16. Hukuk Dairesi 2019/2198 E. , 2020/550 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 142 ada 119 parsel sayılı 11260 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve arkadaşları adına tespit ve hükmen tescil edildikten sonra, ...,..."ın tapu maliki ... aleyhine açtıkları paya yönelik tapu iptal ve tescil davasının kabul edilmesi neticesinde adı geçenler de payları oranında tapu maliki olmuşlardır. Davacılar ... ve müşterekleri, miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu iptali ve miras payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 6100 sayılı HMK"nın 114/1-i ve 115 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak mahkemece, Kozan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/304 Esas ve 2010/282 Karar sayılı dosyası ile, eldeki davaya konu taşınmazla ilgili taraflar arasında yargılama yapıldığı bu davada 18.05.2010 tarihinde hüküm verildiği, hükmün 23.09.2010 tarihinde kesinleştiği; söz konusu hükmün taraflar arasında kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, verilen kararda isabet bulunmamaktadır. Şöyle ki, 6100 sayılı HMK"nın 303. maddesinde düzenlenen ve kamu düzenine tabi olan kesin hükümden bahsedilebilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekmektedir. Somut olayda, kesin hüküm teşkil ettiği kabul edilen dava dosyasının davacıları, kadastro sonrası oluşan tapu kaydında malik olmayan ...,... olup, adı geçenler tapu kayıt maliki ..."ın payına yönelik dava açtıkları halde, dava konusu payın kayıt maliki olan ..."ın yanında bütün tapu maliklerini taraf (davalı) olarak göstermişlerdir. Eldeki dosyada ise, tapu kayıt maliki ... mirasçıları olan ..., ... ve ..."nin ölü çocukları ... mirasçıları ile ... haricindeki ... mirasçıları tarafından, aynı tapu kaydında malik olan ... mirasçıları ... ve müşterekleri aleyhine, bu kişilerin paylarına yönelik tapu iptal ve tescil davası açılmıştır. Görüldüğü üzere her iki davanın tarafları ve davada ileri sürülen hukuki sebepler farklı olduğundan taraflar arasında kesin hükmün varlığından söz etmek hukuken mümkün bulunmamaktadır. Ancak; davacılar, çekişmeli taşınmazın murisleri ..."den intikal ettiği iddiasına dayanarak, miras payları oranında tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmış olup, çekişmeli taşınmazların davaya konu paylarının maliki olan davalılar, davacıların murisi ... "nin terekesine göre 3. kişi konumundadırlar. Murisin davacılar dışında "..." isminde başka bir mirasçısı olduğu da dosya kapsamında anlaşılmaktadır. İddiaya göre murisin terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olup, mirasçıların her birinin belirlenmiş payı olmadığına göre üçüncü kişiler aleyhine, miras payı oranında açılan tapu iptali ve tescil davasının dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Dava, tereke adına açılmış olmayıp, tüm mirasçıların paylarını kapsamadığından, davada taraf olmayan diğer mirasçıların katılması, muvafakatlarının alınması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle devam ettirilerek sonuçlandırılması da mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davanın aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle hüküm tesisi isabetsiz ise de ret kararı sonuç itibarı ile yerinde olduğundan hükmün, gerekçesi açıklanan şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
18.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.