4. Hukuk Dairesi 2018/865 E. , 2020/1120 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 24/06/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle müdahalenin meni ve maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/06/2017 günlü karara karşı davalı tarafların istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen 14/12/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, mülkiyeti davacıya ait olduğu ileri sürülen büyükbaş hayvanlara davalıların müdahalesinin önlenmesi ve davacıya teslimi, bu mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karara karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin başvuruyu esastan reddetmesi üzerine de karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin, 2013 yılında eşinin vefatından sonra eşinin ailesi olan davalılarla birlikte yaşarken eziyet edildiğini, kötü davranıldığını, bu nedenle 17/03/2015 tarihinde en küçük çocuğunu yanına alarak ..."da yaşayan ailesinin yanına gittiğini, davacının evden ayrılırken, ailenin ahırında bulunan ve davacı adına kayıtlı olan 24 adet büyükbaş hayvan bulunduğunu, bu hayvanların küpe numaraları, doğum tarihleri, ırk ve cinslerinin ... İl Tarım Müdürlüğünden aldıkları listede gösterildiğini, davalıların bu hayvanların ürünlerinden yararlandıklarını, sığır destekleme primi aldıklarını ileri sürerek, davacı adına kayıtlı 24 adet büyükbaş hayvana davalıların müdahalesinin men"iyle, hayvanların davacıya teslimine, bu mümkün olmaz ise hayvanların bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacının eşinin ölümünden sonra müşterek çocuklarını bırakıp kaçıp gittiğini ve bu duruma kesinlikle sebep olmadıklarını, davacıya eziyet etmediklerini ve kötü davranmadıklarını, davacı adına kayıtlı olan hayvan sayısının 24 olup olmadığını bilmediklerini, yalnız davacının eşi henüz hayatta iken davacı adına kayıtlı olan hayvanlardan kesilen, satılan, ölen, kurbanlık yapılan hayvanlar olup, bu hayvanların kayıtlardan silinmediğini, şu an ahırda bakmaya devam ettiği 2 adet sığır anaç ve adet düvenin mevcut olduğunu, davacının bakmadığı bu hayvanların bakımını, yemini, yiyeceklerini, tüm ihtiyaçlarını davalı tarafın birlikte karşıladığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince; keşif sonrası alınan bilirkişi raporu benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükme karşı davalılar vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesince;ilk derece mahkemesi tarafından dava konusu edilen 24 adet hayvandan 20 adetinin davacıya ait olduğu kabul edilerek mahallinde yapılan keşifte halen davalıların kullandığı ahırda mevcut olduğu tespit edilen ... ve... kulak küpe numaralı üç adet hayvana davalıların müdahalesinin meni ile davacıya teslimine aynen teslim mümkün olmaz ise bedelleri olan 13.750TL"nin davalılardan tahsiline ve geri kalan 17 adet hayvan bedeli olan 67.750TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Dava, mülkiyeti davacıya ait olduğu ileri sürülen büyükbaş hayvanlara davalıların müdahalesinin önlenmesi ve davacıya teslimi, bu mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Hem yerel mahkemenin, hem de Bölge Adliye Mahkemesinin dava konusu hayvanların bir kısmının mülkiyetinin davacıya ait olduğuna yönelik kabulleri doğru olmasına rağmen gerçek zarar kapsamı doğru olarak belirlenmemiştir.
Şöyle ki;
4721 Türk Medeni Kanunun 994. maddesinde ‘‘İyiniyetli zilyet, geri vermeyi isteyen kimseden şey için yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri tazmin etmesini isteyebilir ve bu tazminat ödeninceye kadar şeyi geri vermekten kaçınabilir.
İyiniyetli zilyet, diğer giderler için tazminat isteyemez. Ancak, şeyin geri verilmesinden önce kendisine bu giderler için bir tazminat önerilmezse, kendisi tarafından o şeyle birleştirilen ve zararsızca ayrılması mümkün bulunan eklemeleri o şeyi geri vermeden önce ayırıp alabilir. Zilyedin elde ettiği ürünler, yaptığı giderler sebebiyle doğan alacaklarına mahsup edilir.’’ düzenlemesi ile aynı kanunun 3. maddesinde; ‘‘Kanunun iyiniyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.’’ düzenlenmesi bulunmaktadır.
Dosya kapsamından, davalıların iyiniyetli zilyet oldukları anlaşılmaktadır. Yukarıdaki düzenlemeler nazara alındığında, iyiniyetli zilyet, iade anında yaptığı zorunlu ve faydalı masrafları talep edebilir; hatta lüks masrafları mala zarar vermeden söküp alabilir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda zarar kapsamı belirlenirken davalıların yapmış olduğu bu masraflara yönelik değerlendirme yapılmadığı gibi, davalılar tarafından elde edilen ürün ve semerelerin de mahsup edilmediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalıların iyiniyetli zilyet olduğu benimsenerek TMK 994. maddesi uyarınca davalıların yapmış oldukları zorunlu ve faydalı masrafların keşif ve bilirkişi raporları doğrultusunda tespit edilen hayvanların bedellerinden indirilmesi ve ayrıca davalı zilyetler tarafından elde edilen ürün ve semerelerin mahsup edilip gerçek zarar kapsamının belirlenmesi gerekmektedir.
Şu durumda, bu hususları kapsayacak şekilde konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle zarar kapsamı belirlenmesi gerekirken bu hususlarda herhangi bir tespit içermeyen bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesis edilmesi doğru olmamış ve eksik incelemeye dayalı hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalılaın diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddiyle dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/03/2020 gününde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.