3. Hukuk Dairesi 2016/4353 E. , 2017/16968 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vasisi tarafından (davalı ... vasisi adli yardım talepli olarak) temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ... vasisi hükmü, 18.01.2016 havale tarihli temyiz dilekçesi ile adli yardım talepli olarak temyiz etmiş, mahkemece aynı tarihte dilekçe üzerine düşülen şerh ile davacının adli müzaharet talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Oysa ki, temyiz dilekçesi ile Yargıtay"dan istenen adli yardım talebini mahalli mahkemenin kabul ya da reddetme yetkisi bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, Yargıtay"dan istenen adli yardım talebine ilişkin mahkemenin 18.01.2016 tarihli adli yardım kararının kaldırılmasına karar verilerek; davalı ... vasisinin adli yardım talebinin incelenmesinde; dosyaya eklenen belgelerden talepte bulunan davalı ..."nın yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığı ve adli yardım talebinin yerinde olduğu anlaşılmış olmakla (HMK"nin m. 336/2.) adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiş ve işin esasının incelemesine geçilmiştir.
Davacı, davalı ..."ya ait ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 3220 ada, 21 parsel sayılı arsa üzerine bulunan iki katlı ev ve arsasısının tamamını satın almak üzere 135.000,00.-TL"ye anlaştıklarını, ..."nın işi olduğunu söylemesi üzerine tapuda resmi devir işlemlerini gerçekleştirmek için, emlakçılık yapan diğer davalı ..."a vekaletname verdiğini ve taşınmazın resmi satışının bu vekaletname ile gerçekleştirildiğini, satış bedelinin tamamını ..."ın ofisinde davalı ..."ya elden ödediğini, tüm resmi işlemler tamamlandıktan sonra, bahse konu taşınmazı
davalı ..."e satmış olan ilk malik ..."ın, davalı ... hakkında ehliyetsizlik iddiası ile tapu iptal tescil davası açtığını ve yapılan yargılama sonucunda davalı ..."in ilk devir tarihinde dahi ehliyetsiz olduğundan bahisle kendisi adına kayıtlı olan tapunun iptaline karar verildiğini, bu şekilde kendisinin zarara uğradığını, dava konusu taşınmazı davalı ..."den satın alıp kendisine devredinceye kadar tam ehliyetli gibi davranan davalı ..."in bu zarardan sorumlu olduğunu, ayrıca en baştan beri ehliyetsiz olan ... hakkında vekaletname düzenleyen davalı ... ile davalı ... "in ehliyetsiz olduğunu bilerek birlikte hareket eden davalı ..."nin de bu zarardan sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere tüm yargılama süresi içerisinde yapmış olduğu masraflar ile ödemiş olduğu satış bedeli olan 150.000 TL"nin 01/06/2005 tarihinden itibaren davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., dava konusu olayla ve zararla bir ilgisinin bulunmadığını, tarafların talebi üzerine kendisine verilen vekaletname ile resmi devir işlemlerini yaptığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Davalı ... 16. Noterliği (noterlik adına noter Fikri Bal), noterliklerin tüzelkişiği bulunmadığını, davanın ancak belirtilen işlemleri gerçekleştiren notere karşı açılabileceğini belirtmiştir.
Davalı ... vasisi ..., dava konusu taşınmazın babası ..."a ait olmasına karşın halen davacı tarafça haksız olarak işgal edildiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... (bizzat) duruşmadaki beyanında, açılan davayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafından, davalı ..."ya açılan davanın kabulü ile; 150.000,00.-TL alacağın 01.06.2005 tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan alınarak davacıya verilmesine, diğer davalılar ... ve ... dava konusu zarardan sorumlu tutulamayacağı, davalı ... 16. Noterliğinin ise ayrı bir tüzelkişiliği olmadığınında dava ve taraf ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle, iş bu davalılar açısından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vasisi tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı ve davalı ... vekillerinin tüm, davalı ... vasisinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dava, davalı ... ile davacı arasındaki 01.06.2005 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi ile davacıya devredilen tapu kaydının, ilk malik (...) tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda, “temlik tarihinde davalı ..."nın hukuki ehliyete haiz olmadığı” gerekçesiyle iptali ile ilk malik (...) adına tesciline karar verilmiş olması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece; taşınmazın tapu iptal tescil davasının kesinleştiği tarihteki rayiç değeri olan 150.000 TL"nin ödetilmesine karar verilmişse de, taraflar (davacı ile davalı ...) arasındaki satım akdi, temlik tarihinde davalı ..."in hukuki ehliyete haiz olmaması nedeniyle Türk Medeni Kanununun 15. maddesi ile Borçlar Kanununun 19-20. maddeleri ve 28.07.1941 gün ve 4/21 sayılı İçtihadı Birleştirme
kararı gereğince, mutlak butlanla batıl olup baştan beri geçersizdir. Davacı, geçersiz sözleşmeye dayanarak, sadece ödediği bedeli kendi akidinden (davalı ..."ten) sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Buna göre öncelikle davacının, satış sözleşmesi nedeniyle davalı ..."e ödediği bedelin saptanması gerekecektir.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden; dava konusu taşınmazın ilk olarak 09.03.2001 tarihinde davalı ... tarafından davalı ..."e, 01.06.2005 tarihinde ise davalı ... tarafından davacıya satılarak tapuda devir ve teslim edildiği, ardından ilk malik ... açtığı tapu iptal tescil davası sonunda davalı ..."in her iki akit tarihinde hukuki ehliyete sahip olmadığı gerekçesiyle davacı adına olan tapunun iptaline karar verildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek 27.10.2010 tarihinde kesinleştiği, açılan bu tapu iptal tescil davasında davalı ..."in dava konusu taşınmazı davacı ..."e 40.500 TL"ye sattığını söylediği anlaşılmaktadır.
Dava konusu uyuşmazlık hakkında bir kesin hüküm bulunuyorsa, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Kesin hükmün bulunması olumsuz dava şartıdır Kesin hükmün koşulları dava konularının (müddeabihlerinin), dava nedenlerinin ve yanlarının aynı olmasıdır.Buna karşılık, taraflar arasında aynı yada benzer konuda kesinleşmiş olan bir hüküm ve burada saptanan maddi olgular, daha sonra ortaya çıkan uyuşmazlıklarda yukarıda açıklanan koşulların üçünün aynı anda bulunmaması nedeni ile kesin hüküm oluşturmasa bile güçlü delil oluşturabilir. Buna göre davalının diğer davadaki bu beyanı ödenen satış bedelinin tespiti bakımından güçlü delil niteliğindedir.
Bu durumda, mahkemece; dava konusu taşınmaz satışı nedeniyle davalı ... tarafından davacıya ödemiş olduğu 40.500 TL satış bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, sözleşme mutlak butlanla batıl olduğu halde, taşınmazın rayiç bedelinin esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-) Bunun yanında, sebepsiz zenginleşmeden doğan bir alacağa faiz yürütülebilmesi için borçlunun bir ihtar ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi zorunludur. (818 sayılı BK 101/1, 6098 sayılı TBK 117/1) ((...6.2.2008gün ve 2008/3-40-102 s.) Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.
Eldeki davada, davalı ..."in (yani iade borçlusunun) temerrüde düşürüldüğü tarihin, davacının hak sahipliğinin iptaline ilişkin olarak ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/343 esas, 2009/507 karar sayılı dosyada açılan tapu iptal tescil davasının kabulüne ilişkin verilen kararın kesinleştiği, eş söyleyiş ile ifanın imkansız hale geldiği 27/10/2010 tarihi kabul edilerek faizin bu tarihten itibaren başlatılması gerekirken, mahkemece; resmi satış tarihi olan 01/06/2006 tarihinden itibaren faize karar verilmesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı ... vekillerinin tüm, davalı ... vasisinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlere hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı ... (vasisi) yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.