Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14407
Karar No: 2020/558
Karar Tarihi: 18.02.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/14407 Esas 2020/558 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2016/14407 E.  ,  2020/558 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 18.02.2020 gün ve saatte temyiz eden ... ve ... ile aleyhine temyiz istenilen ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirilip, süresinde yapılan inceleme sonucu verilen geri çevirme kararı ile istenilen belgeler de getirtilip dosyasına konulduktan sonra yeniden inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:


    Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 108 ada 278 parsel sayılı 61.495,26 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydına ve paylaşmaya dayalı olarak davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... ve ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın bir bölümünün adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, davacılar ile tapu malikleri vekili olarak ... arasında 11.02.1976 tarihli senet düzenlendikten sonra aynı yere ilişkin olarak 2. bir senet düzenlendiği, davacı tarafından ibraz edilen bu senet üzerinde 10.000 metrekare yazdığı ve güney sınırının da sahibi senet olarak belirlendiği, bu senedin miktarına göre dava dışı 108 ada 346 parsel sayılı taşınmazın davacılar adına tespit edildiği, her ne kadar çekişmeli taşınmazın (A) ile işaretli bölümünün bir kısmının davacılar tarafından zilyet edildiği belirtilmiş ise de zilyetliğin tamamına ilişkin bulunmadığı, tapulu yerlerin zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
    Çekişmeli 108 ada 278 parsel ile davacılar adına tespit ve tescil edilen dava dışı 108 ada 346 parsel sayılı taşınmaz ve komşu bir kısım taşınmazların, tapu kaydına ve harici satın almaya dayalı olarak malikleri adına tespit gördükleri ve bu taşınmazların tespite esas alınan tapu kayıtları kapsamında kaldığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı taraf, dava konusu taşınmazı 11.02.1976 tarihli senet ile tapu maliklerinin verdiği vekaletnamelere dayalı olarak ...’dan (aynı zamanda tapu maliklerinden) satın aldıklarını, ayrıca daha sonra muhtarlıkta da kaydının bulunması için aynı şartlarla bir senet daha düzenlendiğini, satın aldıkları alanın “set” sınırına kadar dayandığını, ancak eksik yüzölçümlü olarak 108 ada 346 parsel sayılı taşınmazın adlarına tespit gördüğünü ileri sürerek, çekişmeli taşınmaz içinde bırakılan kendilerine ait taşınmaz bölümünün adlarına tescilini talep etmiş, davalı taraf ise senede dayalı olarak zaten davacılar adına 108 ada 346 parselin tespit edildiğini, çekişmeli taşınmazda davacıların bir haklarının bulunmadığını savunmuştur.
    Davacıların dayandığı 11.02.1976 tarihli el yazısıyla yazılmış senette, güney sınırının “hissedarlar ve set” olarak belirlendiği miktarın bulunmadığı, alıcısının davacılar, satıcısının ise vekaletnamelere dayalı olarak satışın yapıldığı tarih itibariyle tapu malikleri olan kişiler ve kendi adına ... olduğu, bilahare yapıldığı anlaşılan daktilo ile yazılmış diğer senette ise güney sınırının “Sahibi senet” olarak belirlendiği, alıcıların ve satıcının aynı kişiler olduğu, ayrıca muhtar imzası ve mührü ile iki azanın da imzalarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacılar tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan muhtar imzasının bulunduğu daktilo ile yazılmış senedin üst kısmında el ürünü olarak 10.000 metrekare ve 12.12.1977 tarihinin yazıldığı görülmekte olup, bu senet düzenledikten sonra muhtarlık makamına bırakılan ve muhtarlıkça eldeki dosyaya gönderilen nüshasında, miktar ve tarih bilgilerinin bulunmadığ görülmektedir. Buna göre, senedin taraflarca ve muhtarlıkça imzalandığı tarihte, satılan taşınmazın miktarının ne kadar olduğunun senede yazılmadığı ve yönlerinin de doğal sınırlar ya da komşu taşınmaz maliklerinin isimleriyle belirlendiği anlaşılmaktadır.
    Taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenen üç yerel bilirkişi aradaki sınırın neresi olduğunu bilemediklerini söylemişler; tespit bilirkişileri ...,... eylemli ve birbirine benzer beyanlarda bulunarak, aradaki sınırın “set” olarak tabir edilen yer olduğunu, setin kuzeyindeki taşınmaz bölümünde bulunan zeytinlerin davacı tarafça toplandığını, setin güneyinde kalan zeytinlerin ise davalı tarafça yıllarca toplandığı, bu güne kadar da bu kullanıma kimsenin bir itirazının olmadığını ve tespit sırasında kadastro teknisyeninin gösterdikleri bu sınıra göre ölçüm aldığını, ancak daha sonra krokinin nasıl çizildiğini bilemediklerini söylemişler, tutanak bilirkişisi ... ayrıca, davalı ...‘ın çiftliğinde yıllarca çift sürdüğünü ve çalıştığı dönemlerde aradaki sınırın “set” olduğunu belirtmiştir. Fen bilirkişisi tarafından düzenlenen harita ve raporda da, “set” olarak tabir edilen sınırın doğal olarak oluştuğu, özel bir çaba sarfedilerek veya işleyerek elde etme imkanının bulunmadığı, set sınırı nazara alındığında çekişmeli taşınmazın (A) ile gösterilen bölümünün, davacılar tarafından senet kapsamında kaldığı iddia edilen bölüm olduğu bildirilmiştir.
    Tüm bu anlatımlar karşısında, esasen taraflar arasındaki uyuşmazlığın senedin varlığına ilişkin bulunmayıp kapsamına ilişkin bulunduğu, davacı tarafın elinde bulunan senede sonradan 10.000 metrekare yüzölçümünün yazıldığı, muhtarlık makamında bulunan diğer örneğinde bu miktarın bulunmadığı, bu nedenle aradaki sınırın keşifte dinlenen tespit bilirkişi beyanlarına göre çözümlenmesi gerektiği, davacı tarafın dayandığı 11.02.1976 tarihli senet ve devamında yapılan muhtarlıkça da onaylı senet içeriğine göre, davacıların satın alıp zilyetliğini devraldıkları senet kapsamının güneyde “set” sınırına kadar dayandığı, dava dışı 108 ada 346 parsel ile çekişmeli 108 ada 278 parselin fen bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 17.784,52 metrekare yüzölçümündeki bölümü üzerinde, 1976 yılından tespitin yapıldığı 2005 yılına kadar davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanun"un 13/B-b koşullarının oluştuğu gözetilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın (A) bölümü yönüyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacıların temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi