Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/11121
Karar No: 2021/9688
Karar Tarihi: 07.10.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/11121 Esas 2021/9688 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/11121 E.  ,  2021/9688 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; ... Eczanesi’nin sahibi olan babası eczacı ..."in 16.06.2011 tarihinde vefat etmesi üzerine, 30.06.2011 tarihinde Bitlis İl Sağlık Müdürlüğü"ne müracaat ederek faaliyetlerinin durdurulması için talepte bulunduklarını, davalı kurumca 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler hakkında Kanunu"nun 7. maddesinde düzenlenen "Bir eczacı ...veya vefat eylerse ruhsatname sakıt olur" hükmü gerekçe gösterilerek babasına ait eczaneden 17.06.2011-30.06.2011 tarihleri arasında davalı kuruma fatura edilen reçetelerin ödenmesinin mümkün olmadığı belirtilerek, hak edişi olan 21.680 TL"nin davalı tarafça 14.11.2012 tarihli kararıyla kesildiğini, oysa eczacının vefatından sonra yakınlarının eczacılık faaliyetlerine devam etme haklarının bulunduğunu, kesilen 21,680 TL"lik alacağın yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
    Davalı; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece; Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczacılardan ilaç teminine ilişkin protokol metni"nin 8. ve 1. maddeleri uyarınca davaya bakmaya Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri yetkili olduğu için mahkemenin yetkisizliği nedeni ile dava dilekçesinin reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 19/04/2017 tarihli, 2016/30294 esas, 2017/4771 karar sayılı ilamıyla "...sözleşmede açıkça sözleşmeyi yapan taşra teşkilatının yetkili olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamında bulunan belgelerden söz konusu sözleşmenin davalı kurumun hangi taşra teşkilatı ile yapıldığı tespit edilememektedir. Hal böyle olunca sözleşmenin hangi taşra teşkilatı ile yapıldığının davalı kurum tarafından delillendirilmesi suretiyle tespit edilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin mahkemece ilaçların teslim edildiği yerin tespit edilerek yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı" gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek, davaya bakmaya Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri"nin yetkili olduğu, davalı vekilinin yetki itirazının yerinde olduğu kanaatiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş; dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi üzerine mahkemece; eczacının ölümü halinde kuruma yapılacak bildirimin süresine ilişkin mevzuatta ve ilaç teminine dair protokolde hüküm yer almadığı için davanın kabulüne, 21.680 TL’nin taleple bağlı kalınarak 02/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-TMK’ nun 640/2. maddesine göre “mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.”
    İştirak halinde mülkiyet diğer bir deyişle elbirliği mülkiyetinde esasında, iştirak halinde mülkiyeti meydana getiren kişilerin hepsinin bir arada hak sahibi olmaları yer alır. Bu mülkiyette malikler paydaş değil, ortaktır. Tüzel kişiliğe sahip olmayan bu ortaklıkta, hakkın süjesi ortaklık olmayıp bir bütün halinde elbirliğiyle hareket etmek zorunda olan ortaklardır (MK. md. 640/1). Ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır.
    HMK’nun "Mecburi dava arkadaşlığı" başlıklı 59. maddesinde ise; "Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır." hükmü düzenlenmiş bulunmaktadır.
    Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır. Ancak, duruşmaya gelmiş olan dava arkadaşlarının yapmış oldukları usul işlemleri, usulüne uygun olarak davet edildiği halde duruşmaya gelmemiş olan dava arkadaşları bakımından da hüküm ifade eder (HMK"md. 60/1).
    Taraf ehliyeti 6100 sayılı HMK "nun 114/ 1-d maddesi uyarınca dava şartlarından olup yine aynı yasanın 115/1 maddesi gereğincede kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca ileri sürülmese dahi kendiliğinden gözönüne alınmalıdır. Ancak yine aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilmeli, bu süre içinde bu dava şartı noksanlığının giderilmemesi halinde davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmelidir.
    Davada, iştirak halinde mülkiyet gereği miras yoluyla terekeye dahil olan Kurum alacağı talebi, mirasçılardan biri tarafından dava edilmiştir. Bu durumda tereke alacağı üzerinde mirasçıların elbirliği mülkiyeti söz konusu olup, mirasçılardan biri tarafından dava açılması nedeniyle mirasçı açtığı bu davayı yalnız başına yürütemeyeceğinden, davanın bütün mirasçılar ile birlikte yürütülmesi gerekir. Bu nedenle Mahkemece, açılan iş bu davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya TMK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacıya uygun bir süre vermesi gerekir. Eğer diğer mirasçılar davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermezler ise, bu durumda davayı açan mirasçının terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (TMK.640/3). Terekeye atanan temsilci, bir kısım mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir. Terekeye temsilci atanması ve tereke temsilcisinin davaya devam etmesi halinde de, ayrıca diğer mirasçıların davaya katılmalarına veya muvafakatlerinin alınmasına gerek yoktur.
    Davayı açan mirasçı, kendisine verilen kesin süreye (HMK md. 94) rağmen diğer mirasçıların davaya katılmalarını veya muvafakat etmelerini sağlayamaz ve terekeye temsilci de tayin ettiremez veya terekeye atanan temsilci davaya icazet vermezse davanın reddine karar verilir.
    Somut olayda, dava konusu alacağın muris ..."in vefatından sonra sahibi olduğu eczanece Kurum mensuplarının reçetelerinin karşılamasına devam edilmesinden kaynaklandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Murisin 16.06.2011 tarihinde vefatı ile geriye mirasçısı olarak ... ve Alp Taner’in kaldığı, davanın ise mirasçılardan ... tarafından açıldığı anlaşılmaktadır. Tereke alacağı üzerinde mirasçıların elbirliği mülkiyeti söz konusu olduğundan yukarıdaki açıklamalar ışığında diğer mirasçının davaya iştiraki ya da muvafakati sağlanmak suretiyle yargılama yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece, taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Bu eksiklik kamu düzenine ilişkin olup, HMK’nun 369/1. maddesi uyarınca kanunun açık hükmüne aykırılık oluşturmakla kararın re’sen bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma nedenine göre, davalı tarafın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi