3. Hukuk Dairesi 2016/7630 E. , 2017/17157 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile 2011 yılında evlendiklerini, davalının kendisine şiddet uyguladığını, sokak ortasında döverek giysilerini parçaladığını, davalının ağır kusuru nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığından boşanma davası açıldığını ve halen derdest olduğunu, ayrılık esnasında şahsi giyim eşyalarının dışında hiçbir eşyasını yanına almadığını, eşyaların halen davalı nezdinde bulunduğunu, evlendiklerinde davalının 10/02/2011 tarihli mehir senedini verdiğini, ayrıca ailesinin oturma grubu aldığını, ileri sürerek, fazlaya ait haklarının saklı kalmak kaydıyla 36.758,00 TL"lik ev eşyasının (ve dava dilekçesinde açıklandığı üzere ziynetlerinin) aynen, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının evden ayrılırken bütün ziynetlerinin üzerinde olduğunu, soyut olarak darp edildiğini iddia ettiğini, ancak olayın nasıl gerçekleştiği hakkında hiçbir beyanda bulunamadığını, böyle bir darp olayının kesinlikle olmadığını, kendisi şehir dışındayken eve gelip evden eşyalarını götürdüğünü, soruşturma dosyasında bu olayın mevcut olduğunu, davacının 29/05/2011 tarihinden itibaren hiçbir haklı sebebi olmadan kendisini terk edip baba evine gittiğini, ayrı yaşamaya başladığını, bu evlilik esnasında davacı ile ilgili bir mehir senedi yaptığını hatırlamadığını, ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; ayrılık sırasında davacının müşterek haneye giderek kapıyı çilingir marifeti ile açıp birtakım eşyaları ve şahsi eşyalarını aldığının tanık beyanlarıyla sabit olduğu, davacıya mehir senedi ile ziynet eşyalarının teslim edildiği, ancak ziynet eşyalarının tekrar davalı tarafından alındığı konusu ispat edilemediğinden, diğer eşyalar ile ilgili ise davalının dava safahatında "tekrar düğün yaparak evlendiğini, bahse konu eşyalarını ihtiyaç sahiplerine dağıttığını, dolayısıyla bedelini ödemeyi kendisinin de kabul ettiğini" beyan ettiği
gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, bilirkişi raporunda belirtilen; .... Marka oturma grubu 900,00 TL bedelli, koltuk takımı 500,00 TL bedelli, yemek odası takımı 500,00 TL bedelli, yatak odası takımı 500,00 TL bedelli, ... buzdolabı 500,00 TL bedelli, .... çamaşır makinesi 350,00 TL bedelli, ... 6 m2 halı 300,00 TL bedelli eşyaların davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, eşyaların aynen iadesinin mümkün olmaması halinde davacının 3.550,00 TL alacağının olduğunun kabulü ile 3.550,00 TL"nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, mehir senedinde belirtilen ve davacı tarafça talep edilen ziynet eşyaları yönünden talebin reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava; çeyiz senedine dayalı ziynet ve eşya alacağı istemine ilişkindir.
Davacı 10.02.2011 tarihli çeyiz senedi belgesine dayanarak çeyiz ve ziynet eşyaları yönünde talepte bulunmuş olup, senette teslim alan sıfatıyla davacının imzası bulunmadığından, ziynet ve eşyaların davacıya teslim edildiğine dair senet üzerindeki davalının beyanı, davacıyı bağlamaz. Ancak davalının bu çeyiz ve ziynet eşyalarını hibe ettiğine dair beyanı, kendisini bağlar.
Diğer taraftan, davacı tanıklarından...; "mehir senedi gereği altın yüzükler, küpe ve sayısını bilmediğim bilezik takıldı" beyanında, davacı tanığı ... ise; "geldiğinde üzerinde sadece iki yüzüğü ve küpesi vardı" beyanında bulunmuştur.
Davacı senetteki ziynetlerin hiç alınmadığını beyan etmiş ise de, yukarıda belirtildiği gibi bir kısım davacı tanıklarının senette belirtilen ziynetlerin bir kısmının alındığı, böylece bunların davacıyı teslim edilmiş olduğu ve iadesine karar verilemeyeceği anlaşılmaktadır.Bu durumda, davacıya hibe edilen ancak teslim edilmemiş bir kısım ziynetlerin tespiti ile bunların davacıya iadesi gerekmektedir.
Öyle olunca, mahkemece, çeyiz senedi içeriği ile tüm tanık beyanları incelenip değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile davacının çeyiz senedinde yazılı ziynet eşyaları yönünden davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.