Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9536
Karar No: 2016/18659
Karar Tarihi: 21.06.2016

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/9536 Esas 2016/18659 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/9536 E.  ,  2016/18659 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


DAVA : Davacı, cezai şart borcu olmadığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 24.09.2008 tarihinde bir yıl belirli süreli hizmet sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmenin 10. maddesinde çalışma süresine ilişkin cezai şart düzenlendiğini, hizmet sözleşmesinin objektif şartın yokluğu sebebiyle imzalandığı anda belirsiz süreli iş sözleşmesine dönüştüğünü, müvekkilinin 04.12.2009 tarihinde işten ayrıldığını, iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayalı olduğu yönünde bir iddialarının bulunmadığını, davalı işverence iş sözleşmesinin feshi sebebiyle davacıdan cezai şart talep edildiğini, davacının talep edilen cezai şartı ödediğini, ancak cezai şart hesabının hatalı yapıldığını ve davalı işverenin sebepsiz zenginleştiğini belirterek ödenen miktarda cezai şart borcu olmadığına, ödenen miktarın ödeme tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davacının cezai şartı 15.01.2010 tarihinde ödediğini ve davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, menfi tespit davası için kanunda öngörülen bir yıllık dava açma süresinin geçtiğini, davacının iş sözleşmesinin asgari süreli olup bu tür sözleşmelerde cezai şart kararlaştırılmasının hukuken mümkün ve geçerli olduğunu, ayrıca cezai şartın her iki taraf içinde kararlaştırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, menfi tespit ile sebepsiz zenginleşmede iade için öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine dairemizin 30.10.2014 gün 2014/25012 -2014/29593 esas- karar sayılı ilamı ile "" ...zamanaşımı def"inde bulunan davalının, davacının geri alma hakkını cezai şartın ödenmesi anında öğrendiğini ve dolayısıyla davacının sebepsiz zenginleşme kaynaklı iade talebinin zamanaşımına uğradığını ispatlaması gerekmektedir. Bu husus davalı tarafından ispatlanamadığından davacının geri alma hakkını öğrendiğini iddia ettiği tarihin kısa zamanaşımının başlangıç tarihi olarak kabul edilerek davacının iade talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı değerlendirilmelidir. Şayet zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığı sonucuna ulaşılırsa davanın esasına girilerek karar verilmelidir. Mahkemece bu esaslara aykırı olarak hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir..."" gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece yapılan yargılamada ,toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporu uyarınca davanın kabulüne , davacının cezai şarttan dolayı davalı işverene borçlu olmadığının ve cezai şartın geçersiz olduğunun tespitine, Davacının cezai şarttan dolayı davalıya haksız olarak ödediği 9.828,82 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, iş sözleşmesinde yer alan cezai şart düzenlemesinin geçerliliği uyuşmazlık konusudur.
Gerek belirli gerekse belirsiz iş sözleşmelerinde, cezai şart içeren hükümler, karşılıklılık prensibinin bulunması halinde kural olarak geçerlidir. Ancak, sözleşmenin süresinden önce feshi şartına bağlı cezai şartın geçerli olabilmesi için, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olması zorunludur. Asgari süreli iş sözleşmelerine de aynı şekilde hükümler konulması mümkündür.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 11. maddesinde “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklinde düzenleme yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre aslolan iş sözleşmesinin belirsiz süreli yapılmasıdır. Belirli süreli iş sözleşmesi yapılması istisnai bir haldir. İşin niteliği belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilmesi için önem arzetmektedir. Belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif şartlara bağlı olarak “belirli süreli iş sözleşmesi” yapılabilecektir.
Somut olayda; davacının, davalı kooperatifde aday personel olarak çalışmaya başladığı , taraflar arasında 24.09.2008 tarihli asgari süreli ve davacının bir yıl süre ile çalışmasını öngören iş sözleşmesi düzenlendiği, aynı zamanda sözleşmenin taraflarca haksız ve geçersiz olarak feshi halinde cezai şart öngörüldüğü belirlenmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, taraflar arasında akdedilen 24.09.2008 tarihli iş sözleşmesinin "cezai şart" başlıklı 10. maddesinde sözleşmenin ilk iki ayının deneme süresi olduğu, bu deneme süresinden sonra sözleşmenin yürürlük süresi içerisinde taraflardan birinin bu sözleşmeyi haksız ya da geçersiz feshetmesi durumunda cezai şart ödeyeceklerinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin eki olduğu belirtilen "Taahhütname" başlıklı 10.06.2009 tarihli belgenin 1. maddesinde ise aday personelin daimi kadroya tayin edildiği bu kadroda yirmidört (24) ay tam olarak dolmadan isitfa etmesi ya da işverinin iş sözleşmesini 4857 sayılı Kanun"un 25/II. maddesine göre haklı sebeple feshetmesi halinde işçinin fesih tarihindeki giydirilmiş aylık brüt ücretinin (5) katı tutarındaki tazminatı çalıştığı süre ile orantı yapılmaksızın ödeyeceği bildirilmiş, 2. maddesinde ise çalışanın iş sözleşmesinin her ne suretle olursa olsun İş Kanunu"nun 25/2. maddesinde belirtilen nedenler dışında haksız ya da geçersiz şekilde feshetmesi halinde aynı cezai şartın işveren tarafından işçiye ödeneceği düzenlenmiştir.
Davacı 04.12.2009 tarihli istifa dilekçesi ile davalı kooperatiften istifa etmiştir. Davacının iş sözleşmesini feshinin haklı nedene dayanmadığı anlaşılmaktadır.Taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesi ve eki niteliğindeki taahhütname içeriği dikkate alındığında, cezai şart bakımından denklik söz konusudur. Hal böyle olunca mahkemece, davacının istemide göz önüne alınarak davacı tarafından ödenmesi istenen cezai şartın davacının çalışılan ve çalışması gereken sürelerde göz önüne alınarak indirime gidilerek belirlenmesi gerektiği halde yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, 21.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi