1999 tarihleri arasındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılık tespiti isteminin bozma ilamı sonrası mahkemece reddolunduğu ve bu red kararının Dairemizin 26.12.2013 tarih 2013/20574 E- 2013/24908K sayılı ilamıyla onandığı belirterek davanın tümden reddinin hatalı olup bu hatanın giderilmesini istemiştir.
İş Mahkemeleri Kanununun 8/3. maddesi gereğince İş Mahkemelerinden verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama ya da bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
Maddi yanılgı kavramından amaç; hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, Adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.
Bu nedenledir ki; Yargıtay; bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltmesini kabul etmiştir. Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/10-895E ve 2002/838K, 2003/21-425E ve 2003/441K sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Mahkemece verilen ilk hüküm davalı Kurum vekilinin temyizi ile Dairemizin 04.07.2013 tarih 2013/6998E- 2013/14508K sayılı ilamı ile bozulmuş ise de 01.01.1997-31.08.1999 tarih aralığındaki tespit bozma kapsamı dışında kaldığından ve bu tarih aralığında sigortalılık şartları mevcut olduğundan bozma ilamı sonrası verilen davanın reddine ilişkin hükmün Dairemizce yanılgıyla onanması hatalı olmuştur.
Hal böyle olunca davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkeme kararının onanmasına ilişkin Dairemiz ilamının yanılgıya dayalı olduğu ve düzeltilmesinin gerektiği anlaşılmakla, Dairemizin 26.12.2013 tarih 2013/20574 E- 2013/24908K sayılı kararının kaldırılması gerekmiştir.
2- Dava, davacının 01.01.1995-31.12.1999 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 01.08.1996 tarihinde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak Kuruma tescil edildiği, teslim ettiği ürünlerden 1996/7, 1999/8, 2000/8 tarihlerinde prim kesintisinin yapıldığı, ... Yaprak Tütün İşletmelerinin 09.07.2008 tarihli yazısı ile davacının 1995,1996,1997,1998,1999 yıllarında tütün ekicisi olduğunun bildirildiği, Kurum"ca davacının 01.08.1996-31.12.1996 ile 01.09.1999-03.10.200 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, bozma ilamına uyularak verilen red kararı hatalı olmuştur.Şöyleki ilk hükümle 01.01.1997-31.08.1999 tarih aralığındaki tespit bozma kapsamı dışında bırakılmış ve davacı yararına kesinleşmiştir.Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında davacının bu tarih aralığında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olacağı da açıktır. O halde davacının 01.01.1997-31.08.1999 tarih aralığında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti yerine davanın tümden reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, karar düzeltme harcı ile temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.