MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, vefat eden sigortalı eşi ..."dan dolayı ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
Dava, davacının 2000 yılında vefat eden sigortalı eşi ..."dan dolayı 2926 sayılı yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulup davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının murisinin 779 gün Tarım Bağ-Kur sigortalılığının bulunduğu ve prim borcunun 11.06.2013"te ödendiği, davacının 08.07.2013 tarihinde 360 gün askerlik borçlanması yaptığı ve 08.07.2013 tarihinde ölüm aylığı tahsis talebinde bulunduğu ve Kurumun davacı murisinin ziraat odası kayıtlarında yapılan incelemede kayıtların geçersiz olduğu ve sigortalılık süresinin değiştiği ve 1800 günü tamamlanmadığından talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; 30/11/2000 tarihinde vefat eden eşinden dolayı davacıya 2926 sayılı Yasa uyarınca ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağı hususunda toplanmaktadır.
Dairemizin önceki bozma ilamı incelendiğinde, bozma ilamında belirtilen esaslar çerçevesinde davanın reddine karar verilmişse de; yapılan hukuki değerlendirmede davacı murisinin ölüm tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlükte olmamasına rağmen hatalı değerlendirme neticesinde bu Yasa"nın davacı hakkında uygulanması gerektiği belirtilerek yapılan bozmanın davacı aleyhine olduğu anlaşılmış ve giderek hatalı bozmanın davacı lehine müktesep hak oluşturmayacağı tespit edilmiştir.
Hak sahiplerine yönelik ölüm aylığı tahsisinde sosyal güvenlik hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibari ile yürürlükte olan yasal düzenlemenin uygulanması zorunlu bulunmaktadır.
Davacı murisinin ölüm tarihi olan 30/11/2000 tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlükte değildir. Davanın yasal dayanağını 2926 saylı Yasa"nın 23. maddesi ve 1479 sayılı Yasa"nın 41. maddeleri oluşturmaktadır.
1479 sayılı Yasa"nın 41/1 maddesi " Ölen sigortalının hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için, sigortalının en az 3 tam yıl sigorta primi ödemiş bulunması şarttır. " hükmüne haizdir.
Somut olayda; davacının murisinin 01/10/1998-30/11/2000 tarihleri arasında 2 yıl 1 ay 29 gün sigortalılk süresi ve 360 günlük askerlik borçlanması vardır ve prim borcu da bulunmamaktadır. Ölüm tarihi itibari ile yürürlükte bulunan yasanın ilgili maddesi uyarınca 3 tam yıl ödenmiş sigorta süresi bulunduğu, bu haliyle davacının aylığa hak kazandığı sabittir.
Yapılacak iş; tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren davacının ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar vermekten ibarettir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.