Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10764
Karar No: 2017/17075
Karar Tarihi: 05.12.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/10764 Esas 2017/17075 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/10764 E.  ,  2017/17075 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu kaydındaki şerhin iptali-istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 05.12.2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av... geldi. Karşı taraf davalı vekili Av... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; ... ilçesi, ... Mah. ifrazdan önce 1151 ada ve 41 nolu ifrazdan sonra 151 ada 148 ve 149 parsellerin tapu kayıtlarında "... ... Vakfın"dan" ibaresi bulunduğunu, tapuda işlem yapılabilmesi için ... Bölge Müdürlüğü"ne 27/08/2015 tarihinde 43.186 TL ve 23/11/2012 tarihinde 71.000 TL olmak üzere toplam 114.000 TL vakıf taviz bedeli ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek vakıf şerhinin haksız olarak konulduğunun tespiti ile ödemiş olduğu 114.000 TL taviz bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davacı; ... 151 ada 144,145,150 ve 151 parsel sayılı taşınmazlara haksız konulan vakıf şerhinin kaldırılmasını ve ödemek zorunda kaldığı 104.613,00 TL taviz bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; asıl ve birleşen davaya karşı cevaplarında; davacı tarafından talep edilen 01/08/2007 tarihinde yapılan 43.186,00 TL ödemenin zamanaşımına uğradığını, 5737 sayılı Kanun"un 18.maddesi çerçevesinde taviz bedeli alınmasının hukuka uygun olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere taşınmazın gayri sahih yolla vakfedildiği kabul edilse bile taviz bedeli alınmaması için vakfın sadece aşar ve rusümatının vakfedildiğinin ispatlanması gerektiğini, dava konusu parsellerin taviz bedeli idareye yatırıldığından şerhin kaldırıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; dosyada çelişik iki bilirkişi kurulu raporu bulunduğu ancak ikinci bilirkişi kurulunun incelemesinin dosya içeriğine uygun olması ayrıca bu raporu destekleyen emsal bilirkişi raporları ve hukuki mütala raporları nazara alınarak çelişkinin giderilmesine gerek bulunmadığı, ikinci rapora itibar edilmesi gerektiği ikinci rapor doğrultusunda ..., ... 1151 ada 144, 148, 149, 150 ve 151 parseller üzerinde bulunan ... ... Vakfından mukataalı şerhinin, söz konusu taşınmazların miri arazi olması, vergi ve rüsumlarının mukataa şeklinde vakfedilmesi nedeni ile gayri sahih vakfedildiği, bu nedenle vakıf şerhin taviz bedeli ödenmeksizin terkin edilmesi gerektiği anlaşıldığından haksız ödenmiş bulunan asıl dava için 71.000,00 TL ve birleşen dava için 104.613,00 TL"nin davalından tahsiline ancak asıl davada talep edilen 43.186 TL"nin zamanaşımına uğradığı nazara alınarak bu miktar için davanın reddine, davalı temerrüde düşürülmediğinden dava tarihinden faize karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile dava konusu ..., ..., 1151 ada 144, 145, 148, 149, 150 ve 151 parsel sayılı taşınmazların taviz bedeline tabi taşınmaz olmadıklarının tespitine, tapuda vakıf şerhi terkin edilmiş olduğundan yeniden bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına, haksız ödendiği anlaşılan 71.000,00 TL ve 104.613,00 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 43.186 TL alacakla ilgili davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-5737 sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazete de yayımlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmüne göre; icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabiidir.
    Kanunun 3.maddesinde yapılan tanıma göre de; Mukataalı vakıf, zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise, değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder.
    Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu farklı olacağından bu taşınmazların ... köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığı keşfen ve uzman bilirkişiler marifetiyle saptanmalıdır.
    Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır.
    Bu halde somut uyuşmazlığın çözümü için öncelike tapu kaydına işlenen vakfın, mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir.
    Somut olayda mahallinde keşif yapılmak suretiyle Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, harita mühendisi ve mimar bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda; dava konusu taşınmazların ... Vakfının sahih vakıf malı olduğu, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu"nun 18.maddesinde hüküm altına alınan taviz bedeline tabi olduğu, tahsil edilen taviz bedellerinin yerinde olduğu tespit edilmiş, davacı vekilinin iş bu dava dosyası ile ilgili öğretim üyelerinden alınan hukuki mütalaalar, mahkeme kararları ve bilirkişi raporları gerekçe gösterilerek rapora itiraz edilmesi üzerine yeniden keşif yapılmak sureti ile Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve kadastro mühendisi bilirkişiler hazırlanan ikinci raporda; dava konusu taşınmazların gayri sahih vakfedildiği, bu nedenle vakıf şerhinin taviz bedeli ödenmeksizin terkin edilmesi gerektiği şeklinde görüş belirtmişler, mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden, dosya içeriğine uygun olması ayrıca bu raporu destekleyen emsal bilirkişi raporları ve hukuki mütala raporları nazara alınarak çelişkinin giderilmesine gerek bulunmadığı gerekçesi ile ikinci rapora itibar edilerek hüküm tesis edilmiştir.
    Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez. Her nekadar mahkemece, raporu destekleyen emsal bilirkişi raporları ve hukuki mütala raporları gerekçe gösterilerek ikinci rapora itibar edildi ise de hukuki mütalaalar dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu hazırlanmıştır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; taşınmaza ait tapu kaydı tesis tarihinden itibaren tüm dayanakları ile birlikte, vakıf durumunu gösterir kayıtlar (vakfiye örneği) ve dayanılan diğer belgeler kapsamında, ... Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı, vakfiye örneği ve tapu kaydı üzerinde bu konuda uzman üniversite (Hukuk Fakültelerinin Medeni Hukuk kürsülerinde görevli) öğretim üyeleri arasından oluşturulacak üçlü bir bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde keşif yapılarak, dava konusu vakfın mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ve aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla, yukarıda anılan maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak dava konusu uyuşmazlık hakkında yöntemince bir araştırma yapılarak, denetime ve hüküm kurmaya elverişli, bilimsel verilere uygun şekilde bilirkişi heyetinden, bilirkişi raporları arasında çelişkiyi giderecek şekilde rapor alınmalı ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince asıl ve birleşen dava davalısı yararına BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı taraftan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi