10. Hukuk Dairesi 2016/9034 E. , 2016/9969 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 01.03.2005 tarihinde kesinleşen davalıya, yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden 506 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle, 20.10.2008-19.09.2012 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
1-Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin 2. fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında, öncelikle, uyuşmazlık konusu dönemde boşanan eşlerin kayıtlı olduklar adreslerinde resen tespit edilecek kişilerden (çevre esnafı, komşular vb.) kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, 15.04.2014 tarihli denetmen raporunda ifadesi alınan ..."ın mahkeme huzurunda da beyanına başvurulmalı, denetmen raporu ile mahkeme beyanı arasında çelişki olması halinde mevcut çelişki usulünde giderilmeli, uyuşmazlık konusu dönem itibariyle seçmen bilgi kayıtlarında davacı ve eski eşinin nerede oy kullandıkları ve seçmen bilgi sistemindeki adreslerinin neresi olduğu araştırılmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate
alınmalı, davacı ve eski eşi adına uyuşmazlık dönemi içeren banka kayıtları ile telefon, doğalgaz vb. aboneliklerinin hangi adreste tesis edildiği saptanmalı, davacının eski eşi ..."nin boşandıktan sonra İngiltereye gittiği, yabancı bir bayanla evlendiğine dair iddialar yöntemince araştırılarak, eski eşin yurda giriş çıkış ve nüfus kayıtları dosyaya getirtilerek, ..."nin tespiti istenilen tarihlerde yurtdışında yaşayıp yaşamadığı hususu tespit edilerek, “boşanılan eşle uyuşmazlık konusu dönemde eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği toplanan kanıtlar ışığı altında yeniden değerlendirilmeli ve elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
2-Kurum tarafından 20.10.2008-19.09.2012 tarihleri arasında toplam 28.575,93-TL ölüm aylığı ödendiği, daha sonra, davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle, davacı adına, 39.231,67-TL borç tahakkuk ettirildiği, anlaşılmaktadır. Ancak dosya kapsamından, tahakkuk ettirilen 39.231,67-TL kurum alacağının içeriğinde yersiz yapılan tedavi giderlerinin olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece tahakkuk ettirilen borç miktarı içerisinde, yersiz sağlık giderlerinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulması isabetsizdir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.