3. Hukuk Dairesi 2020/11107 E. , 2021/9687 K.
"İçtihat Metni"ÇORUM 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen cezai şart tahsili, uyarı cezası ve sözleşmenin süreli feshi işlemlerinin iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Optiğin sahibi olduğunu, işyerini uzun bir süre önce kapattığını, Kurumun 18/11/2013 tarihli cezai işlem konulu yazısı ile; Kurum mensubu ... ve ...’e ait 3 adet reçetenin arkasındaki imzanın reçete sahibine ait olmadığı ve reçete muhteviyatının hastaya verilmediği halde Kuruma faturalandırıldığı gerekçesiyle toplam 20.663,30 TL cezai şart işlemi uyguladığını, ancak davalı kurumun hastaların beyanlarına göre tesis ettiği işlemin somut herhangi bir delile dayanmaması nedeniyle hakkında uygulanan haksız cezai işlem kararının iptalini istemiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; dava dışı kişilerin alınan beyanlarında davaya konu iki adet reçete altındaki imzanın kendilerine ait olmadıklarını bildirdikleri ve bunun neticesinde cezai işlemin uygulandığı, bunun aksinin ispat edilemediği, davacının kurum ile yapmış olduğu sözleşmenin 6.3.2 maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Davacı tarafından kuruma fatura edilen ... ve ...’e ait 3 adet reçete muhteviyatının hastaya teslim edilmediği ve reçete arkasındaki imzaların hastalara ait olmadığı; hastaların Kurumda ve duruşmada alınan beyanları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakta ise de, mahkemece uyuşmazlığa konu cezai işlemin sonradan yürürlüğe giren protokol hükümleri uyarınca yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira 2018 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Görmeye Yardımcı Tıbbi Malzemelerin Teminine İlişkin Sözleşme’nin 5.4.16. maddesinde “Bu sözleşmenin yürürlük tarihinden önceki sözleşme hükümlerine göre Kuruma fatura edilen ve kontrolleri Kurum tarafından bu sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra yapılan ya da kontrolleri yapılmış olmakla birlikte fesih ile ilgili işlemlerin henüz tamamlanmadığı durumlarda tespit edilen fiil/fiiller için Kurumca bu sözleşmenin (5) numaralı maddelerinde yer alan hükümleri uygulanır. Ancak tespiti yapılan fiil/fiiller için reçetenin veriliş tarihinde geçerli olan sözleşme hükümlerinin uygulanması optisyenlik müessesesi tarafından kurumdan yazılı olarak talep edilirse reçetenin veriliş tarihinde yürürlükte olan sözleşmedeki ceza koşulu ve fesih hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Bu protokol maddesinde davacının talebi olmaksızın sonraki protokol hükümlerinin kurum tarafından uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Kurumca lehe olan sonraki protokol hükümlerinin dava konusu uyuşmazlığa uygulandığına dair dosyada bir belge veya beyan bulunmadığına göre artık mahkemece, davacının ayrıca talebi aranmaksızın, dava açmasının lehe olan protokollerin kendisine uygulanmasını istediğine dair talebi olarak kabul edilerek, uyuşmazlık konusu olay yönünden 2018 yılı protokolünün 5.3.8. maddesinde yer alan “Reçete muhteviyatı malzemelerin verilmediği halde verilmiş gibi gösterilerek fatura edildiğinin tespit edilmesi halinde müessese yazılı olarak uyarılır ve reçete tutarının 10 (on) katı ceza koşulu uygulanır. Aynı fiilin tekrarı halinde 20 (yirmi) katı ceza koşulu uygulanarak sözleşme 1(bir) yıl süreyle feshedilir.”, 5.3.1. maddesinde yer alan “Müessese tarafından Kuruma fatura edilen reçetelerde bulunması gereken hasta/hasta yakınına ait imzanın hasta/hasta yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde, ilgili reçete içeriğinde yer alan malzeme bedelinin 2 (iki) katı ceza koşulu uygulanır ve müessese yazılı olarak uyarılır. Aynı fiilin tekrarı halinde ilgili reçete içeriğinde yer alan malzeme bedelinin 5 (beş) katı tutarında ceza koşulu uygulanarak sözleşme 1 (bir) ay süreyle askıya alınır. Ancak hasta reçete muhteviyatı malzemeyi aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmü uygulanmaz.” ve 5.4.2. maddesinde yer alan “Müessese tarafından sözleşmenin (5.4.1) maddesinin (a) bendinde belirtilen fiil/fiillerden, bir fatura dönemi için uygulanacak ceza koşulunun hesaplanması reçete bazında yapılır. Bir reçetede birden fazla usulsüz fiilin tespit edilmesi durumunda ceza koşullarından en yüksek olanı esas alınır. Bir fatura döneminde ceza koşulu gerektiren fiil/fiillerin birden fazla reçetede tespit edilmesi halinde belirlenen ceza koşulu her bir reçete için ayrı ayrı hesaplanıp bu bedeller toplanmak suretiyle tahsil edilir. Yine aynı sözleşme döneminde, sözleşmenin (5) başlıklı maddesinde belirtilen fiil/fiillerden sözleşmenin feshini gerektiren birden fazla farklı fiilin işlendiğinin tespiti halinde uzun olan fesih süresi uygulanır.” hükümleri birlikte değerlendirilmek suretiyle, davacı hakkında uygulanması gereken cezai işlemin yeniden belirlenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi Kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 07/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.