Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1731
Karar No: 2012/7782
Karar Tarihi: 21.09.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/1731 Esas 2012/7782 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/1731 E.  ,  2012/7782 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18.03.2010 gün ve 468/209 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dilekçesinde; 102 ada 173 ve 116 ada 35 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına kadastro çalışma sıralarında tespit ve tescil edildiğini, miras bırakanı Celil Uydurucu"dan (Duyurucu) kaldığını, ölümüyle mirasçılarına intikal ettiğini, terekenin paylaşımı sonucu, vekiledenine düştüğünü açıklayarak anılan parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile vekiledeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davanın Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, "102 ada 173 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile davacı ... adına senetsizden tapuya kayıt ve tesciline, 116 ada 35 sayılı parsele yönelik davanın ise, reddine" karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin 102 ada 173 sayılı parselle ilgili hüküm davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, 102 ada 173 sayılı parsel bakımından zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamıştır. Dava konusu 173 sayılı parsel 23.06.2000 tarihinde yapılan tapulama çalışmaları sırasında 18.04.1962 tarih 13 sıra nolu Hazine tapusunun revizyonu sonucu tarla niteliğiyle 63.500 m2 yüzölçümlü olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelere göre, taşınmazın bulunduğu yerde Toprak Tevzi Komisyonunca 1957 yılında yapılan çalışmalar sonucu dava konusu yerin 34 parsel belirmelik tutanağı ile Hazine adına belirlendiği, işgalcisinin ... (...) olarak gösterildiği, tablendikatif numarasının ise, pafta 30 L ve 41 nolu parsel olduğunun anlaşıldığı, bu belgelere dayalı olarak Hazine adına Toprak Tevzi Komisyonunca 18.04.1962 tarih ve 13 sıra nolu tapu kaydının oluşturulduğu görülmüştür. 34 nolu belirtmelik tutanağının kapsamına göre dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan hali araziden belirlendiği saptanmıştır.
    Toprak Tevzi Komisyonlarınca Hazine adına belirtmesi yapılan taşınmazların kazanmayı sağlanan zilyetlikle edinebilmeleri için kural olarak, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu 18.04.1962 tarihinden geriye doğru en az yirmi yıl öncesine ait zilyetliğin belirlenmesi zorunludur. Bu durum karşısında davacının anılan taşınmazı zilyetlikle edinebilmesi için kendisinin veya miras bırakanın en azından 1941-1942 yılından beri taşınmazı ekip biçmeleri ve üzerinde tasarrufta bulunmaları gerekmektedir. Hazine adına tapu kaydının oluştuğu 18.04.1962 tarihinden sonra taşınmaz üzerinde bulunan zilyetlik taşınmazın tapulu olması nedeniyle hukuken davacı yararına geçerli bir sonuç doğurmaz ve herhangi bir hak bahşetmez. Keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ile tanık 1961 yılından sonra başlayan zilyetlikten söz etmişlerdir. Mahkemece de, dava konusu yerin etrafında mera bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durum karşısında tahsisli ve kadim mera araştırmasının yöntemine uygun bir biçimde yapılması zorunludur. Yargılama tutanakları üzerinde yapılan incelemede, taraflara tanık ve delillerini bildirmeleri konusunda herhangi bir süre veya imkan tanınmamıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde tanık deliline dayanmıştır. Keşif gününün belirlendiği 03.03.2009 tarihli yargılama oturumu ara kararında yerel bilirkişilerin ve tanıkların ne şekilde dinleneceği konusunda herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. Ara kararın bu haliyle usule aykırı olduğu açıktır.
    O halde, mahkemece yapılacak iş; kadim ve tahsisli mera araştırması durumu da göz önünde bulundurularak yerel yaşlı bilirkişilerin Yargıtay uygulaması uyarınca meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından mahkemece belirlenmesi, aynı biçimde komşu köyler halkı arasından yeri ve yöreyi iyi bilen yaşlı tanıklarını bildirmeleri konusunda taraflara süre ve imkan tanınması, Toprak Tevzii Komisyonunca hazırlanan ve Tüfekçipınar Köyüne ait mera paftalarının İl Özel İdare Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, taşınmazın bulunduğu köye ait tahsisli ve kadim mera kayıtlarının olup olmadığının İlçe Özel İdare Müdürlüğü ile Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden sorulması, varsa getirtilerek dosya ile birleştirilmesi, bu kayıt ve belgeler ile mera paftası ve dosya arasında bulunan mera norm kararlarının teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, dava konusu parselin Toprak Tevzi Komisyonunca düzenlenen mera paftası içinde kalıp kalmadığının belirlenmesi, 102 ada 173 sayılı parselin bitişiğinde bulunan 156 sayılı kadim mera parselinden açılmak suretiyle davacı ve miras bırakanı tarafından tasarruf edilip edilmediğinin yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak saptanması, davacı tarafın taşınmaz üzerindeki (1962 yılından önceki) zilyetliğinin başlangıç ve süresinin yerel bilirkişi ve tanıklara sorular yöneltilerek açıklığa kavuşturulması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, yerel bilirkişi ve tanıkların kimlikleri tespit edilirken mutlaka doğum tarihlerine yer verilmeli, tescili istenen taşınmazın tahsisli ve kadim mera kayıt ve belgeleri kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde, dava konusu yerin bitişikteki kadim meradan açılmak suretiyle kültür arazisi haline getirilen yerlerden olup olmadığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulup belirlenmesi, teknik bilirkişiden gerekçeli ve denetime açık rapor alınmalı ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 21.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi